İçinde ğ olan 7 harfli 363 kelime var. İçerisinde Ğ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ğ harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ğ harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AĞLAYIŞ
-
-
[isim]
Ağlama işi veya biçimi
- "Hatırlattı bana, bir bayram sabahı / Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıp ağlayışımı" (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Ağlama işi veya biçimi
- ÇIĞIRMA
-
-
[isim]
Çığırmak işi
-
[isim]
Çığırmak işi
- DEĞİŞME
-
-
[isim]
Değişmek işi
- "Bu kadar büyük değişme için mutlaka bir kadın parmağı lazım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Değişim
-
[isim]
Değişmek işi
- ÖĞLENDE
-
-
[zarf]
Öğle vakti
-
[zarf]
Öğle vakti
- PAPAĞAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Papağangillerden, tırmanıcı, eğri gagalı, pek çok türü bulunan, insan sesini taklit edebilen kuşların genel adı, dudu
- "Dört beş ay uğraşarak papağan gibi tekrarladığım ilk cümleleri duyan Fransızlar gülmeye başladılar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Duyduklarını düşünmeden olduğu gibi tekrarlayan kimse
-
[isim]
Papağangillerden, tırmanıcı, eğri gagalı, pek çok türü bulunan, insan sesini taklit edebilen kuşların genel adı, dudu
- AĞLAMAK
-
-
[nsz]
Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek
-
Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak
-
[-den]
Sızlanmak, yakınmak
- "Utanç ve kahırdan, yumruklarını ısıra ısıra bir zaman ağladı." (Atilla İlhan)
-
[-e]
Bir duruma üzülmek
- "Şu kara bahtıma ağlıyorum."
-
[nsz]
Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek
- VARSAĞI
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin söyledikleri koşma
-
[isim]
Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin söyledikleri koşma
- DEĞİNİŞ
-
-
[isim]
Değinme işi veya biçimi
-
[isim]
Değinme işi veya biçimi
- EĞDİRME
-
-
[isim]
Eğdirmek işi
-
[isim]
Eğdirmek işi
- ÖĞRETİŞ
-
-
[isim]
Öğretme işi veya biçimi
-
[isim]
Öğretme işi veya biçimi
- AKSÖĞÜT
-
-
[isim]
Söğütgillerden, kabukları eczacılıkta kullanılan bir söğüt türü (Salix alba)
-
[isim]
Söğütgillerden, kabukları eczacılıkta kullanılan bir söğüt türü (Salix alba)
- BEĞENME
-
-
[isim]
Beğenmek işi
-
[isim]
Beğenmek işi
- DEĞİŞİM
-
-
[isim]
Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü
-
Para aracılığı olmaksızın, bir nesnenin dolaysız olarak bir başka nesne ile değiştirilmesi, değiş, değişme, değiş tokuş, takas, trampa, mübadele, trok
-
Yeni döllerin atalarına tıpatıp benzememesini sağlayan özelliklerin tümü, varyasyon
-
Rüzgârın yön değiştirmesi
-
Bir niceliğin birbirinden ayrı değerler alması veya böyle iki değer arasındaki ayrım
-
[isim]
Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü
- NURDAĞI
- ...
- SAĞGÖRÜ
-
-
[isim]
Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, basiret
-
[isim]
Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, basiret
- YIĞINTI
-
-
[isim]
Bir araya yığılmış şeyler kümesi
-
[isim]
Bir araya yığılmış şeyler kümesi
- BEĞENİŞ
-
-
[isim]
Beğenme
- "Eğer bu beğeniş ve güven gerçek bilgi ve ihtisasa dayansaydı, şüphesiz daha sağlam, daha verimli olurdu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Beğenme
- ÇAĞANAK
- ...
- ÖĞLEYİN
-
-
[zarf]
Öğle vakti
- "Her zaman öğleyin gelir, akşama doğru kalkardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Öğle vakti
- UĞRUNDA
-
-
[zarf]
Önünde
- "Kışlanın uğrunda bir ufak mezar / Anama söylemen bağrını ezer." (Halk türküsü)
-
[zarf]
Önünde