İçinde üm olan 8 harfli 98 kelime var. İçerisinde ÜM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üm olan kelimeler listesine ya da Sonu üm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÖYNÜMEK
-
-
[nsz]
Dertlenmek, üzülmek, içlenmek
-
Ham meyve olgunlaşmak
-
[nsz]
Dertlenmek, üzülmek, içlenmek
- TÜMSEKLİ
-
-
[sıfat]
Tümseği olan
-
Dışbükey
-
[sıfat]
Tümseği olan
- PARFÜMCÜ
-
-
[isim]
Parfümeri ürünleri üreten veya satan kimse
-
[isim]
Parfümeri ürünleri üreten veya satan kimse
- TECESSÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
-
Görünmeye başlama, belirme
-
Göz önüne gelme, canlanma
- "Olay olduğu gibi gözümün önünde tecessüm ediyor."
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
- TÜMLENME
-
-
[isim]
Tümlenmek işi
-
[isim]
Tümlenmek işi
- CÜMUDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Buzul
-
[isim]
Buzul
- BÜKLÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Büklümü olan
-
[sıfat]
Büklümü olan
- GÖRÜMLÜK
-
-
[isim]
Yalnız görülmek için konulan nesne
-
Nişanlanan kıza, ilk kez görmeye gidildiğinde erkek tarafından takılan veya verilen armağan
-
[isim]
Yalnız görülmek için konulan nesne
- SÖLPÜMEK
-
-
[nsz]
Şişmanken zayıflamak
-
Gevşemek, pörsümek
-
[nsz]
Şişmanken zayıflamak
- TERCÜMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çevirmen
-
[isim]
Çevirmen
- MÜMEYYİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İyiyi, kötüyü, doğru ve yanlışı ayıran, seçen
-
[isim]
Ayırtman
- "Neşemden duramıyor, öbür mümeyyizlerle konuşuyor, gülüyordum." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yazıları beyaz kâğıda temize çeken kimse
- "O, 'yazıla' işaretini koydu mu mümeyyiz temize çeker." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
İyiyi, kötüyü, doğru ve yanlışı ayıran, seçen
- PÖRSÜMEK
-
-
[nsz]
Gevşeyip sarkmak
- "Rutubetten gevşeyerek, pörsüyerek saçaklanmış, parmakla dokunulsa sökülecek hâle gelmişti." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Gevşeyip sarkmak
- CÜMLETEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Hep birden
-
[zarf]
Hep birden
- DÖNÜMLÜK
-
-
Dönüm ölçüsünde olan
- "Evin arkasında üç dört dönümlük bir bahçemiz vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dönüme yetecek ölçüde olan
- "İki dönümlük tohum kaldı."
-
Dönüm ölçüsünde olan
- GÜMBÜRTÜ
-
-
[isim]
Birdenbire yankılı ve derinden gelen patlama, yıkılma, çarpma sesi, şiddetli gürültü
- "Sessizlik öyle yoğun ki handiyse yüreklerinin gümbürtüsünü işitiyorlar." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Birdenbire yankılı ve derinden gelen patlama, yıkılma, çarpma sesi, şiddetli gürültü
- KÜMELEME
-
-
[isim]
Kümelemek işi
-
Film yapımını kolaylaştırmak amacıyla aynı dekor içindeki çekimleri bir araya toplama, oyuncuların çalışma durumlarını düzenleme
-
[isim]
Kümelemek işi
- GÜMÜŞSÜZ
-
-
[sıfat]
Gümüşü olmayan
-
[sıfat]
Gümüşü olmayan
- NÜMİSMAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Madalya ve eski para bilimiyle uğraşan kimse
-
[isim]
Madalya ve eski para bilimiyle uğraşan kimse
- TEYEMMÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak, kum vb. şeylerle abdest alma
- "Ya kuma yüzükoyun devrilip ettiğin halt ne idi, teyemmüm mü?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak, kum vb. şeylerle abdest alma
- TAHACCÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüme
- "Belediye bu tahaccümün önüne geçebilmek için 'sevgi yumağı projesi'ni hayata geçiriyor." (İlker Sarıer)
-
[isim]
Büyüme