İçinde üzü olan 8 harfli 13 kelime var. İçerisinde ÜZÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üzü olan kelimeler listesine ya da Sonu üzü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÜNDÜZÜN
-
-
[zarf]
Gündüz vaktinde
-
[zarf]
Gündüz vaktinde
- BÜZÜKTAŞ
-
-
[isim]
Kafa dengi arkadaş, kafadar
-
[isim]
Kafa dengi arkadaş, kafadar
- BÜZÜŞMEK
-
-
[nsz]
Büzülerek alan hacmini küçültmek, kırışmak
-
Kasılmak
-
[nsz]
Büzülerek alan hacmini küçültmek, kırışmak
- YÜZÜNDEN
-
-
[zarf]
Nedeniyle
- "O da çocuklar yüzünden alışmış, onlar yüzünden daha uygun görmüş, karısına anne derdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Nedeniyle
- DÜZÜLMEK
-
-
[nsz]
Düzme işine konu olmak veya düzme işi yapılmak
- "O araba önde, öteki arabalar arkada, süvariler ve yayalar yola düzüldüler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Düzme işine konu olmak veya düzme işi yapılmak
- SÜZÜŞMEK
- ...
- HÜZÜNSÜZ
-
-
[sıfat]
Hüznü olmayan, şen (kimse)
-
[sıfat]
Hüznü olmayan, şen (kimse)
- YÜZÜLMEK
-
-
[nsz]
Yüzme işi yapılmak
- "Bu suda yüzülmez."
-
Derisi çıkarılmak
- "Koyun yüzüldü."
-
Sömürülmek
-
[nsz]
Yüzme işi yapılmak
- ÜZÜNTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Üzüntüsü olan, acılı, müteessir
- "Ara sıra, saate üzüntülü bir göz atıyordu." (Peyami Safa)
-
Üzüntü veren
- "Onu güldüren ve bizi ağlatan bu uzun ve üzüntülü oyun feleğin sabrını tüketti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Üzüntülü bir biçimde, üzüntülü olarak
-
[sıfat]
Üzüntüsü olan, acılı, müteessir
- ÜZÜCÜLÜK
- ...
- BÜZÜLMEK
-
-
[nsz]
Büzme işi yapılmak
- "Sağ gözünün kuyruğu çiçek bozuğundan hafifçe büzülmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Ankara'ya kadar bir köşeye büzülüp kaldım." (Aka Gündüz)
-
[-e]
Korku, şaşkınlık, soğuk vb. etkenlerle bir kenara sinmek, bir kenara çekilmek
- "Geniş hasırlı sofanın bir kenarına da biz büzülmüştük." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Büzme işi yapılmak
- SÜZÜLMEK
-
-
[nsz]
Süzme işine konu olmak
- "Bal süzüldü."
-
Akmak
- "Gözlerimden yaşlar süzüldü."
-
Kuş kanatları gerili olarak görünür bir hareket yapmadan havada ilerlemek
- "Kuş, gene havada süzülüp daireler çiziyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Sessizce ve görünür bir hareket yapmadan ilerlemek
- "Baktım süzülüp geçti açıktan iki sandal." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
İnsan sessiz, gizlice ve kayıyormuş gibi gitmek
- "Bir daha vurdum ve cevap alamayınca her zaman yaptığım gibi usulca kapıyı açıp içeri süzüldüm." (Haldun Taner)
-
Göz baygınlaşmak, mahmurlaşmak
- "Bu sözleri söylerken mebusun gözleri süzülerek ufalıyordu." (Peyami Safa)
-
Uyumlu bir biçimde ve salınarak yürümek
- "Bir tanesinin elinde-muhakkak çalmış olacak- bir şık şemsiye, o günün sosyete hanımlarını taklit ederek kırıtıyor, süzülüyorlardı." (Halide Edip Adıvar)
-
Yüzüne nazlı bir anlam vermek
-
Çok zayıflamak
- "Yedi sekiz gün içinde kızcağız, süzülmüş, solmuş, gözleri çukura kaçmıştı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Süzme işine konu olmak
- TÜZÜKSEL
- ...