İçinde üt olan 9 harfli 82 kelime var. İçerisinde ÜT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üt olan kelimeler listesine ya da Sonu üt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MÜTEADDİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Birçok
-
[sıfat]
Birçok
- ÖĞÜTLEMEK
-
-
[-i]
Birine bir şeyi yapmasını veya yapmamasını söylemek, nasihat etmek
- "Güzel olanın yıkılmasını kimse öğütlemez." (Nurullah ataç)
-
[-i]
Birine bir şeyi yapmasını veya yapmamasını söylemek, nasihat etmek
- KİREÇSÜTÜ
- ...
- MÜTEARİFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belit
-
[isim]
Belit
- GÜTAPERKA
-
-
[isim]
Sumatra'da ve çevresindeki adalarda yetişen büyük bir cins ağaçtan elde edilen, kablo yapımında kullanılan, kauçuğa benzer, zamklı bir madde
-
[isim]
Sumatra'da ve çevresindeki adalarda yetişen büyük bir cins ağaçtan elde edilen, kablo yapımında kullanılan, kauçuğa benzer, zamklı bir madde
- ŞARKÜTERİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Peynir, zeytin, salam, sucuk vb. yiyecek maddelerinin satıldığı dükkân veya büyük alışveriş merkezinin bir bölümü
-
[isim]
Peynir, zeytin, salam, sucuk vb. yiyecek maddelerinin satıldığı dükkân veya büyük alışveriş merkezinin bir bölümü
- MÜTECANİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bağdaşık
-
[sıfat]
Bağdaşık
- SÜTANALIK
-
-
[isim]
Sütannelik
-
[isim]
Sütannelik
- MÜTENAZIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bakışımlı
-
[sıfat]
Bakışımlı
- PÖRSÜTMEK
- ...
- TABÜTÜVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Güç, kuvvet, takat
- "Gün kavuşurken Handune'nin de hararet derecesi artmış, tabütüvanı tamamen kesilmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Güç, kuvvet, takat
- MÜTENEVVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Türlü, çeşitli
-
[sıfat]
Türlü, çeşitli
- MÜTEESSİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Üzülen, acınan, yerinen, esef eden
-
[sıfat]
Üzülen, acınan, yerinen, esef eden
- ÜTÜLETMEK
-
-
[-i]
Ütülü duruma getirtmek
-
[-i]
Ütülü duruma getirtmek
- ÖĞÜTÜLMEK
-
-
[nsz]
Öğütme işine konu olmak
- "Un ortadan çekilince ekmeği süpürge tohumu ile öğütülmüş mısır koçanıyla yapmaya başlamışlardı." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[nsz]
Öğütme işine konu olmak
- TÜTTÜRMEK
-
-
[-i]
Tütmesini, duman çıkarmasını sağlamak, duman çıkarmak
-
Sigara, pipo içmek
- "Sigaramı tüttürürken hep o geçmiş günlerin garip hatıraları başımda uzanır." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Tütmesini, duman çıkarmasını sağlamak, duman çıkarmak
- BİYOKÜTLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belirli zamanda sınırları belirli bir biyotopta bulunan canlı organizmaların toplam kütlesi
-
[isim]
Belirli zamanda sınırları belirli bir biyotopta bulunan canlı organizmaların toplam kütlesi
- MÜTENAKIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çelişkili
-
[sıfat]
Çelişkili
- MÜTETEBBİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Bir konuyu dikkatle araştıran, irdeleyici, araştırıcı
-
[-i]
Bir konuyu dikkatle araştıran, irdeleyici, araştırıcı
- MÜTEVELLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir vakfın yönetimi kendisine verilmiş olan kimse
-
[isim]
Bir vakfın yönetimi kendisine verilmiş olan kimse