İçinde ü olan 8 harfli 1091 kelime var. İçerisinde Ü harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ü harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KÜTÜKLÜK
-
-
[isim]
İçine şarjöre geçirilmiş tüfek fişeği konulan ve palaska kayışına geçirilen kösele çanta, fişeklik
-
[isim]
İçine şarjöre geçirilmiş tüfek fişeği konulan ve palaska kayışına geçirilen kösele çanta, fişeklik
- MÜCADELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için iki taraf arasında yapılan zorlu çalışma, savaş
-
Herhangi bir amaca erişmek, bir kuvvete karşı koyabilmek için bir kişi veya topluluğun güçlü, sürekli çabası, savaşım
- "Bu İslam merkezinde içten içe bir yığın mücadele vardı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için iki taraf arasında yapılan zorlu çalışma, savaş
- TÖRPÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Törpülenmemiş
-
[sıfat]
Törpülenmemiş
- ÜZÜNTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Üzüntüsü olan, acılı, müteessir
- "Ara sıra, saate üzüntülü bir göz atıyordu." (Peyami Safa)
-
Üzüntü veren
- "Onu güldüren ve bizi ağlatan bu uzun ve üzüntülü oyun feleğin sabrını tüketti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Üzüntülü bir biçimde, üzüntülü olarak
-
[sıfat]
Üzüntüsü olan, acılı, müteessir
- DÖKÜNMEK
-
-
[nsz]
Kendi üstüne dökmek
- "Su dökünmek."
-
Rahat bir kıyafet giymek
-
[nsz]
Kendi üstüne dökmek
- FLÖRTSÜZ
- ...
- TÜKÜRMEK
-
-
[-i]
Tükürüğü ağız içinden dışarıya atmak
- "Ötekiler, pis bir şeye dokunmuş gibi yere tükürdüler." (Halide Edip Adıvar)
-
Ağzındakini dudakları arasına getirip dışarı vermek
- "Çocuk, mamasını tükürüyor."
-
Ağız yoluyla dışarı çıkarmak
- "Kan tükürmek. Balgam tükürmek."
-
Küfür, öfke ve tiksinti bildiren deyimlerde kullanılan bir fiil
- "Ağzına tükürmek. İçine tükürmek."
-
[-i]
Tükürüğü ağız içinden dışarıya atmak
- GÖMÜLMEK
-
-
[nsz]
Gömme işi yapılmak veya gömme işine konu olmak
- "Çok muhteşem bir cenaze töreniyle gömüldü." (Çetin Altan)
-
[-e]
Yerleşmek, oturtulmak, kendini gömmek
- "Abdi Bey'e kalsa, koltuğuna gömülüp gazetelerini okuyacak." (Atilla İlhan)
-
[-e]
Yok olmak, kaybolmak, görünmez olmak
- "Eğer meselede bir sır varsa o sır Nina ile denize gömülmüştü." (Refik Halit Karay)
-
[-e]
Bir şeyin derinliğine inmek
- "Hepsi kendi hayatlarının matemine gömülmüş bir hâlde dalgın ve mahzun idiler." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[nsz]
Gömme işi yapılmak veya gömme işine konu olmak
- GÜÇSÜNME
-
-
[isim]
Güçsünmek işi veya durumu
-
[isim]
Güçsünmek işi veya durumu
- GÜDÜLEME
-
-
[isim]
Güdülemek işi
-
[isim]
Güdülemek işi
- GÜMÜŞOVA
- ...
- KOMÜNİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Komünizm yanlısı olan kimse
-
[isim]
Komünizm yanlısı olan kimse
- KÖMÜRLÜK
-
-
[isim]
Kömür saklanan veya konulan yer
-
[isim]
Kömür saklanan veya konulan yer
- MÜKTESEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kazanılmış, edinilmiş
-
[sıfat]
Kazanılmış, edinilmiş
- POPÜLİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Politik durumu dramatize ederek halkın ilgisini uyandırmak amacıyla yapılan politika
-
Halkçılık
-
[isim]
Politik durumu dramatize ederek halkın ilgisini uyandırmak amacıyla yapılan politika
- SÖZLÜKÇE
-
-
[isim]
Herhangi bir bilim dalının söz varlığını içeren sözlük
-
[isim]
Herhangi bir bilim dalının söz varlığını içeren sözlük
- SÜPÜRMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin, bir yerin üstündeki çer çöp, toz toprak vb. şeyleri süpürge, fırça veya başka bir araçla toplamak, temizlemek
- "Dükkânların önünü çocuklar süpürür." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çıkarıp atmak, kovmak
- "Yanında binlerce kurbanlık ile / Süpürdü düşmanı, bastı dayağı." (Âşık Veysel)
-
Tüketmek, bitirmek
- "Tatlıya öyle düşkünmüş ki geceleri usulcacık kalkar, tel dolaptaki muhallebiyi, revaniyi, kadayıfı ne bulursa hepsini süpürürmüş." (Peyami Safa)
-
[-i]
Bir şeyin, bir yerin üstündeki çer çöp, toz toprak vb. şeyleri süpürge, fırça veya başka bir araçla toplamak, temizlemek
- YÜLÜNMEK
-
-
[nsz]
Yolunmak
-
[nsz]
Yolunmak
- BÜZÜLMEK
-
-
[nsz]
Büzme işi yapılmak
- "Sağ gözünün kuyruğu çiçek bozuğundan hafifçe büzülmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Ankara'ya kadar bir köşeye büzülüp kaldım." (Aka Gündüz)
-
[-e]
Korku, şaşkınlık, soğuk vb. etkenlerle bir kenara sinmek, bir kenara çekilmek
- "Geniş hasırlı sofanın bir kenarına da biz büzülmüştük." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Büzme işi yapılmak
- DÜĞÜMCÜK
-
-
[isim]
Ufak düğüm, nodül
-
[isim]
Ufak düğüm, nodül