İçinde ü olan 6 harfli 580 kelime var. İçerisinde Ü harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ü harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GÖZSÜZ

  1. [sıfat] Gözü olmayan
    • "Gözsüz masa."
  2. Görme engelli

MÜZECİ

  1. [isim] Müze kuran veya müzede çalışan kimse
    • "Müzeci Hamit Bey."

PANDÜL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sarkaç

TEKAÜT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Emekliye ayrılma
    • "Son günlerde tekaüt olduğunu haber almıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [sıfat] Emekli
    • "Emeklilikten evvel aslan gibi olan bir adam, genç yaşında tekaüt edilirse sönüveriyor." (Burhan Felek)

ÜZÜLÜŞ
...
DÜŞSÜZ

  1. [sıfat] Düşü olmayan
    • "Geceleri bile düşsüz koyu bir uyku çekerdi." (Haldun Taner)

GÜNLÜK

  1. [sıfat] O günkü, o günle ilgili
  2. Üzerinden gün geçmiş veya geçecek
    • "On günlük çocuk. Sekiz günlük gezi."
  3. Her gün yapılan, her gün yayımlanan, her gün çıkan
    • "Günlük gazete."
  4. [isim] Günü gününe tutulan hatıra, günce, muhtıra
  5. [isim] Günü gününe tutulan anı yazısı veya bu yazıları içine alan eser, günce

GÜVENÇ

  1. [isim] Güvenme duygusu, itimat
    • "Anneler babalar çocuklarını yarına güvençle yetiştireceklerdir." (Selim İleri)

HİDRÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir element veya birleşikle hidrojen birleşimi

KÜREME

  1. [isim] Küremek işi

OKÜLER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Optik aletlerinde objektiften aldığı ışınları göze veren mercek sistemi

DÖRDÜL

  1. [isim] Kare
  2. Rubai

DÜMDAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Artçı

FÜZECİ
...
MÜDARA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yüze gülme, yüze gülücülük, dost gibi görünme
    • "Ateşe düşmüş bir kül olup gittim de ona müdara etmedim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

CÜZDAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Para, kâğıt vb. koymaya yarayan küçük çanta
  2. Bir kimsenin kimliğini bildirmek için resmî bir yerden kendisine verilen, cep defteri biçimindeki belge
    • "Nüfus cüzdanı."
    • "Evlenme cüzdanı."

GÜNÖTE

  1. [isim] Yer yörüngesinin güneşe en uzak bulunduğu nokta, evç
    • "Yer, temmuzun başlangıcına doğru günöteye varmış bulunur."

ŞEŞÜSE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün üçlü gelmesi

YÜKSEK

  1. [sıfat] Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
    • "... mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı." (Ömer Seyfettin)
    • "Karşımdakilerin içtimai mevkileri ne kadar yüksek olursa ben o kadar yüksekten alırım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "O kadar nefret ettiğim İsmail, kim bilir bana ne yüksekten bakacak." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Bekçi, onlardan cesaret almış gibi şimdi daha yüksekten konuşuyordu." (Haldun Taner)
  2. Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
    • "İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor." (Haldun Taner)
  3. Güçlü, etkili, şiddetli
    • "Yüksek basınç. Yüksek gerilim."
    • "Güya bütün memleket arkamızda imiş gibi yüksek perdeden konuşmaya başlamıştık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Derece veya makamı bakımından üstün
    • "Yüksek kurul."
  5. Normal değerlerin üstünde olan, çok
    • "Türk milletinin karakteri yüksektir." (Atatürk)
  6. Erdemli, faziletli
    • "Yüksek duygu."
  7. Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan
    • "Yüksek sosyete."
  8. [isim] Yukarıda, üst tarafta olan yer
    • "Yüksekten avluya açılmış iki pencereden aydınlık alıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  9. [zarf] Büyük para ile
    • "Yüksek oynamak."

YÜKSÜZ
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü