İçinde ğ olan 8 harfli 420 kelime var. İçerisinde Ğ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ğ harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ğ harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KÖRDÜĞÜM
-
-
[isim]
Çözülemeyen, ilmiksiz düğüm
-
Çözülmesi hemen hemen imkânsız olan sorun
- "Bu misalin neticesini iyi tahlil etmek fikrimce bizim çözemediğimiz kördüğümü çözmek demektir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Çözülemeyen, ilmiksiz düğüm
- SIĞIRCIK
-
-
[isim]
Serçegillerden, siyah renkli, uzun gagalı, serçeden iri, ötücü bir kuş, çoğurcuk, çekirge kuşu (Sturnus vulgaris)
-
[isim]
Serçegillerden, siyah renkli, uzun gagalı, serçeden iri, ötücü bir kuş, çoğurcuk, çekirge kuşu (Sturnus vulgaris)
- ZAĞLAMAK
-
-
[-i]
Bileylemek
-
[-i]
Bileylemek
- BAĞILLIK
-
-
[isim]
Görece olma durumu, izafiyet, rölativite
-
[isim]
Görece olma durumu, izafiyet, rölativite
- KIRKAĞAÇ
- ...
- SEĞİRDİM
-
-
[isim]
Yaya koşusu
-
Top atıldığında kundağın geri tepmesi
-
Değirmene su veren oluğun eğimi
-
Yeniçeri mutfaklarında kullanılan etleri taşıyan hayvanların ön ve arkalarında yürüyen yeniçeri
-
[isim]
Yaya koşusu
- SOĞUTKAN
-
-
[sıfat]
Sıcaklığı azaltan, soğutma özelliği olan
-
[isim]
Soğutmaç, soğutucu
-
[sıfat]
Sıcaklığı azaltan, soğutma özelliği olan
- SIKBOĞAZ
-
-
[isim]
Bir şey yaptırmak için "birini zorlamak, baskı yapmak" anlamlarına gelen sıkboğaz etmek deyiminde geçer
- "Sen bizi sıkboğaz ediyorsun diyorum yani bu işi yarına bıraksak ha..." (Muammer İzgü)
-
[isim]
Bir şey yaptırmak için "birini zorlamak, baskı yapmak" anlamlarına gelen sıkboğaz etmek deyiminde geçer
- DEĞİŞMEK
-
-
[nsz]
Başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek
- "Ben gelirken yarım saat içinde hava değişmiş, kara yel kudurmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Onu kimseye değişmem."
-
Yerine başka şey veya kimse gelmek
- "Eskiler arasında duvardaki saatli maarif takvimleri de değişmiş oluyordu." (Necati Cumalı)
-
Karşılıklı alıp vermek, mübadele etmek
- "Onunla saatlerimizi değiştik."
-
[-i]
Değiştirmek
- "Üstümü değiştim."
-
[nsz]
Başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek
- KAĞITLIK
- ...
- ZAĞCILIK
-
-
[isim]
Kılağı yapma işi
-
[isim]
Kılağı yapma işi
- DEĞDİRİŞ
-
-
[isim]
Değdirme işi veya biçimi
-
[isim]
Değdirme işi veya biçimi
- HANIMAĞA
- ...
- UĞRAŞMAK
-
-
[-le]
Bir iş üzerinde sürekli çalışmak
- "Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." (Peyami Safa)
-
[-e]
Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek
- "İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu." (Haldun Taner)
-
Zamanını bir işe verme durumunda kalmak
- "Ee, hadi yürü yahu. Senlen mi uğraşacağız?" (Haldun Taner)
-
Savaşmak
- "Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik." (Atatürk)
-
Birine kötü davranmak
- "Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!" (Ömer Seyfettin)
-
[-le]
Bir iş üzerinde sürekli çalışmak
- YOĞURTÇU
-
-
[isim]
Yoğurt yapan veya satan kimse
-
[isim]
Yoğurt yapan veya satan kimse
- SAĞLIKLI
-
-
[sıfat]
Sağlık durumu iyi olan, sağlam, esen, sıhhatli
-
Sağlık kurallarına uygun olan, hijyen
-
Sağlığı koruyan
-
Sağlam, doğru, güvenilir, gerçek
- "Kendine saygısı olan, sağlıklı bir adam başkalarına da en büyük saygıyı duyar." (Yahya Kemal)
-
[sıfat]
Sağlık durumu iyi olan, sağlam, esen, sıhhatli
- DEĞİMSİZ
-
-
[sıfat]
Liyakati olmayan, liyakatsiz
-
[sıfat]
Liyakati olmayan, liyakatsiz
- SEĞİRTME
-
-
[isim]
Seğirtmek işi
-
Yemsiz kullanılan olta
-
[isim]
Seğirtmek işi
- AĞILANMA
-
-
[isim]
Ağılanmak işi
-
[isim]
Ağılanmak işi
- BAĞLAŞMA
-
-
[isim]
Bağlaşmak işi, ittifak
-
[isim]
Bağlaşmak işi, ittifak