İçinde üz olan 7 harfli 89 kelime var. İçerisinde ÜZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üz olan kelimeler listesine ya da Sonu üz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FAULSÜZ

  1. [sıfat] Faulü olmayan, faul yapmayan
  2. [zarf] Faul yapmadan
    • "Daha o yaşta, sert, hızlı fakat faulsüz oynardı." (Haldun Taner)

DÜZMECE

  1. [sıfat] Gerçek olmayan, düzme, sahte

ÖLÜMSÜZ

  1. [sıfat] Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut
    • "Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay?" (Atilla İlhan)
  2. Hiç unutulmayacak, daima anılacak olan, ebedî

BÜZÜŞME

  1. [isim] Büzüşmek işi
  2. Birleşik kelimelerin oluşturulmasında iki ayrı hecedeki ünlünün tek hecede toplanması: kahve altı > kahvaltı, ne için > niçin vb

DÜZYAZI
...
SÜZÜLME

  1. [isim] Süzülmek işi
  2. Bir kuşun kanat vurmadan yaptığı uçuş
  3. Bir uçağın motorunu boşa alarak veya durdurarak yaptığı uçuş

TEBARÜZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Belirme, görünme
    • "Senelerden beri bildiğimiz ve aramızda konuştuğumuz şeylerin hiç yalan olmadığı tebarüz etti." (Yahya Kemal Beyatlı)

HÜZÜNLÜ

  1. [sıfat] Gönle üzgünlük veren, iç kapanıklığına yol açan
    • "Bir şey söylemeyerek hüzünlü bir hâlde gazetesinin başka sütunlarına geçer." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ÖRTÜSÜZ

  1. [sıfat] Örtüsü olmayan
  2. Örtülmemiş
    • "İşte yalının penceresinde yengemin örtüsüz başı renkli bir demet..." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Açık seçik, gizlenmeyen
    • "En ciddileri bile cıvıtan meclis, örtüsüz telmihlere, taşkın hareketlere de müsamaha etmeye başlamıştı." (Peyami Safa)

YÜZSUYU

  1. [isim] Bir kimsenin onuru, haysiyeti
    • "Hâlbuki Emin Efendi, feleğin çemberlerinden geçerek, kâh kuvvetlerin önünde diz çöküp yüzsuyu dökerek, kâh zayıflara çelme vurup tuzak kurarak bu mertebeye ulaşmış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ÜNSÜZLÜ

  1. [sıfat] İçinde ünsüz harf bulunan (söz)

ÜZÜLMEK

  1. [nsz] Üzme işine konu olmak
    • "Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Üzüntü duymak, kaygılanmak
    • "Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum." (Peyami Safa)

YÜZBAŞI

  1. [isim] Orduda rütbesi üsteğmenle binbaşı arasında olan subay

TECAVÜZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış
    • "Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Bu adam, canımı sıkacak bazı şeyler söyledi; sonra eliyle tecavüz etti." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Namusuna saldırma, sarkıntılık
  3. Başkasının hakkına el uzatma
    • "Burada kadınlar erkeğe tecavüz ediyorlar." (Aka Gündüz)
  4. Aşma, ötesine geçme

DÜZMECİ

  1. Sahtekâr

ÖRGÜSÜZ

  1. [sıfat] Örgüsü olmayan

USULSÜZ

  1. [sıfat] Yöntemsiz
  2. Yasalara aykırı olan

LÜZUCET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yapışkanlık, yapışkan olma durumu
  2. Yapışıp uzayan şeyin durumu

KABADÜZ
...
MÜZELİK

  1. [sıfat] Müzeye konulacak değerde veya eskilikte olan
    • "Müzelik gümüş bilezik."
  2. Eski, köhne

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü