İçinde üz olan 7 harfli 89 kelime var. İçerisinde ÜZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üz olan kelimeler listesine ya da Sonu üz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÖKYÜZÜ
-
-
[isim]
Göğün görünen yüzeyi, sema
- "Gökyüzünün başka rengi de varmış / Geç fark ettim taşın sert olduğunu." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[isim]
Göğün görünen yüzeyi, sema
- TECAVÜZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış
- "Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bu adam, canımı sıkacak bazı şeyler söyledi; sonra eliyle tecavüz etti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Namusuna saldırma, sarkıntılık
-
Başkasının hakkına el uzatma
- "Burada kadınlar erkeğe tecavüz ediyorlar." (Aka Gündüz)
-
Aşma, ötesine geçme
-
[isim]
Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış
- DÜZELME
-
-
[isim]
Düzelmek durumu
-
[isim]
Düzelmek durumu
- DÜZÜLME
-
-
[isim]
Düzülmek işi veya durumu
-
[isim]
Düzülmek işi veya durumu
- ÖLÜMSÜZ
-
-
[sıfat]
Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut
- "Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay?" (Atilla İlhan)
-
Hiç unutulmayacak, daima anılacak olan, ebedî
-
[sıfat]
Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut
- ÜZERLİK
-
-
[isim]
Sedef otugillerden, yaprakları almaşık, çiçekleri beyaz renkte, susama benzeyen tohumları acı olan, halk hekimliğinde tedavi amaçlı, tütsü olarak kullanılan bir bitki (Peganum harmala)
- "Miniminiyken o da benim gibi üzerlikle tütsülenmiştir." (Refik Halit Karay)
-
Bu bitkinin tohumlarından yapılan nazarlık veya süs olarak kullanılan eşya
-
[isim]
Sedef otugillerden, yaprakları almaşık, çiçekleri beyaz renkte, susama benzeyen tohumları acı olan, halk hekimliğinde tedavi amaçlı, tütsü olarak kullanılan bir bitki (Peganum harmala)
- KABADÜZ
- ...
- DÜZEMEK
-
-
[-i]
Herhangi bir karışımı istenilen orana göre hazırlamak, karışımın dozunu belirlemek
-
[-i]
Herhangi bir karışımı istenilen orana göre hazırlamak, karışımın dozunu belirlemek
- İŞGÜZAR
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[sıfat]
Gereği yokken, genellikle kendini göstermek için işe karışan (kimse)
-
Eli işe yatkın, becerikli (kimse)
-
[sıfat]
Gereği yokken, genellikle kendini göstermek için işe karışan (kimse)
- DÜZCELİ
- ...
- SÜRÜSÜZ
- ...
- YERYÜZÜ
-
-
[isim]
Yer kabuğu
-
Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler
-
Dünya
- "Hayat bitip cümle mahlukat yeryüzünden silinince kıyamet borusunu bu üfürecektir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yer kabuğu
- ÖDÜNSÜZ
-
-
[sıfat]
Ödün niteliğinde olmayan, ödün vermeksizin yapılan, ivazsız
-
Ödün vermeyen (kimse)
-
[sıfat]
Ödün niteliğinde olmayan, ödün vermeksizin yapılan, ivazsız
- SÜZÜNTÜ
-
-
[isim]
Bir sıvıyı süzerek elde edilen tortu
-
Vücut suyunun dışarı atılması sırasında böbrekte kıvrımlı kanalcıklara geçen ve içinde çeşitli kimyasal maddeler bulunan sıvı
-
[isim]
Bir sıvıyı süzerek elde edilen tortu
- DÜPEDÜZ
-
-
[zarf]
Çok düz ve doğru bir biçimde, dümdüz olarak
-
Yalın, basit, süssüz, sade bir biçimde
- "Bir lakırtıyı düpedüz söylemek dururken, daha çok beğenilsin diye dolambaçlı yollardan söylediniz mi, çok kere manasız manasız şeyler meydana çıkıyor." (Orhan Veli Kanık)
-
Başka bir amaç gütmeden, açıktan açığa, açıkçası, gerçekten
- "Daha başkaları vardı ki bunlar düpedüz korkuyorlardı." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Çok düz ve doğru bir biçimde, dümdüz olarak
- TEBARÜZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belirme, görünme
- "Senelerden beri bildiğimiz ve aramızda konuştuğumuz şeylerin hiç yalan olmadığı tebarüz etti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Belirme, görünme
- ÖTÜMSÜZ
-
-
Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan, titreşimsiz ses veren (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, tonsuz, sedasız, sert
-
Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan, titreşimsiz ses veren (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, tonsuz, sedasız, sert
- GÜNYÜZÜ
- ...
- USULSÜZ
-
-
[sıfat]
Yöntemsiz
-
Yasalara aykırı olan
-
[sıfat]
Yöntemsiz
- MÜZİKLİ
-
-
[sıfat]
Film ve oyun için bazı bölümlerinde müzikten de yararlanılan
-
[sıfat]
Film ve oyun için bazı bölümlerinde müzikten de yararlanılan