İçinde ıl olan 6 harfli 119 kelime var. İçerisinde IL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıl olan kelimeler listesine ya da Sonu ıl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ATKILI
-
-
[sıfat]
Atkısı olan
-
[sıfat]
Atkısı olan
- ÇAKILI
-
-
[sıfat]
Çivi, kazık vb. bir şeyle tutturulmuş
- "Duvara çakılı büyük rakkaslı saati tamire götüren hademe, Reşat'ın omzuna adamakıllı bindirmiş." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Çakılmış, bir şeye bağlı
- "Genç kadın forsaların çakılı bulunduğu oturak dairesini görmeyi merak ediyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
- "O günkü sözleri çakılı kaldı bende." (Necati Cumalı)
-
Yeri değişmez, sabit
- "Çakılı top."
-
[sıfat]
Çivi, kazık vb. bir şeyle tutturulmuş
- HIMBIL
-
-
[sıfat]
Uyuşuk, tembel
- "Zekâ olmadı mı akıl biraz hımbıl kalıyor." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Uyuşuk, tembel
- IŞILTI
-
-
[isim]
Hafif ışık, ışıntı, parıltı
- "Bu kâğıtlara gözleri tuhaf bir ışıltı ile parlayarak baktığına dikkat etti." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şeyin ışıldarken saçtığı ışık
- "Hâlâ yeni bir sır aramakta / Yıldızlar ışıltıyla uzakta." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Hafif ışık, ışıntı, parıltı
- ATILIŞ
-
-
[isim]
Atılma işi veya biçimi, atılma
-
[isim]
Atılma işi veya biçimi, atılma
- BATILI
- ...
- YILLIK
-
-
[sıfat]
Yapımından veya doğumundan başlayarak üzerinden bir yıl geçmiş olan
- "O gün yıllık hesapları getirmişlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir yıl için, senelik, senevi
- "Evi yıllık tuttular."
-
Yılda bir yapılan
- "Kuruluşun yıllık toplantısı."
-
[isim]
Bir yılda verilen ücret
- "Bu evin yıllığı bir milyon liradır."
-
[isim]
Yılda bir çıkan ve o yılın olaylarını anlatan kitap, bülten, dergi vb. eser, salname
-
[isim]
Yılın gün, hafta, ay vb. bölümlerinden başka, bayram, yıl dönümü gibi belli günleri ve birtakım astronomi, meteoroloji, istatistik bilgilerini gösteren kitap biçiminde takvim, almanak
-
[isim]
Öğretim yılı sonunda hazırlanan, öğrenci, öğretmen ve yöneticilerin özellikleriyle ilgili bilgiler ile eğlendirici konuların yer aldığı kitap
-
[sıfat]
Yapımından veya doğumundan başlayarak üzerinden bir yıl geçmiş olan
- ILITMA
-
-
[isim]
Ilıtmak işi
-
[isim]
Ilıtmak işi
- ILIKÇA
-
-
[sıfat]
Biraz ılık, ılıcak
-
[sıfat]
Biraz ılık, ılıcak
- VARSIL
-
-
[sıfat]
Parası, malı çok olan, zengin, yoksul karşıtı
-
[sıfat]
Parası, malı çok olan, zengin, yoksul karşıtı
- BASILA
-
-
[isim]
Basımcılıkta, provalar için "basınız, basılsın" anlamında kullanılan bir söz
- "Yazar, kitabına basıla verdi."
-
[isim]
Basımcılıkta, provalar için "basınız, basılsın" anlamında kullanılan bir söz
- KILÇIK
-
-
[isim]
Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik
-
Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif
-
Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön veya yan tarafına aşırıp atması
-
[isim]
Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik
- BINGIL
- ...
- ARILAR
-
-
[isim]
Tek tek veya bir topluluk düzeni içinde yaşayan, vücutları, özellikle karınları ve arka ayakları kıllarla örtülü zar kanatlılar familyası
-
[isim]
Tek tek veya bir topluluk düzeni içinde yaşayan, vücutları, özellikle karınları ve arka ayakları kıllarla örtülü zar kanatlılar familyası
- ILIMAK
-
-
[nsz]
Ilınmak
-
[nsz]
Ilınmak
- ILIMLI
-
-
[sıfat]
Düşünce, iş vb.nde aşırıya kaçmayan, ölçülü, mutedil, itidalli
- "Eski ılımlı sesiyle hikâyesini bitiriverdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Siyasette aşırı görüşler arasında ortalama bir görüşü savunan
-
[sıfat]
Düşünce, iş vb.nde aşırıya kaçmayan, ölçülü, mutedil, itidalli
- FAZILA
- ...
- AYILMA
-
-
[isim]
Ayılmak işi
-
[isim]
Ayılmak işi
- KILAĞI
-
-
[isim]
Taş üzerinde bilenen bir kesici aracın keskin yüzüne yapışan ve aracın iyi kesebilmesi için, yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları, zağ
-
[isim]
Taş üzerinde bilenen bir kesici aracın keskin yüzüne yapışan ve aracın iyi kesebilmesi için, yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları, zağ
- ACILIK
-
-
[isim]
Acı olma durumu
- "Göğsünde bir sızı, ağzında bir acılık duydu." (Ömer Seyfettin)
-
Dokunaklılık, kederlilik, yaslılık
- "Yüreğinde derin bir üzüntüyle acılık vardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Acı olma durumu