İçinde ı olan 5 harfli 750 kelime var. İçerisinde I harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ı harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ı harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ANLIK

  1. [sıfat] Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane
    • "Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu?" (Tarık Buğra)
  2. [isim] Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme melekesi, anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt

HIŞIR

  1. [isim] Olmamış meyve
  2. [sıfat] Taşkınlık gösteren, yaramaz (kimse)
    • "Serde toyluk vardı a canım. Sahi ne hışırdım o zaman. İlk gençlik, sersemlik, budalalık çağı." (Haldun Taner)
  3. [sıfat] Aptal, sersem

YIRIK

  1. [sıfat] Yırtılmış

AYICI

  1. [isim] Ayı oynatmayı iş edinen kimse
  2. Kaba saba kimse

BAKIM

  1. [isim] Bakma işi
  2. Bir şeyin iyi gelişmesi, iyi bir durumda kalması için verilen emek
    • "Bahçe bakım ister."
  3. Birinin beslenme, giyinme vb. gereksinimlerini üstlenme ve sağlama işi

CAZLI

  1. [sıfat] Cazı olan
    • "Eğer gürültülü, cazlı bir yerde yemeği tercih etmezseniz sizi lokantaya götürecektim." (Refik Halit Karay)

HIFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saklama
  2. Ezberleme, akılda tutma

KIRCA

  1. [sıfat] Hafif kırlaşmış
    • "Tıknaz, kırca, kısa sakallı, kırmızı yüzlü bir efendi." (Memduh Şevket Esendal)

TIRAK

  1. [isim] Kırılan kuru bir şeyin çıkardığı ses

YANIK

  1. [sıfat] Yanmış olan
    • "Yanık soğan kokulu bir buhar odayı dolduruyordu." (Reşat Enis)
  2. Rengi koyulaşmış
    • "Kocaman hasır şapkalarının altında sarı saçları uçan, yanık iki genç kız." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Sıkıntı veya hastalıktan iyi gelişmemiş, kavruk
    • "Yanık bir çocuk."
  4. Verimsiz, kıraç duruma gelmiş olan
  5. [isim] Yanmış yer, yanmış olan yerde kalan iz
    • "Elimdeki yanık iyi oldu. Halıdaki yanığı ördürmeli."
  6. Bıkkın, üzüntülü, dertli
  7. Duygulu, dokunaklı, acılı, etkili
    • "Aşk söyletir en yanık türküleri / Ay buluta girdiği gecelerde." (Cahit Sıtkı Tarancı)

YANSI

  1. [isim] Işığın parlak bir yere çarpıp geriye doğru yön değiştirerek kaynağını göstermesi, inikâs
  2. Tepke

ALKIŞ

  1. [isim] Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpma, alkışlama, kargış karşıtı
    • "Daha ilk nağmelerde meyhaneyi sarsan bir alkış tufanı koptu." (Sait Faik Abasıyanık)

ILICA

  1. [isim] Suyu sıcak olarak yerden çıkan hamam, kaplıca, çermik, kudret hamamı

KAYIR

  1. [isim] Kalın kum
  2. İnce kum

BAĞIN

  1. [isim] İnşaatta veya kazı sırasında toprağın çökmesini önlemek için yerleştirilen parça veya dayak

KIYIK

  1. [sıfat] Kıyılmış olan

TANRI

  1. [isim] Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah

ZAYIF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)
    • "Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Güya bu sene biraz zayıf düşmüşüm." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Muhalefeti hep zayıf düşüren, muhalefeti hep hedefinden uzaklaştıran kusur, ondaki bu sonsuz kanma ve aldanma huyudur." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kendisini en zayıf yerinden yakalamak istediğinden şüphelenir gibi." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Görevini yapacak yeterli gücü olmayan
    • "Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf."
  3. Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan
    • "Zayıf bir yapı."
  4. Önemli, güvenilir olmayan
    • "Zayıf bir bilgi."
  5. Çok az
    • "Zayıf bir ihtimal."
  6. Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan
    • "Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık."
  7. [isim] Başarısızlığı gösteren not
  8. Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz
    • "Zayıf bir öğretmen."
  9. Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan
    • "Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu." (Aka Gündüz)

ÇIPIR

  1. [isim] Yonga

KIRKI

  1. [isim] Kırkma işi
  2. Davarların yün veya kıllarını kırkmaya yarayan makasa benzer araç

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü