İçinde ür olan 6 harfli 123 kelime var. İçerisinde ÜR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ür olan kelimeler listesine ya da Sonu ür ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SÜRÇME

  1. [isim] Sürçmek işi

ÖBÜRKÜ

  1. [zamir] Öbürü

BORDÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar
  2. Genellikle giyim kuşam malzemesindeki kenar süsü
  3. Cilt kapağındaki kalın çizgiler
  4. Banyo, tuvalet, mutfak vb. ıslak zeminlerde duvar döşemeleri arasına konan motifli bir tür fayans

BROŞÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle bir şeyi tanıtmayı amaçlayan, sayfa sayısı az, küçük kitap, risale

HÜRLÜK

  1. [isim] Hür, özgür olma durumu

ÜFÜRÜŞ
...
GÜRLEK

  1. [isim] Çağlayan

MONTÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çeşitli takılarda taşın yerleştirildiği çerçeve
  2. Vazo, duvar saati, ayna vb. eşyayı korumak veya kullanışını kolaylaştırmak için yapılan metal, bronz, gümüş çerçeve veya örgü

SÜRMEK

  1. [-i] Yönetip yürütmek, sevk etmek
    • "Fakat bereket ki bu nevi duygular ancak masal ve romanlarda sürüp gider." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Devam etmek
    • "Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer." (Anayasa)
  3. Önüne katıp götürmek
    • "Koyunları sürmek."
  4. Uzatmak, ileri doğru itmek
    • "Kahveyi ısıtıyor, suyu dolduruyor, cezveyi sürüyor, fincanı boşaltıyor." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Dokundurmak, değdirmek
    • "Yüzümü saçlarına sürmek için başımı eğdim." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  6. Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek
    • "Mütarekede İngilizler onu Malta'ya sürdüler." (Yusuf Ziya Ortaç)
  7. Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek
    • "Avucuna doldurup kokluyor; ensesine, şakaklarına, boynuna sürüyor." (Refik Halit Karay)
  8. Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak
    • "Satılamayan ne kadar bayat, bozuk mal varsa pansiyonerlere sürerler." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  9. Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak
  10. [-i] Herhangi bir durum içinde bulunmak
    • "Dört duvar arasında bir memur hayat sürüyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
  11. [-i] Pulluk veya sabanla toprağı işlemek
    • "Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi." (Ömer Seyfettin)
  12. [nsz] Olmaya devam etmek
    • "Baygınlığım ne kadar sürdü bilmiyorum." (Aka Gündüz)
  13. [nsz] Zaman geçmek
    • "Çok sürmez, her şey düzelir."
  14. [nsz] Zaman almak
    • "Her odanın ziyareti bir saat sürmüştü." (Ahmet Haşim)
  15. Bitki, ot yetişip ortaya çıkmak, bitmek, yeşermek
    • "Bu gölgeli yerlerde otlar bütün bir yaz mevsimi yeniden yeniye sürer, rutubetli toprakta bir bir arkasına yoncalar fışkırır, çayırlar kabarırdı." (Refik Halit Karay)
  16. [nsz] Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarmak

TELLÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 52, atom ağırlığı 127,60, yoğunluğu 6,24 olan, 450 °C'de eriyen, mavimtırak beyaz renkte bir element (simgesi Te)

SÜRGÜN

  1. [isim] Ceza olarak belli bir yerin dışında veya belli bir yerde oturtulan kimse
    • "Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz." (Refik Halit Karay)
  2. Sürülme işi, nefiy
    • "Sürgün benim için ölüm gibi bir şey olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Bir kimsenin sürüldüğü yer
    • "Sürgünlerde çile dolduruyordu en güzel yaşında." (Yusuf Ziya Ortaç)
  4. Bir bitkide yeni süren filiz
  5. İshal

ÜFÜRÜM
...
HIRGÜR

  1. [isim] Geçimsizlik, kavga
    • "Tiyatrocular arasında hırgür eksik olmaz ama her şey sonunda tatlıya bağlanır, bilmez misin?." (Atilla İlhan)

KÜRTAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Vücutta boşluklar içinde bulunan yabancı cisimleri, hasta veya zararlı sayılan dokuları kazıyarak alma, kazıma
  2. Döl yatağının içini kazıyıp cenini alma işi

ÜRETME

  1. [isim] Üretmek işi veya durumu, çoğaltma

GÜRBÜZ

  1. [sıfat] Sağlam, güçlü ve iyi gelişmiş, iri
    • "Genç, gürbüz bir köylü çocuğu idi." (Sait Faik Abasıyanık)

ÜREYİŞ

  1. [isim] Üreme işi veya biçimi

DÜRTME

  1. [isim] Dürtmek işi

İYODÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İyodun bir element veya bir birleşikle verdiği birleşim

TÜRKÇE
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü