İçinde ür olan 4 harfli 26 kelime var. İçerisinde ÜR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ür olan kelimeler listesine ya da Sonu ür ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜRAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sidik asidi tuzu
-
[isim]
Sidik asidi tuzu
- ÖBÜR
-
-
[sıfat]
Öteki, diğer
- "Tünelin öbür ucunda tekrar ufak tefek ışıklar belirmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Öteki, diğer
- FÜRS
- ...
- YÜRÜ
-
-
yürüyüşe başlatma komutu
- "Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." (Haldun Taner)
-
yürüyüşe başlatma komutu
- JÜRİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Seçiciler kurulu
-
Hakem heyeti
-
[isim]
Seçiciler kurulu
- ÜRÜN
-
-
[isim]
Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul
-
Eser
- "Cumhuriyet dönemi ressamlarının ürünleri sergilendi."
-
Bir tutum ve davranışın ortaya çıkardığı şey
-
Türlü endüstri alanlarında ham maddelerin işlenmesiyle elde edilen şey
-
[isim]
Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul
- PÜRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sebzeyi, eti ezerek veya süzgeçten geçirerek elde edilen ezme
- "Patates püresi. Kestane püresi."
-
[isim]
Sebzeyi, eti ezerek veya süzgeçten geçirerek elde edilen ezme
- SÜRE
-
-
[isim]
Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet
- "Hükümdar gibi davrandığınız sürece hükümdar sayılırsınız." (Turan Oflazoğlu)
-
[isim]
Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet
- FÜRU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dallar, kollar, ayrıntılar
-
Çocuklar, torunlar
-
[isim]
Dallar, kollar, ayrıntılar
- ÖĞÜR
-
-
[isim]
Akran
- "Çoluk çocuk öylesine öğür oldular ki anları dışarıdan gören pekâlâ çok nüfuslu tek bir aile sanabilirdi." (Haldun Taner)
-
Takım, fırka, zümre
-
[sıfat]
Öğrenmiş
-
[sıfat]
Alışmış, yadırganmaz olmuş, menus
-
[isim]
Akran
- TÜRK
- ...
- DÜRÜ
-
-
[isim]
Dürülmüş şey
-
Armağan, hediye
-
Çeyiz
-
Düğüne çağrılanlara düğün sahibi tarafından verilen armağan
-
[isim]
Dürülmüş şey
- ÖZÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Bir kusurun, bir suçun elde olmadan yapıldığını ileri sürme veya bu kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret
- "Harp tarihi bu saldırı için hiçbir özür bulamayacaktır." (Falih Rıfkı Atay)
- "Onları, ayakta bekleyenleri görünce özür diledi." (Nezihe Araz)
-
Sakatlık, bozukluk, eksiklik veya elverişsizlik
- "Bu evin birtakım özürleri var. Özrüm var, uzun yol yürüyemem."
- "Karyolasına ilişti, odası için özür dileyip dilememeyi düşündü." (Peyami Safa)
-
Kusur, defo
-
Bir kusurun, bir suçun elde olmadan yapıldığını ileri sürme veya bu kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret
- GÜRZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Silah olarak kullanılan ağır topuz
-
[isim]
Silah olarak kullanılan ağır topuz
- ÜRKÜ
-
-
[isim]
Topluluğu saran ortak korku, panik
-
[isim]
Topluluğu saran ortak korku, panik
- BÜRO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çalışma odası, yazıhane
- "Mühendislik bürosu."
-
Danışma ve yazı işlerinin yürütüldüğü iş yeri
- "Amerikan usulü hususi bir dedektif bürosu açmış." (Refik Halit Karay)
-
Bölüm, şube
- "Narkotik büro."
-
Yazı masası
-
[isim]
Çalışma odası, yazıhane
- SÜRÜ
-
-
[isim]
Evcil hayvanlar topluluğu
- "Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu." (Refik Halit Karay)
- "Onda hısım akraba sürüsüne bereket!"
-
Bir insanın bakımı altındaki hayvanların tümü
-
Birlikte yaşayan hayvan topluluğu
-
Yönlendirilebilen insan topluluğu
- "Sokaklarda alay geçerken başka çocuklar da sürüye katılır, mektebe kadar giderler." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Evcil hayvanlar topluluğu
- ÖŞÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ondalık
-
[isim]
Ondalık
- GÜRE
-
-
[isim]
Çiftleşmek isteyen kısrak veya dişi eşek
-
Bir yaşından üç yaşına kadar olan tay
-
[sıfat]
Kuvvetli, dinç
-
[sıfat]
Çekingen, korkak, ürkek
-
[isim]
Çiftleşmek isteyen kısrak veya dişi eşek
- KÜRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim
-
Yeryüzü, dünya
- "Ben de yıldızlar gibi, küre gibi, ben de yalnız ve herkese uzaktım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim