İçinde üy olan 7 harfli 17 kelime var. İçerisinde ÜY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üy olan kelimeler listesine ya da Sonu üy ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TÜMÜYLE
- ...
- BÜYÜCEK
-
-
[sıfat]
Biraz büyük, büyüğe yakın
- "Bir dostumuzun teklifiyle İstanbul'da büyücek bir memuriyet almıştık." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Biraz büyük, büyüğe yakın
- BÜYÜKSÜ
-
-
[sıfat]
Büyüğü andıran, büyüğe benzeyen, büyük gibi
- "Haspanın gülümseyişi bile büyüksü." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Büyüğü andıran, büyüğe benzeyen, büyük gibi
- BÜYÜTEÇ
-
-
[isim]
Cisimleri büyüterek gösteren alet, pertavsız
- "Büyüteç, teleskoba girdi, bize küçüklüğümüzü; mikroskoba girdi, büyüklüğümüzü öğretti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Cisimleri büyüterek gösteren alet, pertavsız
- BÜYÜREK
- ...
- BOZÜYÜK
- ...
- BÜYÜYÜŞ
-
-
[isim]
Büyüme işi veya biçimi
-
[isim]
Büyüme işi veya biçimi
- ÇÜRÜYÜŞ
-
-
[isim]
Çürüme işi veya biçimi
-
[isim]
Çürüme işi veya biçimi
- YÖNÜYLE
- ...
- YÜRÜYÜŞ
-
-
[isim]
Yürüme işi veya biçimi
- "Toplantı ve gösteri yürüyüşünü düzenleme hakkını kullanmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanununda gösterilir." (Anayasa)
- "Bir gün Küplüce arkalarında uzun bir yürüyüş yapmış." (Haldun Taner)
- "Askerler yürüyüşe geçti."
-
Spor amacıyla yapılan yürüme
- "Her sabah bir saat yürüyüş yaparım."
-
Bir olayı protesto etmek, bir konuya dikkati çekmek amacıyla topluca yürüme
- "Gösteri yürüyüşü."
-
Birliklerin bir yerden başka bir yere gitmesi
-
[isim]
Yürüme işi veya biçimi
- BÜYÜMEK
-
-
[nsz]
Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek
- "Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
- "Küçücük gözlü, çokbilmiş suratlı, büyümüş de küçülmüş, kavruk bir oğlandı." (Haldun Taner)
-
Yetişmek
- "İhtiyar Süleyman Çavuşun ellerinde büyüdüm." (Aka Gündüz)
-
Yaşı artmak, yaşlanmak
- "Fakat büyüdükçe o kadar sevdiği bu oyunlara veda etmek lazım gelecekti." (Ömer Seyfettin)
-
Artmak, güçlenmek, şiddeti artmak
- "İkinci de okuduktan sonra kavga büyüdü." (Memduh Şevket Esendal)
-
Sayıca artmak
-
Genişlemek
- "Barbarosların ülkesi büyüdükçe büyüyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Önem ve değer kazanmak
- "Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[nsz]
Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek
- BÜYÜTÜŞ
-
-
[isim]
Büyütme işi veya biçimi
-
[isim]
Büyütme işi veya biçimi
- BÜRÜYÜŞ
-
-
[isim]
Bürüme işi veya biçimi
-
[isim]
Bürüme işi veya biçimi
- BÜYÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Büyüsü olmayan
-
[sıfat]
Büyüsü olmayan
- BÜYÜSEL
-
-
[sıfat]
Büyü ile ilgili olan
-
[sıfat]
Büyü ile ilgili olan
- BÜYÜTME
-
-
[isim]
Büyütmek işi
-
Birisi tarafından yetiştirilmiş kimse
- "O, filancanın büyütmesidir."
-
Uzakta duran cisimlere dürbün vb. bir araçla bakıldığında cismi gören açının çıplak gözle bakıldığı zamanki açıya oranı
-
[isim]
Büyütmek işi
- BÜYÜKÇE
-
-
[sıfat]
Biraz büyük
- "Aynı kamarayı paylaşacaksınız, büyükçedir, ikinize de yeter." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Oldukça önemli
- "Büyükçe bir beyin humması geçirmiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Biraz büyük