İçinde üm olan 7 harfli 89 kelime var. İçerisinde ÜM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üm olan kelimeler listesine ya da Sonu üm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÖNÜŞÜM
-
-
[isim]
Olduğundan başka bir biçime girme, başka bir durum alma, tahavvül, inkılap, transformasyon
- "Alfabe dönüşümü halkın okumayı kolay sökmesi içindi." (Necati Cumalı)
-
Görevinin değişikliğe uğraması yüzünden bir organda ortaya çıkan değişme
-
Bilinçaltına itilmiş bir duygu veya isteğin, karşıtı görünümünde veya başka bir biçimde bilince yükselmesi, transformasyon
-
[isim]
Olduğundan başka bir biçime girme, başka bir durum alma, tahavvül, inkılap, transformasyon
- HÜMAYUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kutlu, mutlu
-
Padişahla ilgili
-
[isim]
Türk müziğinde dügâh perdesinde karar kılan bir makam
-
[sıfat]
Kutlu, mutlu
- ÖRÜMCEK
-
-
[isim]
Örümcekler takımından, ince bir ağ kurarak küçük böcekleri avlayan eklemli bir hayvan (Aranea)
- "Köşede bir örümcek, ince ipliklerini tavandan duvara atarak ağını örüyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bu hayvanın ördüğü ağ
-
Yürüteç
-
[isim]
Örümcekler takımından, ince bir ağ kurarak küçük böcekleri avlayan eklemli bir hayvan (Aranea)
- ÖLÜMSÜZ
-
-
[sıfat]
Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut
- "Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay?" (Atilla İlhan)
-
Hiç unutulmayacak, daima anılacak olan, ebedî
-
[sıfat]
Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut
- ÇÖZÜMCÜ
-
-
[isim]
Çözüm getiren kimse
-
[isim]
Çözüm getiren kimse
- SÖKÜMCÜ
- ...
- SÜMBÜLİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yağmur yağdırmayan koyu renkli bulutlarla örtülü (hava)
-
[sıfat]
Yağmur yağdırmayan koyu renkli bulutlarla örtülü (hava)
- ÖLÜMLÜK
-
-
[isim]
Bazı kimselerin, öldüklerinde cenazelerinin kaldırılmasına harcanmak için biriktirdikleri para
-
[isim]
Bazı kimselerin, öldüklerinde cenazelerinin kaldırılmasına harcanmak için biriktirdikleri para
- ÖLÜMÜNE
-
-
[zarf]
Her türlü olumsuzluğu var gücüyle göze alarak
-
[zarf]
Her türlü olumsuzluğu var gücüyle göze alarak
- SÜLÜMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ak sülümen
-
[isim]
Ak sülümen
- ENCÜMEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Alt kurul
- "Nadir eserleri kopya etmek üzere encümenin kararı ile Fransa'ya gönderildim." (Haldun Taner)
-
[isim]
Alt kurul
- TÜRÜMCÜ
- ...
- YÜLÜMEK
-
-
[-i]
Vücudun fazla kıllarını ustura ile almak, tıraş etmek
-
[-i]
Vücudun fazla kıllarını ustura ile almak, tıraş etmek
- ÇÜRÜMEK
-
-
[nsz]
Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak
- "Sen toprakta çürürsün canım kardeşim / Ben ayakta." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Sağlamlığını, dayanıklılığını yitirmek
- "Onun gelişine kadar da kağşamış, çürümüş, küflenmiş yapı ayakta kalamazdı." (Tarık Buğra)
-
Vurulma veya sıkışma yüzünden vücutta lekeler oluşmak
-
İnsan yıpranmak, çökmek
-
Bir düşünce temelsiz ve kanıtsız kalmak
-
[nsz]
Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak
- DÖKÜMCÜ
-
-
[isim]
Döküm işleri yapan kimse, dökmeci
-
[isim]
Döküm işleri yapan kimse, dökmeci
- CÜMLESİ
-
-
[zamir]
Hepsi
- "Cümlesi masanın başında koltuklara yerleştiler." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[zamir]
Hepsi
- GÖTÜRÜM
-
-
[isim]
Dayanma, sabır, tahammül
-
[isim]
Dayanma, sabır, tahammül
- ÖLÜMSEK
-
-
[sıfat]
Ölümcül
- "Bir ölümsek tay için gözlerini verdi, şimdi de neredeyse canını verecek." (Yahya Kemal)
-
[sıfat]
Ölümcül
- ÖTÜMSÜZ
-
-
Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan, titreşimsiz ses veren (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, tonsuz, sedasız, sert
-
Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan, titreşimsiz ses veren (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, tonsuz, sedasız, sert
- GÜDÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Güdülebilen, yönlendirilebilen, yönetilebilir
- "Güdümlü mermi."
-
Belirli bir plan veya yönde yürütülen bir amacı, bir eğilimi yansıtan
- "Çalıkuşu, bizim millî eğitim davamızı ele alan güdümlü bir romandır." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Güdülebilen, yönlendirilebilen, yönetilebilir