İçinde ıkı olan 7 harfli 33 kelime var. İçerisinde IKI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıkı olan kelimeler listesine ya da Sonu ıkı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIKILMA
-
-
[isim]
Sıkılma işi
-
Utanma ve çekinme duygusu, hicap
-
[isim]
Sıkılma işi
- SIKINTI
-
-
[isim]
İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
- "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." (Peyami Safa)
- "İki ateş arasında epeyce sıkıntı çektik." (Aka Gündüz)
- "Bir derdi, bir sıkıntısı olup da öyle susup durduğu akşamlar bile yanında bulunmaktan hoşlanıyoruz." (Nurullah ataç)
-
Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, meşakkat, mihnet
- "Sıkıntı ve ıstırapla sağa sola döndüm." (Aka Gündüz)
-
Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı
- "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bulunmama durumu
- "Bu kış yine, kok kömürü sıkıntısı baş gösterecekmiş." (Haldun Taner)
-
Sorun, problem, mesele
- "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." (Burhan Felek)
-
[isim]
İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
- SIKIYSA
-
-
kolay sanıyorsa, kendine güveniyorsa, yürekliyse
- "Sıkı bir kemer."
- "İşini sıkı tut."
- "Seniha etrafını bu kadar sıkıya alan bu adamlardan hiç sıkılmıyor mu?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Sıkıya geldi mi borç etmekten çekinmez, sonra bu borçları ödemek için evinin eşyasını satar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
kolay sanıyorsa, kendine güveniyorsa, yürekliyse
- BIKILMA
-
-
[isim]
Bıkılmak işi
-
[isim]
Bıkılmak işi
- SARIKIZ
-
-
[isim]
Esrar
-
İnek
-
[isim]
Esrar
- TIKILIŞ
- ...
- SIKIŞIK
-
-
[sıfat]
Sıkışmış bir durumda olan
- "Size bu kadar ücreti niye ödemekteyiz, böyle sıkışık anlarımızda?" (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Sıkışmış bir durumda olan
- YIKILMA
-
-
[isim]
Yıkılmak işi
- "... birçokları yıkılmış, yıkılmaya yüz tutmuş, birçok büyük yalıların da ancak harabeleri ve hatıraları kalmış..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Yıkılmak işi
- FIKIRTI
-
-
[isim]
Kaynayan suyun çıkardığı ses
-
Cilveleşme
- "Hani fiskoslar, gülüşmeler, fıkırtılar." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Kaynayan suyun çıkardığı ses
- BIKIŞMA
-
-
[isim]
Bıkışmak işi
- "Sonra alışma, tanışma, doyuşma ve ... bıkışma gelir arkasından." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bıkışmak işi
- TIKINIŞ
- ...
- TIKIŞMA
-
-
[isim]
Tıkışmak işi
-
[isim]
Tıkışmak işi
- ÇIKIKÇI
-
-
[isim]
Çıkıkları düzelten kimse, sınıkçı, kırıkçı
- "... buzdan kayıp bacağını kırdı. Çıkıkçı getirdiler, bacağı şimdilik alçıda." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
Çıkıkları düzelten kimse, sınıkçı, kırıkçı
- TIKILMA
-
-
[isim]
Tıkılmak işi
-
[isim]
Tıkılmak işi
- YIKINTI
-
-
[isim]
Yıkılma, yıkım, mahvolma
-
Yıkılan bir şeyin parçaları, kalıntıları, enkaz
- "Ateşoğlu'nun evinin biraz ötesinde bir ev yıkıntısı keşfettim." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Ruhsal bakımdan yıkılma, yıkım, mahvolma
-
[isim]
Yıkılma, yıkım, mahvolma
- SIKIŞMA
-
-
[isim]
Sıkışmak durumu
- "İçinde garip bir sıkışma, ezilip büzülme duyuyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Sıkışmak durumu
- TIKIŞIK
-
-
[sıfat]
Tıkışmış olan
-
[sıfat]
Tıkışmış olan
- ÇIKIŞLI
-
-
[sıfat]
Belli bir okulu veya öğrenim kademesini bitirmiş olan, mezun
- "Okulun 1930 yılı çıkışlıları toplandı."
-
[sıfat]
Belli bir okulu veya öğrenim kademesini bitirmiş olan, mezun
- YIKILIŞ
-
-
[isim]
Yıkılma işi veya biçimi
- "Alman denizinden Türk denizine doğru bir yıkılış, büyük bir yıkılış vardı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Yıkılma işi veya biçimi
- ÇIKILMA
-
-
[isim]
Çıkılmak işi
-
[isim]
Çıkılmak işi