İçinde ık olan 8 harfli 660 kelime var. İçerisinde IK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ık olan kelimeler listesine ya da Sonu ık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ARTÇILIK

  1. [isim] Artçının görevi

YAĞLIKÇI

  1. [isim] Havlu, çevre, çamaşır vb. satan kimse
  2. Gelinlik, tel, duvak vb.ni kira ile veren kimse

YANLILIK

  1. [isim] Yanlı olma durumu
    • "Gençlik onun yanlılığını, bencillik gibi görünen iç inzivasını hiç tutmazdı." (Haldun Taner)

ÇIKARMAK

  1. Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
    • "Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı." (Ömer Seyfettin)
  2. [-i] Sonunu getirmek
    • "Bu para ile ayı çıkarırız."
  3. [-i] Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek
  4. [-i] Bulmak, ortaya koymak
    • "Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak."
  5. [-i] Hatırlamak
    • "Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım." (Necati Cumalı)
  6. [nsz] Döküntülü bir hastalığa tutulmak
    • "Çiçek çıkarmak."
  7. [-i] Çok hoşlanmak
    • "Lezzetini çıkara çıkara hikâyesine devam ediyordu." (Refik Halit Karay)
  8. [-i] Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek
    • "Öfkesini benden çıkardı."
  9. [-i] Sağlamak, elde etmek
    • "Ekmeğini taştan çıkarmak."
  10. [-i] Gibi göstermek, bir davranış yüklemek
    • "Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak."
  11. Sindirim yolundan dışarı atmak
  12. İlgisini keserek uzaklaştırmak
  13. [-i] Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak
    • "İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
  14. [-i] Yayımlamak
    • "Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı." (Orhan Seyfi Orhon)
  15. [-i] Gidermek
    • "Lekeyi çıkarmak."
  16. [nsz] Sebep olmak, yol açmak
    • "Bir dedektif bürosu açmış, hükûmet zorluk çıkardığından kapatmıştı." (Refik Halit Karay)
  17. [nsz] Yapmak, üretmek
    • "Bu terzi çok iş çıkarıyor."
  18. [-e] Sunmak
    • "Konuklara çerez çıkardı."
  19. [-e] Göstermek
    • "Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın." (Memduh Şevket Esendal)
  20. [-i] Bir şeyi bir örneğe göre yapmak
    • "Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami..." (Haldun Taner)
  21. [nsz] Yollamak, göndermek
    • "Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti."
  22. [nsz] Yükü boşaltmak
    • "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik." (Refik Halit Karay)
  23. [nsz] Resim yapmak
  24. [nsz] Fotoğraf çektirmek
  25. [-i] Söylemek
    • "Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır." (Osman Cemal Kaygılı)
  26. [-i] Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek

FIRÇALIK

  1. [isim] Resim yapmada kullanılan fırçaların konulduğu süzgeçli kap

KIYMALIK

  1. [sıfat] Kıyma yapmaya elverişli
    • "Kıymalık et."

AZGINLIK

  1. [isim] Azgın olma durumu

OTACILIK

  1. [isim] Hekimlik

YAZLIKÇI

  1. [isim] Tatillerini yazlıklarda geçiren kimse
    • "Yağmurlu hava dolayısıyla yazlıkçılar üzgün, üretici sevinçli."

YOZLAŞIK
...
AYSARLIK

  1. [isim] Aysar olma durumu

BAŞLIKÇI

  1. [isim] Başlık yapan veya satan kimse

FİDANCIK

  1. [isim] Küçük fidan
    • "Buraya dikilen fidancıkların gölgeleri, sığınabilecek kadar geniş değildi." (Memduh Şevket Esendal)

MISIRLIK

  1. [isim] Geniş mısır tarlaları bulunan yer

ORGANLIK

  1. [sıfat] Organ olma durumu
    • "Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ... yargı yolu ile olur." (Anayasa)

SALAKLIK

  1. [isim] Salak olma durumu veya salakça davranış
    • "Böyle yerlerde bana bir salaklık gelir." (Burhan Felek)

AHBAPLIK

  1. [isim] Ahbap olma durumu, ünsiyet
    • "Bizim de bahçıvan kızı ile ahbaplığımız şurada birkaç gün daha ya sürer ya sürmez!" (Osman Cemal Kaygılı)

ÇATKILIK

  1. [isim] Çift öküzlerini birbirlerine bağlayan çifte boyunduruklu ağaç

ÇORAKLIK

  1. [isim] Toprağın verimli olmama durumu
  2. Suyun acı olma durumu

KIRBACIK

  1. [isim] Tulumcuk

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü