İçinde üt olan 5 harfli 37 kelime var. İçerisinde ÜT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üt olan kelimeler listesine ya da Sonu üt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SÖĞÜT

  1. [isim] Söğütgillerden, sulak yerlerde yetişen, yaprakları almaşık ve alt yüzleri havla örtülü büyük bir ağaç (Salix)

SÜTLÜ

  1. [sıfat] İçinde süt bulunan, sütle yapılan
    • "Bir kanepeye oturdum, bir sütlü kahve ısmarladım." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Süt veren, sağmal
    • "Sütlü inek."
  3. Taneleri sertleşmemiş, yumuşak taneli (mısır, buğday vb.)
  4. [isim] Sütlaç

ÜTÜCÜ

  1. [isim] İşi kumaş, giysi, çamaşır vb. ütülemek olan kimse

FÜTUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bezginlik, umutsuzluk, usanç
    • "Bu hülya uzaklaştıkça ruhta zehirli bir fütur husule geliyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)

GÖMÜT

  1. [isim] Mezar, metfen, kabir, makber, sin

KÜTİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında madde

TÜTME

  1. [isim] Tütmek işi

SÜTÇÜ

  1. [isim] Süt satan kimse
    • "Tam kapı yanında bir sütçü dükkânı gözüme ilişti." (Refik Halit Karay)
  2. Bol süt veren hayvan

RÜTBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mertebe, derece, paye
  2. Subay, astsubay ve polislerin sahip olduğu derece, mevki
    • "Ben de nişancı taburunun subaylarını rütbeleriyle, isimleriyle bilirdim." (Necati Cumalı)

TÜTÜN

  1. [isim] Patlıcangillerden, birleşiminde nikotin bulunan, otsu bir bitki (Nicotiana tabacum)
    • "Ben rahmetlinin tütününü tüttürmek için o rahatlığı da teptim." (Abbas Sayar )
  2. Bu bitkinin kurutulup kıyılarak sigara biçiminde veya pipoyla içilen yaprağı
    • "Elinin tersiyle yeleğine düşen tütün küllerini silkti." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Duman
    • "Tütün kokuyorsun diye beni iter." (Halide Edip Adıvar)

ÖLÇÜT

  1. [isim] Bir yargıya varmak veya değer vermek için başvurulan ilke, kıstas, mısdak, kriter
    • "Geç kalmış bile olsak biz Batı'ya, Batı'nın uygarlık ölçü ve ölçütlerine çoktan uymuşuz." (Tarık Dursun K)

PÜTÜR

  1. [isim] Küçük kabarcık, çıkıntı, pürüz, pürtük

GÜTME

  1. [isim] Gütmek işi
    • "Oğlan okula gitmeden davar gütmeye başlar." (Necati Cumalı)

DÜŞÜT

  1. [isim] Düşük

ÜTÜLÜ

  1. [sıfat] Ütülenmiş, ütü ile buruşuklukları giderilmiş
    • "Ayağında beyaz, yeni ütülü bir pantolon, üstünde bir fildekoz var." (Peyami Safa)

GÖBÜT

  1. [isim] Yuvarlak, yassı, içine yumurta vb. malzemeler konan ekmek

BÜTAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Metal bidonlar içinde az bir basınç altında sıvılaşan, yakıt olarak yararlanılan HC formülündeki hidrokarbür gazı

GÜLÜT

  1. [isim] Skeç, revü, eğlence gösterisi vb.ne eklenen beklenmedik gülünç sözler veya durumlar

SÜTUN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Herhangi bir maddeden yapılan, zaman zaman üstünde çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon
    • "Terasın mermer sütunlarından birine dayanmış, sessiz sedasız bana baktığını görüyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Sanat dergilerinden biri bir ara, genç şairlere sütunlarını açmıştı." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Gazete, dergi, kitap vb. yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon
    • "Böyle misaller sayıp dökmek gerekse satırlar değil, sütunlar dolar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  3. Alt alta sıralanmış şeyler dizisi
    • "Rakam sütunu."
  4. Oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey
    • "Alev sütunu. Su sütunu."
  5. Bir tablo veya grafikte düşey durumdaki yüzey

ÜTMEK

  1. [-i] Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek
  2. Taze buğday veya mısırı ateşe tutup pişirmek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü