İçinde üt olan 8 harfli 91 kelime var. İçerisinde ÜT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üt olan kelimeler listesine ya da Sonu üt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÜRKÜTMEK

  1. [-i] Ürküntü vermek
  2. Korkutup kaçırmak
    • "Avcı, elinde ipi silkeleyerek hafif, sanki balıklarını ürkütmek istemiyormuş gibi yavaş yavaş ağını çekiyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Herhangi bir etkiyle bitkinin gelişmesini engellemek
  4. Korkutmak
    • "Bu kadar büyük bir adamın huzuruna çıkmak ihtimali bile beni ürkütüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. Kuşkulandırmak
    • "Ali Rıza Bey hemen kendini topladı. Münasebetsiz bir şey yaparak arkadaşını ürkütmekte mana yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)

SÜTSÜZCE
...
ÜTÜLEMEK

  1. [-i] Ütü ile buruşukluklarını gidermek
    • "Bir erkek, hizmetçisini sevse ondan daha iyi kimsenin çamaşır ütüleyemeyeceğine inanır." (Refik Halit Karay)
  2. Alevde tüylerini veya kabuğunu yakıp gidermek
    • "Çakmak kıvılcım çıkardı, çıkarmasıyla pof diye gaz parladı ve zaten seyrek olan kirpiklerimi ütüledi." (Burhan Felek)

YÜRÜTMEK

  1. [-i] Yürüme işini yaptırmak, yürümesini sağlamak
  2. Gerektiği gibi yapmak, uygulamak
    • "İşlerini eskisi gibi yürütüyorlar."
  3. Bir yargıyı yerine getirmek, uygulamak
  4. [nsz] Kabul edilmesi veya tartışılması için bildirmek, açıklamak, öne sürmek
    • "Mütalaa yürütmek. Muhakeme yürütmek."
  5. İşinden veya bulunduğu yerden çıkarmak
    • "Seni, teğmene bel bağlayıp girdiğin bisküvi fabrikasından nasıl yürüttülerdi." (Haldun Taner)
  6. Habersiz olarak almak, çalmak
    • "Bizim kalemi yürütmüşler."

TECERRÜT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Her şeyden uzaklaşma, sıyrılma, soyutlanma
    • "İlk gençlik yılları da aynı hâlet ve tecerrüt içinde geçti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KÜTÜKLÜK

  1. [isim] İçine şarjöre geçirilmiş tüfek fişeği konulan ve palaska kayışına geçirilen kösele çanta, fişeklik

TÜTÜNLÜK

  1. [isim] Tütün ekilen yer, tütün tarlası
  2. Hayvanın sırt bölgesinden çıkarılan pastırmalık et
  3. Sırtın kuyruğa yakın yerinden yapılmış en gevrek pastırma

LÜTUFKAR
...
SÜTÇÜLÜK

  1. [isim] Süt satma işi
  2. Sütten kaymak, tereyağı, yoğurt, peynir vb. ürünler elde etme işi

MÜTTEFİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Bağlaşık

TECEDDÜT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yenilik

TEVELLÜT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsanın doğumu, doğduğu zaman

BÜSBÜTÜN

  1. [zarf] İyiden iyiye, iyice, tamamen, tamamıyla, temelli
    • "Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar." (Haldun Taner)

KÜSKÜTÜK

  1. [sıfat] Çok sarhoş
  2. [zarf] Çok sarhoş bir biçimde, çok sarhoş olarak
    • "Sarhoşlar gibi meçhul bir istikamete doğru küskütük ilerliyorsun." (Peyami Safa)

MÜTEKAİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Emekli
    • "Onu komşularından bir mütekait askerî doktor tedavi ediyor." (Reşat Nuri Güntekin)

SÜTUNCUK

  1. [isim] Gövdesi klasik sütunlardan ince ve uzun olan küçük sütun

TELEÜTÇE
...
MÜTTEHİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Birlik durumuna gelmiş, birleşik, birlik olmuş
  2. [isim] Birleşik

TAHAŞŞÜT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yığınak

YÜRÜTÜCÜ

  1. [isim] Yürütme yetkisini kullanan kimse

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü