İçinde ı olan 3 harfli 60 kelime var. İçerisinde I harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ı harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ı harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- IRK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip insanlar topluluğu
- "Türkler, insan olarak, ulus olarak doğunun en üstün ve şerefli ırkıdır." (Salâh Birsel)
-
Soy
- "Esasta dağlı ırktan cahil bir kızcağızdı." (Refik Halit Karay)
-
Bir canlı türünde aynı karakteri taşıyan canlıların oluşturduğu alt bölüm
-
[isim]
Kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip insanlar topluluğu
- TIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hastalıkları iyileştirmek, hafifletmek veya önlemek amacıyla başvurulan teknik ve bilimsel çalışmaların tümü, hekimlik, tababet
- "İlk önceleri tıp literatürüne dair bazı Fransızca kitaplar da getiriyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Hastalıkları iyileştirmek, hafifletmek veya önlemek amacıyla başvurulan teknik ve bilimsel çalışmaların tümü, hekimlik, tababet
- KIZ
-
-
[isim]
Dişi çocuk
- "Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize'nin küçük kızını hatırladı." (Halide Edip Adıvar)
- "Kız gibi oğlan."
- "Sen kızı kandıracaksın, sonra kaynananla gidip kızı isteyeceksin." (Halide Edip Adıvar)
-
Bakire
- "Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Yemekten sonra sürgün herifin aklını yoklamak için, kızım sana dedim, gelinim sen işit, demeye getirip sordu." (Kemal Tahir)
-
Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı
- "Karo kızı."
- "Şimdi de kucağında evirip çevirdiği İngiliz malı, kız gibi mavzerine bakıyor, gözlerini ondan ayırmıyordu." (Tarık Buğra)
-
[ünlem]
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü
-
[isim]
Dişi çocuk
- KIL
-
-
[isim]
Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
- "Hikmet Bey yaman adam, dikkat ettim, hiç istifini bozmadı, kılı kıpırdamadı." (Haldun Taner)
- "Senin gibi kılı kırk yaran bir kıza name beğendirme başarısından dolayı sevgiliniz beyefendiyi kutlarım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Her şeyi kılıfına uydurduktan sonra kılına halel gelmez." (Muammer İzgü)
- "Yüzlerce Berlinli kendisini seyrediyormuş gibi kılını kıpırdatmadan resim yapardı." (Salâh Birsel)
-
Keçi tüyü
-
[sıfat]
Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan
- "Kıl kilim."
- "Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek." (H. Türküsü)
-
[sıfat]
Huysuz, geçimsiz (kimse)
-
Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı
-
[isim]
Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
- TIS
-
-
[isim]
Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses
-
[isim]
Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses
- RIH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yazıdaki mürekkebi kurutmak için dökülen çok ince ve renkli bir tür kum
-
[isim]
Yazıdaki mürekkebi kurutmak için dökülen çok ince ve renkli bir tür kum
- AÇI
-
-
Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
-
Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi
- "Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi." (Haldun Taner)
-
Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
- YIL
-
-
[isim]
Dünyanın, güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman
-
Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene
- "Yıl 1919 / Mayısın on dokuzu / Ufukta duran gemi gitgide yaklaşıyor." (Celâl Sahir Erozan)
-
[isim]
Dünyanın, güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman
- CIZ
-
-
[isim]
Çocuk dilinde ateş
-
Kızgın yağın içine bir şey atıldığında çıkan ses
-
[isim]
Çocuk dilinde ateş
- AZI
-
-
[isim]
Köpek dişlerinden sonra içeriye doğru, alt ve üst çenenin iki yanında beşer tane bulunan ve yiyecekleri öğütmeye yarayan dişlerin ortak adı, azı dişi, öğütücü diş
-
Öküz arabalarında ön ve arka yastıkları dingile bağlayan ağaç çivi
-
[isim]
Köpek dişlerinden sonra içeriye doğru, alt ve üst çenenin iki yanında beşer tane bulunan ve yiyecekleri öğütmeye yarayan dişlerin ortak adı, azı dişi, öğütücü diş
- TIK
-
-
[isim]
İnce ve küçük bir nesne ile sert bir yere vurulduğunda çıkan ses
-
[isim]
İnce ve küçük bir nesne ile sert bir yere vurulduğunda çıkan ses
- MIH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çivi
-
Büyük çivi
-
[isim]
Çivi
- GIR
-
-
[isim]
Söz, lakırtı
-
[sıfat]
Yalan, uydurma
-
[isim]
Söz, lakırtı
- KIR
-
-
[isim]
Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk
- "Gözlerinden, kırları artan sakalına bir iki damla yaş düştü." (Falih Rıfkı Atay)
- "Düşük siyah bıyıklarına, sakalına pek az kır düşmüş olan Selim Paşa, karısından çok genç görünüyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Kır sakal. Kır at."
-
[isim]
Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk
- ÇIT
-
-
[isim]
Hafif ve anlık ses
- "Aşağı katta ayak sesleri. Teyzenin odasında çıt yok." (Peyami Safa)
- "İşte bak, hücre kapısını çıt çıkarmadan araladı, yine bir şey diyecek." (Atilla İlhan)
- "Bir müddet hiçbirisi kımıldamadı ve çıt çıkmadı, sonra bir hıçkırık duyuldu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Hafif ve anlık ses
- FIS
- ...
- SIK
-
-
[sıfat]
Benzerleri veya parçaları arasında çok az aralık bulunan, seyrek karşıtı
- "Ağaçları sık bir bahçe. Sık saç."
-
Çok bulunan, çok rastlanan
-
[zarf]
Kısa zaman aralıklarıyla, az aralıklarla
-
[zarf]
Aralıksız olarak, aralarında az aralık bırakarak
- "Çiçekleri çok sık diktik."
-
[sıfat]
Benzerleri veya parçaları arasında çok az aralık bulunan, seyrek karşıtı
- ANI
-
-
[isim]
Geçmişte yaşanmış çeşitli olaylardan belleğin sakladığı her türlü iz, hatıra
- "Üstadın bu anıyı anarken gözlerindeki mutluluk pırıltısına gıpta etmiştim." (Haldun Taner)
-
Yaşanmış olayların anlatıldığı yazı türü, hatıra
- "Halit Ziya Uşaklıgil'in anılarını topladığı 'Kırk Yıl'ın son ciltleri şiire başladığım yıllarda çıkıyordu." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Geçmişte yaşanmış çeşitli olaylardan belleğin sakladığı her türlü iz, hatıra
- IRA
-
-
[isim]
Karakter
-
[isim]
Karakter
- AYI
-
-
[isim]
Memelilerin etobur takımından, beş parmaklı, tabanlarına basarak yürüyen, yurdumuzda boz türü bulunan, iri gövdeli hayvan (Ursus arctos)
-
[ünlem]
Kaba saba olan insanlar için kullanılan bir seslenme sözü
-
[isim]
Memelilerin etobur takımından, beş parmaklı, tabanlarına basarak yürüyen, yurdumuzda boz türü bulunan, iri gövdeli hayvan (Ursus arctos)