İçinde ğ olan 10 harfli 329 kelime var. İçerisinde Ğ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ğ harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ğ harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EBEMKUŞAĞI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Gökkuşağı
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Gökkuşağı
                    
                    
 - BAĞDALAMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Düşürmek için ayağını birinin ayaklarına takmak, çelme atmak
                    
                    
 - 
                    
                        Güreşte rakibe ayak sarması takmak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Düşürmek için ayağını birinin ayaklarına takmak, çelme atmak
                    
                    
 - GIĞILDAMAK
 - ...
 - DOĞALCILIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Gerçeğin doğaya uygun biçimde yansıtılmasını amaçlayan sanat akımı, natüralizm
                    
                    
 - 
                    
                        Gerçeğin yalnız doğa ile açıklanması, natüralizm
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Gerçeğin doğaya uygun biçimde yansıtılmasını amaçlayan sanat akımı, natüralizm
                    
                    
 - KUZUGÖBEĞİ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Sulak çayırlarda yetişen, şapkası kalın ve etli, yenir bir mantar çeşidi (Agaricus campestris)
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Sulak çayırlarda yetişen, şapkası kalın ve etli, yenir bir mantar çeşidi (Agaricus campestris)
                    
                    
 - IĞDIRLILIK
 - ...
 - KARABAĞLAR
 - ...
 - SAĞLICAKLA
 - 
    
- 
                        [zarf]
                    
                        Sağlıkla, esenlikle, rahatlık içinde
                    
                    
- "Şu çeltikçiler, ocağıma incir dikmeden sağlıcakla bir kurtulsam..." (Yahya Kemal)
 
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Sağlıkla, esenlikle, rahatlık içinde
                    
                    
 - BAĞIMLAMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Bir şeyi bağım altına sokmak, etkisi altında tutmak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Bir şeyi bağım altına sokmak, etkisi altında tutmak
                    
                    
 - BAĞIŞIKLIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Muafiyet
                    
                    
- "Vergi bağışıklığı."
 
 - 
                    
                        Bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla kazanılmış direnç durumu, muafiyet
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Muafiyet
                    
                    
 - BAĞIŞLAYIŞ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bağışlama işi veya biçimi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bağışlama işi veya biçimi
                    
                    
 - DOĞRULTMAN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bir nokta veya bir çizginin hareketine yön vererek bu hareketi yöneten şey
                    
                    
 - 
                    
                        Çizgi oluşturan noktanın veya yüzey oluşturan çizginin yönelmesi gereken doğrultuyu gösteren çizgi veya düzlem
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir nokta veya bir çizginin hareketine yön vererek bu hareketi yöneten şey
                    
                    
 - EĞİTİCİLİK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Eğitici olma durumu veya eğiticinin işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Eğitici olma durumu veya eğiticinin işi
                    
                    
 - KURBAĞACIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kurbağa yavrusu, küçük kurbağa
                    
                    
 - 
                    
                        Küçük İngiliz anahtarı
                    
                    
 - 
                    
                        Ayarlanabilir somun anahtarı
                    
                    
 - 
                    
                        Pencere çerçevesi gibi yukarıya sürülen şeylerin alt kenarlarına yerleştirilen tutacak
                    
                    
 - 
                    
                        Ağız tabanında çıkan bir çeşit küçük ur
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kurbağa yavrusu, küçük kurbağa
                    
                    
 - ÇOĞUMSAMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Bir şeyin düşünülenden daha çok olduğu yargısına varmak, çok görmek, çok bulmak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Bir şeyin düşünülenden daha çok olduğu yargısına varmak, çok görmek, çok bulmak
                    
                    
 - AĞIZSIZLIK
 - ...
 - BUKAĞILAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bukağılamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bukağılamak işi
                    
                    
 - UĞURLANMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Uğurlama işi yapılmak
                    
                    
- "Andelip, İstanbul'daki belli başlı hemşirelere yazılmış tavsiye mektuplarıyla kasabadan uğurlanır." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Uğurlama işi yapılmak
                    
                    
 - OĞLAKLAMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Keçi, yavrulamak
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Keçi, yavrulamak
                    
                    
 - COĞRAFYACI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Coğrafya araştırmaları yapan kimse
                    
                    
- "Kâtip Çelebi ünlü Türk coğrafyacılarındandır."
 
 - 
                    
                        Coğrafya öğretmeni
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Coğrafya araştırmaları yapan kimse