İçinde ğı olan 8 harfli 61 kelime var. İçerisinde ĞI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ğı olan kelimeler listesine ya da Sonu ğı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAĞILLIK
-
-
[isim]
Görece olma durumu, izafiyet, rölativite
-
[isim]
Görece olma durumu, izafiyet, rölativite
- DAĞITMAK
-
-
[-i]
Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak
- "Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[nsz]
Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek
- "Muhacir kümeleri arasında ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." (Peyami Safa)
-
Herhangi bir şeyi ayrı ayrı kimselere vermek
-
Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmak
- "Odayı dağıtmak. Kâğıtları dağıtmak."
-
Güçlü bir vuruşla büyük bir zarara yol açmak
- "Bir yumrukta beynini dağıttı."
-
[nsz]
İletmek, ulaştırmak
- "Selamlar dağıtarak telaşsız ve yorgun bana doğru yürüyordu." (Refik Halit Karay)
-
Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek
- "Kooperatifi dağıttılar."
-
Kurulu bir düzeni bozmak
-
Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek
-
[nsz]
Ne yaptığını bilmeyecek kadar içip kendinden geçmek
-
[nsz]
Değişik sebeplerle kendini koyuvermek, beklenmedik davranışlarda bulunmak
-
[-i]
Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak
- BUZAĞILI
-
-
[sıfat]
Buzağısı olan
- "Geceki baskında buzağılı bir ineği ile birlikte ahırı yanmıştı." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Buzağısı olan
- BUKAĞILI
-
-
[sıfat]
Ayağında bukağı bulunan
-
Bilekleri beyaz olan (hayvan)
-
[sıfat]
Ayağında bukağı bulunan
- KIRAĞILI
-
-
[sıfat]
Kırağısı olan
- "İşte niyetim o vergili, kırağılı, o tohumu çürüklü topraktan çok, denizle uğraşmak." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Kırağısı olan
- TOPRAĞIM
- ...
- AŞAĞILIK
-
-
[isim]
Aşağı olma durumu, adilik
-
[sıfat]
Niteliği düşük, adi
- "Bazen en aşağılık bir romanı tabii olarak okur." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Aşağı olma durumu, adilik
- KAZAYAĞI
-
-
[isim]
Çok kollu çengel
-
Çaprazlama yapılan teyel, Hristo teyeli
-
İki ucundan herhangi bir yere bağlanmış bir halatın, başka bir halatla ortasından terazilenmiş durumu
-
[isim]
Çok kollu çengel
- SIĞIRCIK
-
-
[isim]
Serçegillerden, siyah renkli, uzun gagalı, serçeden iri, ötücü bir kuş, çoğurcuk, çekirge kuşu (Sturnus vulgaris)
-
[isim]
Serçegillerden, siyah renkli, uzun gagalı, serçeden iri, ötücü bir kuş, çoğurcuk, çekirge kuşu (Sturnus vulgaris)
- KILAĞILI
-
-
[sıfat]
Kılağılanmış, keskin duruma getirilmiş olan, zağlı
-
[sıfat]
Kılağılanmış, keskin duruma getirilmiş olan, zağlı
- KAĞIZMAN
- ...
- YIĞILMAK
-
-
[nsz]
Yığma işine konu olmak veya yığma işi yapılmak
-
Çok sayıda birikmek, toplanmak
- "Bütün köşk kapının önüne yığıldı." (Aka Gündüz)
-
Düşmek, yıkılmak, kendini tutamayıp çökmek
- "Boğazını yırtan hıçkırıklarla paşanın ayaklarına yığıldı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Yığma işine konu olmak veya yığma işi yapılmak
- AĞIRLAMA
-
-
[isim]
Ağırlamak işi, ikram, izaz
-
Gelin veya güveyi karşılanırken çalınan kıvrak bir hava
-
[isim]
Ağırlamak işi, ikram, izaz
- AĞILAŞMA
-
-
[isim]
Ağılaşmak durumu
-
[isim]
Ağılaşmak durumu
- BAĞIRSAK
-
-
[isim]
Sindirim organının mideden anüse kadar olan, ince bağırsak ve kalın bağırsaktan oluşan bölümü
-
[isim]
Sindirim organının mideden anüse kadar olan, ince bağırsak ve kalın bağırsaktan oluşan bölümü
- SARIAĞIZ
-
-
[isim]
Gölge balığıgillerden, ağzının içi sarı, büyük pullarla örtülü bir balık türü, denizgüzeli (Sciaena aquilla)
-
[isim]
Gölge balığıgillerden, ağzının içi sarı, büyük pullarla örtülü bir balık türü, denizgüzeli (Sciaena aquilla)
- TEREYAĞI
-
-
[isim]
Sütten çıkarılan yemeklik yağ, sağyağ, sadeyağ
- "Tereyağından kıl çeker gibi bu belalı işten sıyrıldı."
-
[isim]
Sütten çıkarılan yemeklik yağ, sağyağ, sadeyağ
- KAĞITLIK
- ...
- SIĞINMAK
-
-
[-e]
Tehlikelerden kaçarak güvenilir bir yere çekilmek
-
Korunmak amacıyla bir yere veya birine başvurmak, başkalarının yardım ve korunmasına ihtiyaç duymak
- "Karı koca o evlerden birinde bir odacığa sığınmıştık." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Genellikle siyasi sebeplerle kendi ülkesinden kaçıp başka ülkeye gitmek, iltica etmek
-
Güvenmek, yardım istemek veya ummak
- "Kendisini küçük gören bir millet, insaniyet şefkatine sığınarak yaşayamaz." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[-e]
Tehlikelerden kaçarak güvenilir bir yere çekilmek
- SACAYAĞI
-
-
[isim]
Üzerine tencere, tava vb. koymaya yarayan, ateş üzerine oturtulan, üç ayaklı çember veya üçgen biçiminde demir destek
-
Her zaman dayanışma içinde olan kimseler
-
[isim]
Üzerine tencere, tava vb. koymaya yarayan, ateş üzerine oturtulan, üç ayaklı çember veya üçgen biçiminde demir destek