İçinde ğuk olan 21 kelime var. İçerisinde ĞUK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ğuk olan kelimeler listesine ya da Sonu ğuk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

15 Harfli Kelimeler

BOĞUKLAŞABİLMEK

14 Harfli Kelimeler

BOĞUKLAŞABİLME, BOĞUKLAŞTIRMAK, SOĞUKLAŞTIRMAK

13 Harfli Kelimeler

BOĞUKLAŞTIRMA, SOĞUKKANLILIK, SOĞUKLAŞTIRMA

12 Harfli Kelimeler

BELSOĞUKLUĞU

11 Harfli Kelimeler

BOĞUKLAŞMAK, SOĞUKLAŞMAK

10 Harfli Kelimeler

BOĞUKLAŞMA, SOĞUKKANLI, SOĞUKLAMAK, SOĞUKLAŞMA

9 Harfli Kelimeler

SOĞUKLAMA

8 Harfli Kelimeler

BOĞUKLUK, SOĞUKLUK, SOPSOĞUK

7 Harfli Kelimeler

SOĞUKÇA



5 Harfli Kelimeler

BOĞUK, SOĞUK


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BOĞUKLAŞABİLMEK

  1. [nsz] Boğuklaşma olasılığı bulunmak

BOĞUKLAŞABİLME

  1. [isim] Boğuklaşabilmek işi

SOĞUKLAŞTIRMAK

  1. [-i] Soğuk duruma getirmek

BOĞUKLAŞTIRMAK

  1. [-i] Boğuklaşmasına sebep olmak

SOĞUKLAŞTIRMA

  1. [isim] Soğuklaştırmak işi

BOĞUKLAŞTIRMA

  1. [isim] Boğuklaştırmak işi

SOĞUKKANLILIK

  1. [isim] Soğukkanlı olma durumu, serinkanlılık
    • "Soğukkanlılığımı kaybetmek, terbiyesizlik etmek üzereyim." (Refik Halit Karay)

BELSOĞUKLUĞU

  1. [isim] Üreme organlarının akıntılı ve bulaşıcı bir hastalığı
    • "Ta eskiden, yirmi sene evvel bir belsoğukluğu geçirdimdi." (Sait Faik Abasıyanık)

BOĞUKLAŞMAK

  1. [nsz] Ses boğuk duruma gelmek, kısıklaşmak
    • "Kapının önündeki sesler, sövüşmeler boğuklaştı." (Memduh Şevket Esendal)

SOĞUKLAŞMAK

  1. [nsz] Soğumak
  2. İlgisiz, isteksiz, sevimsiz bir durum almak, soğuk davranmak

BOĞUKLAŞMA

  1. [isim] Boğuklaşmak işi

SOĞUKLAŞMA

  1. [isim] Soğuklaşmak işi

SOĞUKKANLI

  1. [sıfat] Olaylara ve gelişmelere sakin, ılımlı ve temkinli yaklaşan (kimse), serinkanlı, itidal sahibi
    • "Atatürk, gündelik politika işlerinde, işte böylesine soğukkanlı, telaşsız, hesaplı ve hatta hoş görür bir insandı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Büyük kumandanların harp zamanı soğukkanlı olmasını tavsiye ederler fakat elde değil, diyordu." (Falih Rıfkı Atay)

SOĞUKLAMAK

  1. [nsz] Üşüterek hastalanmak, soğuk almak
    • "Yetmişi geçmiş, o hâline bakmadan geçende kahveye gitmiş, soğuklamış mı sana." (Aka Gündüz)

SOĞUKLAMA

  1. [isim] Üşüterek hastalanma, soğuk algınlığı

SOĞUKLUK

  1. [isim] Soğuk olma durumu, soğuk bir etki yapan şeyin özelliği, bürudet
    • "Yatağımın içinde bu takır takır tahtaların soğukluğunu, sertliğini duyar gibi olurdum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Yemeğin sonunda yenen meyve, hoşaf, komposto vb. şeyler
  3. Hamamlarda yıkanılan yerle giyinilen yer arasındaki az ısıtılan yer
    • "Öğle namazını hamamın soğukluğunda kıldı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  4. Soğuk, sevimsiz ve ilgisiz davranış, ilgisizlik
    • "Delikanlı, soğukluğu iliklere işleyen soğuk bir sesle evet efendim, dedi." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Sevimsiz olma durumu, antipati
  6. Kırgınlığa, dargınlığa yol açabilen sevgi azalması
  7. Cinsel istek duymama durumu

SOPSOĞUK

  1. [sıfat] Çok soğuk

BOĞUKLUK
...
SOĞUKÇA

  1. [sıfat] Soğuğa yakın
  2. [zarf] Soğuk bir biçimde
    • "Getir biraz para ver diye el açmak soğukça kaçıyor." (Reşat Nuri Güntekin)

SOĞUK

  1. [sıfat] Isısı düşük olan, sıcak karşıtı
    • "Bu el soğuktu ve titriyordu." (Peyami Safa)
    • "Soğuk almak yahut hırsızlara soyulmak tehlikesi de yok." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Suat ilgilerine heyecanla karşılık vermiyor, biraz uzak ve soğuk duruyordu." (Atilla İlhan)
    • "Bir cenaze alayında böyle bir latife az buçuk soğuk kaçmakla beraber pek yersiz de sayılmazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Üşütecek derecede ısısı olan
    • "Güneşli, soğuk bir gündü." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. [isim] Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu
    • "Karın soğuğu başka bir tür soğuktur." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. [zarf] İlgisiz, sevimsiz bir biçimde veya memnuniyetsizliğini belli ederek
  5. Duygudan, sevgiden yoksun olan, yakın ve içten olmayan, ilgisiz
    • "Soğuk tavırla birbirlerini selamlayıp uzaklaştılar." (Refik Halit Karay)
  6. Sevimsiz veya yersiz, antipatik
    • "Bu soğuk, yavan sözler zevkimi rencide ediyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  7. Cinsel istek duymayan
    • "Soğuk bir kadın."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü