İçinde ıkı olan 8 harfli 24 kelime var. İçerisinde IKI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıkı olan kelimeler listesine ya da Sonu ıkı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ACIKILMA
-
-
[isim]
Acıkılmak işi veya durumu
-
[isim]
Acıkılmak işi veya durumu
- YIKIŞMAK
-
-
[nsz]
Güreşmek
-
[nsz]
Güreşmek
- FIKIRDAK
-
-
Cilveli, oynak (kadın, kız)
-
Cilveli, oynak (kadın, kız)
- SIKILAMA
-
-
[isim]
Sıkılamak işi
-
[isim]
Sıkılamak işi
- ÇIKILMAK
-
-
[-e]
Dışarı veya yukarı gidilmek
- "Dağa çıkıldı. Bu havada dışarıya çıkılmaz."
-
[-e]
Dışarı veya yukarı gidilmek
- YIKILMAK
-
-
[nsz]
Yıkma işi yapılmak veya yıkma işine konu olmak
-
Herhangi bir sebeple çökmek, göçmek
- "Duvar yıkıldı."
-
Devrilmek, yığılmak
- "... yüzükoyun yıkılıp kalmış bir kadın, kaçışan hizmetçiler..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
İstenmeyen biri çekilip gitmek, defolmak
-
Yok olmak, mahvolmak
-
[-e]
Yüklenmek
- "Bütün işler onun üstüne yıkılmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Yıkma işi yapılmak veya yıkma işine konu olmak
- KIKIRDAK
-
-
[isim]
Kemik kadar sert olmayan, dayanıklı, esnek, bükülgen, damarsız bağ dokusu
- "Kulak kıkırdağı."
-
Sığır ve danada, hayvanın göğüs boşluğunun arka tarafının alt bölümünde bulunan parça
-
[isim]
Kemik kadar sert olmayan, dayanıklı, esnek, bükülgen, damarsız bağ dokusu
- TIKILMAK
-
-
[nsz]
Tıkma işi yapılmak
- "Bütün vücudu sanki ziftten bir kılıf içine tıkılmış gibi idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Dar, sıkıntılı bir yerde bulunmak, sıkışmak
- "Mecliste altmış kişi bir odaya tıkıldık." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Tutukevine konmak
- "Dama tıkıldım ama temyizde beraat ettim." (Aka Gündüz)
-
[nsz]
Tıkma işi yapılmak
- SIKILMAK
-
-
[nsz]
Sıkma işi yapılmak
- "Çamaşırlar sıkıldı."
-
Can sıkıntısı duymak
- "Bu merasimden fazla sıkıldığını belli eden bir sabırsızlıkla kapıdan yana bakmaya başladı." (Haldun Taner)
-
Utanıp çekinmek
- "O dakikadan dakikaya daha ziyade şaşırıyor, sıkılıyor, buradan kurtulmak istiyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Sıkıntıya düşmek
-
[nsz]
Sıkma işi yapılmak
- SIKINMAK
-
-
[nsz]
Kendini sıkmak, zorlamak
-
[nsz]
Kendini sıkmak, zorlamak
- BIKILMAK
-
-
[nsz]
Usanılmak
-
[nsz]
Usanılmak
- ÇIKIKLIK
-
-
[isim]
Çıkık olma durumu
-
[isim]
Çıkık olma durumu
- ÇIKILAMA
-
-
[isim]
Çıkılamak işi
-
[isim]
Çıkılamak işi
- TIMTIKIZ
-
-
[sıfat]
Çok tıkız
-
[sıfat]
Çok tıkız
- SIKILGAN
-
-
[sıfat]
Kendinde gereken güven ve cesareti bulamayan, utangaç, çekingen
- "Eski mahcup, sıkılgan Hüsam Efendi, şimdi çaçaron bir şey olmuştu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Kendinde gereken güven ve cesareti bulamayan, utangaç, çekingen
- SIKIŞMAK
-
-
[nsz]
Birbirine basınç yapacak kadar yaklaşmak
- "Üç hademe, ebe, hasta bakıcı merdivenin orta sahanlığında sıkışmışlar, sedyeyi çevirmeye çalışıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Basınçla iki şey arasında kalmak
- "Parmağı kapıya sıkışmış."
-
Dar bir yere zorla sığmak veya sığdırılmak
- "Karşıda apartmanın köşesine sıkışmış baraka kahveden bir adam, bir kürek ateş çıkardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Zor bir durumda kalmak
- "Osmanlı İmparatorluğu sıkışınca üç milyon asker çıkarabiliyordu." (Etem İzzet Benice)
-
Sıkıntı ve darlık vermek, çarpıntı duymak
- "Göğsü sıkışmış."
-
Tuvalet ihtiyacı gelmek
-
[nsz]
Birbirine basınç yapacak kadar yaklaşmak
- KIKIRLIK
-
-
[isim]
İçten gülme durumu
-
[isim]
İçten gülme durumu
- TIKINMAK
-
-
[nsz]
Eline geçen yiyeceği oburca yemek
- "Vebali boynuna, bunların karınlarına sığdırdıklarını bir insan tıkınamaz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Yemek yemek
-
[nsz]
Eline geçen yiyeceği oburca yemek
- BIKIŞMAK
-
-
[nsz]
Karşılıklı olarak birbirinden bıkmak
-
[nsz]
Karşılıklı olarak birbirinden bıkmak
- TIKIZLIK
-
-
[isim]
Tıkız olma durumu
-
[isim]
Tıkız olma durumu