İçinde üz olan 5 harfli 47 kelime var. İçerisinde ÜZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üz olan kelimeler listesine ya da Sonu üz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YÜZDE

  1. [isim] Herhangi bir işte aracı olan kimseye, görevinin karşılığı olarak belli bir hesaba göre verilen ücret, yüzdelik
  2. Herhangi bir sayı ile kullanıldığında yüze bölünen bir şeyin o kadarlık parçasını belirten bir söz
    • "Bir eli tabancalı militan mıdır yoksa kesesini doldurmakla uğraşan iş adamlarından mıdır, mebus mudur hemen anlar ve bu anlayışlarında yüzde seksen yanılmaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

HÜZME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Işın demeti

TÜZÜK

  1. [isim] Herhangi bir kurumun veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname, statü

DÜZEY

  1. [isim] Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye
    • "Su düzeyi."
  2. Bir kursun basamaklarından her biri, kur (I)
  3. Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye
    • "Eğitim düzeyi. Kültür düzeyi."

SÜZEK

  1. [isim] Süzgeç, filtre
  2. Işığın önüne konulan, ince kumaş veya tülden yarı saydam yayındırıcı

SÜZÜK

  1. [sıfat] Zayıf, güçsüz, süzgün
    • "Parasızın yürüyüşü sürtük, gözleri süzük, rengi uçuk, sesi bozuktur." (Refik Halit Karay)
  2. Süzgünleşmiş, süzülmüş
    • "Uykudan uyandırılmış gibi gözleri süzük, döndü baktı." (Memduh Şevket Esendal)

ÜZGÜN

  1. [sıfat] Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder
    • "O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi." (Tarık Buğra)

YÜZER

  1. [sıfat] Yüz sıfatının üleştirme biçimi, her birine yüz, her defasında yüzü bir arada olan

MEDÜZ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Denizanası

DÜZGÜ

  1. [isim] Yargılama ve değerlendirmenin kendisine göre yapıldığı ölçüt, uyulması gereken kural, norm
  2. Önceden belirlenmiş kalıp, norm

BÜZGÜ

  1. [isim] Dikişte kumaşın bir ucundan istenilen yere kadar geçirilen bir ipliğin çekilmesi ile oluşan, kumaşın bolluğunu azaltan sık, küçük kıvrım

ÖKSÜZ

  1. Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk)
    • "Nihayet iki saat uzakta bir köyde öksüz bir kız bulundu." (Ömer Seyfettin)
  2. Kimsesiz
    • "Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "O güne kadar yalnızlığımı pek o kadar duymamıştım, birden öksüz kaldım." (Refik Halit Karay)

SÜZGÜ

  1. [isim] Delikli çanak
  2. Balıkçı kepçesi
  3. Fide sulamak için tenekeden yapılan, ucunda süzgeci olan kap

ÜZERE

  1. [zarf] Amacıyla
    • "Müzakere bitince üç dört gün sonra gene evde buluşmak üzere ayrıldılar." (Peyami Safa)
  2. Şartıyla
    • "Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsiniz."
  3. Neredeyse
    • "Bu yangın kalbimizde başlıyorsa yani ümitsiz bir aşka düşmek üzere olduğumuzu hissedersek ne yapalım?" (Reşat Nuri Güntekin)
  4. [edat] Gibi
    • "Daha önce belirtildiği üzere."

BÜZME

  1. [isim] Büzmek işi
  2. [sıfat] Ağzı büzülerek kapatılan (kese, torba vb.)
    • "Öbürü dolgunca ve büzme çarşaflı." (Refik Halit Karay)

ÜZLÜK

  1. [isim] Topraktan yapılmış, kulpsuz, küçük çömlek

DÜZEÇ

  1. [isim] Bir yüzeyin eğiklik derecesini anlamaya yarayan araç, tesviye aleti

YÜZÜŞ

  1. [isim] Yüzme işi veya biçimi
    • "Sevdalı yüzüşlerde yunuslar / Yol gösteriyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)

DÜZME

  1. [isim] Düzmek işi
  2. [sıfat] Gerçek olmayan, aslına benzetilerek uydurulan, uydurma, sahte
    • "Düzme senet. Düzme belge."

YÜZEY

  1. [isim] Bir cismi uzaydan ayıran dış ve yaygın bölüm, satıh, yüz

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü