İçinde ük olan 6 harfli 72 kelime var. İçerisinde ÜK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ük olan kelimeler listesine ya da Sonu ük ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÜKKAN
- ...
- ÇÖPLÜK
-
-
[isim]
Çöplerin atıldığı veya biriktirildiği yer, çöp tenekesi, küllük, süprüntülük, gübürlük, mezbele mezbelelik
- "Evvelden buraları onların çöplüğü idi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Çöplerin atıldığı veya biriktirildiği yer, çöp tenekesi, küllük, süprüntülük, gübürlük, mezbele mezbelelik
- KÜLLÜK
-
-
[isim]
Çöplük
-
Sigara külü silkelenen ve sigara söndürülen kap, tabla, kül tablası, sigara tablası
-
Banyo, kalorifer kazanıyla ve sobada küllerin döküldüğü yer veya kap
-
[isim]
Çöplük
- YÜKSEK
-
-
[sıfat]
Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
- "... mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı." (Ömer Seyfettin)
- "Karşımdakilerin içtimai mevkileri ne kadar yüksek olursa ben o kadar yüksekten alırım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "O kadar nefret ettiğim İsmail, kim bilir bana ne yüksekten bakacak." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bekçi, onlardan cesaret almış gibi şimdi daha yüksekten konuşuyordu." (Haldun Taner)
-
Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
- "İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor." (Haldun Taner)
-
Güçlü, etkili, şiddetli
- "Yüksek basınç. Yüksek gerilim."
- "Güya bütün memleket arkamızda imiş gibi yüksek perdeden konuşmaya başlamıştık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Derece veya makamı bakımından üstün
- "Yüksek kurul."
-
Normal değerlerin üstünde olan, çok
- "Türk milletinin karakteri yüksektir." (Atatürk)
-
Erdemli, faziletli
- "Yüksek duygu."
-
Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan
- "Yüksek sosyete."
-
[isim]
Yukarıda, üst tarafta olan yer
- "Yüksekten avluya açılmış iki pencereden aydınlık alıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Büyük para ile
- "Yüksek oynamak."
-
[sıfat]
Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
- GÖYNÜK
-
-
[sıfat]
Yanık, yanmış
-
Güneşte yanmış
-
İyice olmuş (yemiş)
-
Acısı olan, elemli
-
[isim]
Orman yakılarak açılan tarla
-
[sıfat]
Yanık, yanmış
- BÖRTÜK
-
-
[sıfat]
Haşlanarak veya ateşte biraz kızartılarak pişmiş olan
-
[sıfat]
Haşlanarak veya ateşte biraz kızartılarak pişmiş olan
- ÇEMÇÜK
- ...
- GÜNLÜK
-
-
[sıfat]
O günkü, o günle ilgili
-
Üzerinden gün geçmiş veya geçecek
- "On günlük çocuk. Sekiz günlük gezi."
-
Her gün yapılan, her gün yayımlanan, her gün çıkan
- "Günlük gazete."
-
[isim]
Günü gününe tutulan hatıra, günce, muhtıra
-
[isim]
Günü gününe tutulan anı yazısı veya bu yazıları içine alan eser, günce
-
[sıfat]
O günkü, o günle ilgili
- ÜFÜRÜK
-
-
[isim]
Üfürülerek verilen soluk
-
Üfürükçülerin hastaların üstüne okuyarak üfürdükleri soluk
-
[isim]
Üfürülerek verilen soluk
- YÜKLEM
-
-
[isim]
Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren kelime veya kelime grubu, haber, mahmul
- ""Çocuk çalışkandır" ve "Çocuk çok çalışır" örneklerinde "çalışkandır" ve "çalışır" birer yüklemdir."
-
Bir konu için olumlanan veya inkâr edilen şey, mahmul
-
[isim]
Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren kelime veya kelime grubu, haber, mahmul
- PÖRSÜK
-
-
[sıfat]
Gevşeyip sarkmış, yıpranmış
- "Beni yanımdaki pörsük, sarışın yüze bağlayan başka ortak hatıralar da var." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Gevşeyip sarkmış, yıpranmış
- SÜKUTİ
- ...
- GÜRLÜK
-
-
[isim]
Gür olma durumu
-
Verimlilik, feyiz
-
[isim]
Gür olma durumu
- KÖSNÜK
-
-
[sıfat]
Eş isteme zamanı gelmiş (hayvan)
-
[sıfat]
Eş isteme zamanı gelmiş (hayvan)
- MÜKRİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İkramcı
-
[isim]
İkramcı
- ÖRÜŞÜK
- ...
- SÖZCÜK
-
-
[isim]
Kelime
- "Can ile ruh sözcükleri çoğu zaman, aynı anlamda kullanılıyor." (Aydın Boysan)
-
[isim]
Kelime
- BÜKÜLÜ
-
-
[sıfat]
Bükülmüş olan
-
[sıfat]
Bükülmüş olan
- PÜRTÜK
-
-
[isim]
Herhangi bir şeyin üzerindeki çıkıntı biçiminde küçük kabarcık
- "Portakalın pürtükleri."
-
Cızırtı
-
[isim]
Herhangi bir şeyin üzerindeki çıkıntı biçiminde küçük kabarcık
- HÜKMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Hakem kararıyla
- "Pehlivan hükmen galip ilan edildi."
-
[zarf]
Hakem kararıyla