İçinde ül olan 6 harfli 85 kelime var. İçerisinde ÜL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ül olan kelimeler listesine ya da Sonu ül ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÜLŞEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gül bahçesi
-
[isim]
Gül bahçesi
- PÜSTÜL
-
-
[isim]
İrinle dolu kabarcık veya sivilce
-
[isim]
İrinle dolu kabarcık veya sivilce
- GÜLMEK
-
-
[nsz]
İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak
- "O ne söylese sinirli sinirli ve tabii olmayan gülüşü ile gülüyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Ahali gülmekten kırılıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bizi şimdi böyle görse yine sadece gülüp geçer miydi?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
Mutlu, sevinçli zaman geçirmek, eğlenmek, hoşça vakit geçirmek
-
[-e]
Biriyle alay etmek
-
Dikkati çekecek derecede hoş ve sıcak görünmek
- "Annemin, yirmi gündür ağlayan yüzü, bu akşam ilk defa güldü." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[nsz]
İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak
- MÜLAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Buluşan, kavuşan, görüşen
- "Serbest kalır kalmaz ona mülaki olursa sevinecekmiş." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Buluşan, kavuşan, görüşen
- TEFEÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Fal açma, fala bakma
- "Kış geceleri divanlardan tefeül ederdik." (Ömer Seyfettin)
-
Uğur sayma, hayra yorma
-
[isim]
Fal açma, fala bakma
- ÖRÜLÜŞ
-
-
[isim]
Örülme işi veya biçimi
- "Bu ağır ve etkili örülüşün ilmikleri arasında sıkışıp inceliyor, ufak ufak koparak toz olup dağılıyordu." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Örülme işi veya biçimi
- GÖMÜLÜ
-
-
[sıfat]
Gömülmüş olan, toprak altında saklanmış olan, metfun
-
Batmış, kaybolmuş olan
- "Denizin derinliklerine gömülü gemi."
-
[sıfat]
Gömülmüş olan, toprak altında saklanmış olan, metfun
- DÜLGER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yapıların kaba ağaç işlerini yapan kimse
- "Rumeli Hisarı'nda Fatih Sultan Mehmet'in duvarcı ve dülgerleri, Bizans üzerine açılacak büyük savaşın namlı hisarını ya bugün yükseltecek ya yarın." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Yapıların kaba ağaç işlerini yapan kimse
- BÜKÜLÜ
-
-
[sıfat]
Bükülmüş olan
-
[sıfat]
Bükülmüş olan
- BRÜLÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yakmaç
-
[isim]
Yakmaç
- DÜRÜLÜ
-
-
[sıfat]
Dürülmüş, kıvrılmış
-
[sıfat]
Dürülmüş, kıvrılmış
- GÜLGUN
- ...
- ÖRTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Örtüsü olan
- "Orta yaşlı, başı örtülü bir kadın yanımda duruyor." (Refik Halit Karay)
-
Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış
- "Yerler yemyeşil ve ıslak bir çimenle örtülü." (Ahmet Haşim)
-
[zarf]
Açıklama yapmadan, belli belirsiz bir biçimde, müphem
-
[sıfat]
Örtüsü olan
- GRANÜL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir maddenin en küçük tanesi
-
Sitoplazmada bulunan küçük tanecikler
-
[isim]
Bir maddenin en küçük tanesi
- ÜRKÜLÜ
-
-
[sıfat]
Ürkü veren
-
[sıfat]
Ürkü veren
- MÜŞKÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Güç, zor, çetin
- "Yutkunuyor, ara sıra parmaklarıyla alnındaki terleri siliyordu. Çok müşkül bir vaziyette kalmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Engel, güçlük, zorluk
- "Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Güç, zor, çetin
- KÜLFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, zorluk
- "Dört defa gezdiği bu yeri tekrar görmek, artık onun için bir külfet." (Refik Halit Karay)
- "Ben en hain, en merhametsiz hücumları yapmak için bu kadar külfetlere katlanıp buralara gelmiştim." (Aka Gündüz)
-
Büyük masraf
- "Bu kadar uzun külfetlere ne lüzum var?" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Sıkıntı, zorluk
- MÜLHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dinsiz, imansız
-
Doğru yoldan çıkmış
-
[sıfat]
Dinsiz, imansız
- BÜRÜLÜ
-
-
[sıfat]
Bürünmüş
-
[sıfat]
Bürünmüş
- DÜLDÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mekanik olarak çalışan oyuncak çocuk arabası
-
At
- "Şu bizim düldüle bir saman vesikası lütfetseniz keyfime payan olmayacak." (Peyami Safa)
-
Eski otomobil
-
Modası geçmiş araç
-
[isim]
Mekanik olarak çalışan oyuncak çocuk arabası