İçinde üme olan 7 harfli 18 kelime var. İçerisinde ÜME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üme olan kelimeler listesine ya da Sonu üme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E M Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EM, ME

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YÜLÜMEK

  1. [-i] Vücudun fazla kıllarını ustura ile almak, tıraş etmek

SÜMERCE
...
KÜÇÜMEN

  1. [sıfat] Benzerlerinden daha küçük olan, pek küçük

ENCÜMEN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Alt kurul
    • "Nadir eserleri kopya etmek üzere encümenin kararı ile Fransa'ya gönderildim." (Haldun Taner)

PÖRSÜME

  1. [isim] Pörsümek işi

SÜLÜMEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ak sülümen

FÜMEROL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Etkin olmayan dönemlerde, yanardağların ağzından yayılan gaz

YÜRÜMEK

  1. [nsz] Adım atarak ilerlemek, gitmek
    • "Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." (Haldun Taner)
  2. [-e] Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek
    • "Buz dağları güneye yürümüş."
  3. Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek
    • "Çocuk erken yürüdü."
  4. Yayan gezmek, yayan gitmek
    • "Gölgesinde yürüdüğü duvarın arkasından bir horoz sesi fark etti." (Ömer Seyfettin)
  5. Yol almak
    • "Biraz yürüyelim, geç kaldık."
  6. [-e] Bir yere gelmek, bir yere ulaşmak, kaplamak
    • "Dallara su yürümek."
  7. [-e] Üzerine doğru gitmek, akın etmek, saldırmak, hücum etmek
    • "Asker kaleye yürüdü."
  8. Faiz, hesap edilmek, işlemek
    • "Bu paranın faizi yüzde beşten mi yürüyor?"
  9. Geçmek, ilerlemek, değişmek
    • "Doktor o hayatın dışında kalmış. Bu ne demek? Bu, o demek ki hayat yürümüş gitmiş, birlikte yürüyememiş." (Memduh Şevket Esendal)
  10. Bir işte ileri gitmek
  11. Gereği gibi yapılmak veya ilerlemek
    • "Bu evliliğin yürümeyeceği daha başından anlaşılmıştı ama belki yürütürüz demiştim." (Zeyyat Selimoğlu)
  12. Ölmek
    • "O da yürümüş."

ÇÜRÜMEK

  1. [nsz] Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak
    • "Sen toprakta çürürsün canım kardeşim / Ben ayakta." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Sağlamlığını, dayanıklılığını yitirmek
    • "Onun gelişine kadar da kağşamış, çürümüş, küflenmiş yapı ayakta kalamazdı." (Tarık Buğra)
  3. Vurulma veya sıkışma yüzünden vücutta lekeler oluşmak
  4. İnsan yıpranmak, çökmek
  5. Bir düşünce temelsiz ve kanıtsız kalmak

HÜKÜMET
...
BÜRÜMEK

  1. [-i] Sarmak, kaplamak, örtmek, basmak, istila etmek
    • "Tarlayı otlar bürümüştü." (Nabizade Nazım)
  2. Çok, güçlü etkilemek
    • "Bir kötümserlik bürümüş sizin içinizi." (Nurullah ataç)

TERCÜME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir dilden başka bir dile çevirme
    • "Ben bu zatın iki kitabını tercüme etmiştim." (Burhan Felek)
  2. Çeviri

DÜMENCİ

  1. [isim] Gemilerde dümeni kullanan kimse
  2. [sıfat] En tembel
    • "Bahriye Mektebinden dümenci yani sonuncu olarak çıktım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. [sıfat] Dalavereci, hileci, düzenbaz

KÜRÜMEK

  1. [-i] Küremek

SÖLPÜME

  1. [isim] Sölpümek işi veya durumu

SÜRÜMEK

  1. [-i] Bir şeyi yerden kaldırmaksızın çekerek, iterek götürmek, sürüklemek
  2. Hafif bir şeyi sürüklemek
    • "Eteğini sürümek. Duvağını sürümek."
  3. Herhangi bir sebepten dolayı güçlükle yürümek
  4. Bir şeyi peşine takmak, alıp götürmek
    • "Diyar diyar beni aldı / Sürüdü gönlüm sürüdü." (Âşık Veysel)

GÖYNÜME

  1. [isim] Göynümek durumu

BÜYÜMEK

  1. [nsz] Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek
    • "Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
    • "Küçücük gözlü, çokbilmiş suratlı, büyümüş de küçülmüş, kavruk bir oğlandı." (Haldun Taner)
  2. Yetişmek
    • "İhtiyar Süleyman Çavuşun ellerinde büyüdüm." (Aka Gündüz)
  3. Yaşı artmak, yaşlanmak
    • "Fakat büyüdükçe o kadar sevdiği bu oyunlara veda etmek lazım gelecekti." (Ömer Seyfettin)
  4. Artmak, güçlenmek, şiddeti artmak
    • "İkinci de okuduktan sonra kavga büyüdü." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Sayıca artmak
  6. Genişlemek
    • "Barbarosların ülkesi büyüdükçe büyüyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  7. Önem ve değer kazanmak
    • "Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız." (Orhan Seyfi Orhon)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü