İçinde ık olan 8 harfli 660 kelime var. İçerisinde IK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ık olan kelimeler listesine ya da Sonu ık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARTÇILIK
-
-
[isim]
Artçının görevi
-
[isim]
Artçının görevi
- YAĞLIKÇI
-
-
[isim]
Havlu, çevre, çamaşır vb. satan kimse
-
Gelinlik, tel, duvak vb.ni kira ile veren kimse
-
[isim]
Havlu, çevre, çamaşır vb. satan kimse
- YANLILIK
-
-
[isim]
Yanlı olma durumu
- "Gençlik onun yanlılığını, bencillik gibi görünen iç inzivasını hiç tutmazdı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yanlı olma durumu
- ÇIKARMAK
-
-
Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- "Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Sonunu getirmek
- "Bu para ile ayı çıkarırız."
-
[-i]
Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek
-
[-i]
Bulmak, ortaya koymak
- "Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak."
-
[-i]
Hatırlamak
- "Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Döküntülü bir hastalığa tutulmak
- "Çiçek çıkarmak."
-
[-i]
Çok hoşlanmak
- "Lezzetini çıkara çıkara hikâyesine devam ediyordu." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek
- "Öfkesini benden çıkardı."
-
[-i]
Sağlamak, elde etmek
- "Ekmeğini taştan çıkarmak."
-
[-i]
Gibi göstermek, bir davranış yüklemek
- "Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak."
-
Sindirim yolundan dışarı atmak
-
İlgisini keserek uzaklaştırmak
-
[-i]
Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak
- "İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Yayımlamak
- "Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[-i]
Gidermek
- "Lekeyi çıkarmak."
-
[nsz]
Sebep olmak, yol açmak
- "Bir dedektif bürosu açmış, hükûmet zorluk çıkardığından kapatmıştı." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Yapmak, üretmek
- "Bu terzi çok iş çıkarıyor."
-
[-e]
Sunmak
- "Konuklara çerez çıkardı."
-
[-e]
Göstermek
- "Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Bir şeyi bir örneğe göre yapmak
- "Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami..." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Yollamak, göndermek
- "Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti."
-
[nsz]
Yükü boşaltmak
- "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Resim yapmak
-
[nsz]
Fotoğraf çektirmek
-
[-i]
Söylemek
- "Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-i]
Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek
-
Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- FIRÇALIK
-
-
[isim]
Resim yapmada kullanılan fırçaların konulduğu süzgeçli kap
-
[isim]
Resim yapmada kullanılan fırçaların konulduğu süzgeçli kap
- KIYMALIK
-
-
[sıfat]
Kıyma yapmaya elverişli
- "Kıymalık et."
-
[sıfat]
Kıyma yapmaya elverişli
- AZGINLIK
-
-
[isim]
Azgın olma durumu
-
[isim]
Azgın olma durumu
- OTACILIK
-
-
[isim]
Hekimlik
-
[isim]
Hekimlik
- YAZLIKÇI
-
-
[isim]
Tatillerini yazlıklarda geçiren kimse
- "Yağmurlu hava dolayısıyla yazlıkçılar üzgün, üretici sevinçli."
-
[isim]
Tatillerini yazlıklarda geçiren kimse
- YOZLAŞIK
- ...
- AYSARLIK
-
-
[isim]
Aysar olma durumu
-
[isim]
Aysar olma durumu
- BAŞLIKÇI
-
-
[isim]
Başlık yapan veya satan kimse
-
[isim]
Başlık yapan veya satan kimse
- FİDANCIK
-
-
[isim]
Küçük fidan
- "Buraya dikilen fidancıkların gölgeleri, sığınabilecek kadar geniş değildi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Küçük fidan
- MISIRLIK
-
-
[isim]
Geniş mısır tarlaları bulunan yer
-
[isim]
Geniş mısır tarlaları bulunan yer
- ORGANLIK
-
-
[sıfat]
Organ olma durumu
- "Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ... yargı yolu ile olur." (Anayasa)
-
[sıfat]
Organ olma durumu
- SALAKLIK
-
-
[isim]
Salak olma durumu veya salakça davranış
- "Böyle yerlerde bana bir salaklık gelir." (Burhan Felek)
-
[isim]
Salak olma durumu veya salakça davranış
- AHBAPLIK
-
-
[isim]
Ahbap olma durumu, ünsiyet
- "Bizim de bahçıvan kızı ile ahbaplığımız şurada birkaç gün daha ya sürer ya sürmez!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Ahbap olma durumu, ünsiyet
- ÇATKILIK
-
-
[isim]
Çift öküzlerini birbirlerine bağlayan çifte boyunduruklu ağaç
-
[isim]
Çift öküzlerini birbirlerine bağlayan çifte boyunduruklu ağaç
- ÇORAKLIK
-
-
[isim]
Toprağın verimli olmama durumu
-
Suyun acı olma durumu
-
[isim]
Toprağın verimli olmama durumu
- KIRBACIK
-
-
[isim]
Tulumcuk
-
[isim]
Tulumcuk