İçinde üzgün olan 13 kelime var. İçerisinde ÜZGÜN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üzgün olan kelimeler listesine ya da Sonu üzgün ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SÜZGÜNLEŞMEK
DÜZGÜNCÜLÜK, SÜZGÜNLEŞME
DÜZGÜNLÜK, DÜZGÜNSÜZ, SÜZGÜNLÜK
DÜZGÜNCE, DÜZGÜNCÜ, DÜZGÜNLÜ, ÜZGÜNLÜK
DÜZGÜN, SÜZGÜN
ÜZGÜN
G N Z Ü Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
GÜZÜN, ÜZGÜN
4 Harfli Kelimeler
GÜNÜ, ÜZGÜ
3 Harfli Kelimeler
GÜN, GÜZ
2 Harfli Kelimeler
NÜ, ÜN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SÜZGÜNLEŞMEK
-
-
[nsz]
Süzgün duruma gelmek
-
[nsz]
Süzgün duruma gelmek
- SÜZGÜNLEŞME
-
-
[isim]
Süzgünleşmek işi
-
[isim]
Süzgünleşmek işi
- DÜZGÜNCÜLÜK
- ...
- SÜZGÜNLÜK
-
-
[isim]
Süzgün olma durumu
- "Ağır bir süzgünlükle gözlerini kapayarak elini uzattı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[isim]
Süzgün olma durumu
- DÜZGÜNSÜZ
- ...
- DÜZGÜNLÜK
-
-
[isim]
Düzgün olma durumu
- "İhtiyarın sol elinde başparmak hiç şaşmayan bir düzgünlükle tanelerini ikişer ikişer çektiği tespihin üzerinde, hayatın tek işaretiydi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Düzgün olma durumu
- DÜZGÜNLÜ
-
-
[sıfat]
Yüzüne düzgün sürmüş olan
- "... suratı hâlâ düzgünlü, kirpikleri hâlâ sürmeli, deli saraylı bir kadıncağızmış." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Yüzüne düzgün sürmüş olan
- DÜZGÜNCÜ
-
-
[isim]
Düzgün yapan veya satan kimse
-
Gelinin düzgününü süren ve onu süsleyen kadın
-
[isim]
Düzgün yapan veya satan kimse
- ÜZGÜNLÜK
-
-
[isim]
Üzgün olma durumu, neşesizlik
-
[isim]
Üzgün olma durumu, neşesizlik
- DÜZGÜNCE
- ...
- SÜZGÜN
-
-
[sıfat]
Biraz zayıflamış, güçsüzleşmiş
- "Dikkat ettim, süzgün bir yüzü, güzel kirpikleri, nemli, şeffaf dudakları vardı." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
Biraz zayıflamış, güçsüzleşmiş
- DÜZGÜN
-
-
[sıfat]
Doğru ve pürüzsüz, muntazam
- "Düzgün tahta. Düzgün yol."
-
Düzenli, kusursuz, insicamlı, rabıtalı, muntazam
-
İyi
- "Belli ki hâlleri vakitleri çok düzgün değil." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Kurala uygun olarak, kusursuz bir biçimde
- "Düzgün konuşuyor."
-
Kenar veya ayrıtları ile açıları birbirine eşit olan (biçim)
- "Düzgün çok yüzlü."
-
[isim]
Kadınların, teni pürüzsüz göstermesi, renk vermesi için yüzlerine sürdükleri yarı sıvı veya boyalı krem, fondöten
-
[sıfat]
Doğru ve pürüzsüz, muntazam
- ÜZGÜN
-
-
[sıfat]
Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder
- "O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder