İçinde ıka olan 8 harfli 19 kelime var. İçerisinde IKA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıka olan kelimeler listesine ya da Sonu ıka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A I K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

AKI

2 Harfli Kelimeler

AK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SABIKALI

  1. [sıfat] Sabıkası olan
    • "Bugün medeniyet ve insaniyetin düşmanları olan canileri, sabıkalıları o arıyor, o takip ediyor, o buluyor." (Ömer Seyfettin)

TIKAMALI

  1. [sıfat] Tıkaması olan, tıkaçlı

YIKAMACI
...
SARIKAYA
...
YIKANMAK

  1. [nsz] Yıkama işi yapılmak veya yıkama işine konu olmak
    • "Çamaşır yıkandı."
  2. Kendi vücudunu yıkamak, banyo yapmak

YIKATMAK

  1. [-i] Yıkama işini yaptırmak

AÇIKAĞIZ

  1. [isim] Turpgillerden bir bitki (Hesperis acris)

TIKAÇSIZ

  1. [sıfat] Tıkacı olmayan, tıkaçlanmamış

NATIKALI

  1. [sıfat] Düzgün ve iyi konuşan

ÇIKARTMA

  1. [isim] Çıkartmak işi
  2. Özel olarak hazırlanıp bir yere yapıştırılan zamklı desen, resim veya yazı
    • "Yonca'nın elindeki kâğıt parçasında, yeşilli, sarılı, kırmızılı bir kelebek çıkartması var." (Oktay Rifat)

ÇIKARMAK

  1. Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
    • "Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı." (Ömer Seyfettin)
  2. [-i] Sonunu getirmek
    • "Bu para ile ayı çıkarırız."
  3. [-i] Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek
  4. [-i] Bulmak, ortaya koymak
    • "Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak."
  5. [-i] Hatırlamak
    • "Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım." (Necati Cumalı)
  6. [nsz] Döküntülü bir hastalığa tutulmak
    • "Çiçek çıkarmak."
  7. [-i] Çok hoşlanmak
    • "Lezzetini çıkara çıkara hikâyesine devam ediyordu." (Refik Halit Karay)
  8. [-i] Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek
    • "Öfkesini benden çıkardı."
  9. [-i] Sağlamak, elde etmek
    • "Ekmeğini taştan çıkarmak."
  10. [-i] Gibi göstermek, bir davranış yüklemek
    • "Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak."
  11. Sindirim yolundan dışarı atmak
  12. İlgisini keserek uzaklaştırmak
  13. [-i] Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak
    • "İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
  14. [-i] Yayımlamak
    • "Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı." (Orhan Seyfi Orhon)
  15. [-i] Gidermek
    • "Lekeyi çıkarmak."
  16. [nsz] Sebep olmak, yol açmak
    • "Bir dedektif bürosu açmış, hükûmet zorluk çıkardığından kapatmıştı." (Refik Halit Karay)
  17. [nsz] Yapmak, üretmek
    • "Bu terzi çok iş çıkarıyor."
  18. [-e] Sunmak
    • "Konuklara çerez çıkardı."
  19. [-e] Göstermek
    • "Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın." (Memduh Şevket Esendal)
  20. [-i] Bir şeyi bir örneğe göre yapmak
    • "Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami..." (Haldun Taner)
  21. [nsz] Yollamak, göndermek
    • "Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti."
  22. [nsz] Yükü boşaltmak
    • "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik." (Refik Halit Karay)
  23. [nsz] Resim yapmak
  24. [nsz] Fotoğraf çektirmek
  25. [-i] Söylemek
    • "Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır." (Osman Cemal Kaygılı)
  26. [-i] Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek

MIZIKACI

  1. [isim] Bandocu
  2. Armonika çalan kimse

MIZIKALI

  1. [sıfat] Mızıkası olan
  2. [isim] Sarayın müzik takımında çalışan kimse

YIKAYICI

  1. [isim] Yıkama işini yapan kimse
    • "Ölü yıkayıcısı."
  2. Laboratuvarda filmlerin yıkama işini yöneten kimse

ÇIKARTIŞ
...
TIKANMAK

  1. [nsz] Tıkama işine konu olmak
    • "Lavabo tıkandı."
  2. İştahı kalmayıp yemek yiyememek
  3. Soluk alamamak, soluğu kesilmek
    • "Hâlâ tıkanmış, boğulmuş gibi kesik kesik nefes alan Lale'ye bir kere daha baktı." (Ömer Seyfettin)

SADIKANE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Sadıkça

TIKATMAK

  1. [-i] Tıkama işini yaptırmak

YANIKARA

  1. [isim] Şarbon

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü