İçinde üt olan 6 harfli 31 kelime var. İçerisinde ÜT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üt olan kelimeler listesine ya da Sonu üt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜTÜLÜK
- ...
- ÜTOPYA
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Gerçekleştirilmesi imkânsız tasarı veya düşünce
-
[isim]
Gerçekleştirilmesi imkânsız tasarı veya düşünce
- TÜTMEK
-
-
[nsz]
Duman veya buhar çıkarmak
- "Dumanı tütmekte olan bir vapuru görerek artık yerine dönmeyi akıl etti." (Haldun Taner)
-
Dumanı geri vermek
- "Kahvelerin içi tüten ocakla göz gözü görmez bir hâldeydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yaşamak, varlığını sürdürmek
- "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
-
İyi veya kötü kokmak
-
[nsz]
Duman veya buhar çıkarmak
- KATGÜT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ameliyatlarda yaraları dikmek için kullanılan, bağırsaktan yapılmış iplik
-
[isim]
Ameliyatlarda yaraları dikmek için kullanılan, bağırsaktan yapılmış iplik
- FLÜTÇÜ
-
-
[isim]
Flüt çalan kimse
-
[isim]
Flüt çalan kimse
- ÜTOPİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Ütopyaya dayanan, ütopya ile ilgili
-
[sıfat]
Ütopyaya dayanan, ütopya ile ilgili
- SÜTSÜZ
-
-
[sıfat]
İçinde süt bulunmayan, süt katılmadan yapılan
- "Sütsüz irmik helvası."
-
Az süt veren
- "Sütsüz inek."
-
Körpe olmayan, kart
- "Sütsüz mısır."
-
Kötü soydan gelen, sütü bozuk (kimse)
- "Merhametli bir kadın için böyle sütsüz mahluklarla uğraşmak ne uzak!" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
İçinde süt bulunmayan, süt katılmadan yapılan
- HÜTHÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çavuş kuşu
-
[isim]
Çavuş kuşu
- SÜTKIZ
-
-
[isim]
Bir kadının kendi çocuğu değilken emzirdiği ve kocasıyla birlikte evlat olarak benimsediği kız çocuk
- "Siz bizim hanımefendinin ölen kocasının erkek kardeşinin sütkızı imişsiniz." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir kadının kendi çocuğu değilken emzirdiği ve kocasıyla birlikte evlat olarak benimsediği kız çocuk
- ÖĞÜTÜŞ
-
-
[isim]
Öğütme işi veya biçimi
-
[isim]
Öğütme işi veya biçimi
- ÜŞÜTME
-
-
[isim]
Üşütmek durumu
-
[isim]
Üşütmek durumu
- TELEÜT
- ...
- KÜSKÜT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz bir asalak bitki, şeytansaçı, bağboğan (Cuscuta)
-
[isim]
Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz bir asalak bitki, şeytansaçı, bağboğan (Cuscuta)
- ÜTÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Ütülenmemiş veya ütüsü bozulmuş
- "Ütüsüz ve beli oturmamış pantolonunu çekti." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Ütülenmemiş veya ütüsü bozulmuş
- ÖĞÜTME
-
-
[isim]
Öğütmek işi
- "Bizim oralarda buğdaylarını öğütmeye gelip değirmende kalan köylülere nöbetçi derler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Öğütmek işi
- LÜTFEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Birinden bir şey isterken "dilerim, rica ederim" anlamında kullanılan bir söz
- "Lütfen yukarıya teşrif buyurun beyefendi!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
İstemeyerek, gönülsüz bir biçimde
- "Aylarca sonra lütfen uğradı."
-
[zarf]
Birinden bir şey isterken "dilerim, rica ederim" anlamında kullanılan bir söz
- SÜTLAÇ
-
-
[isim]
Süt, şeker ve pirinçten yapılan bir tür tatlı, sütlü
-
[isim]
Süt, şeker ve pirinçten yapılan bir tür tatlı, sütlü
- GLÜTEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Katı cisimlerin parçalarını birbirine yapıştıran bir tür madde
-
Tahıl unlarından nişasta çıkarıldıktan sonra geri kalan albüminli madde
-
[isim]
Katı cisimlerin parçalarını birbirine yapıştıran bir tür madde
- ZÜMRÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı, doğal alüminyum ve berilyum silikatı
- "Şu zümrüt gibi Kuşdili deresi burnumuzun önünde de bir sandalla bir defa bile dolaşamadık." (Sermet Muhtar Alus)
-
[sıfat]
Bu taştan yapılmış olan
- "Parmağındaki zümrüt yüzüğü ile bu salonda herkesin saygı gösterdiği bir varlıktı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Koyu yeşil renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Zümrüt çayırlar."
-
[isim]
Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı, doğal alüminyum ve berilyum silikatı
- ÖĞÜTÇÜ
-
-
[isim]
Öğüt veren kimse, nasihatçi
-
Vaiz
-
[isim]
Öğüt veren kimse, nasihatçi