İçinde ü olan 6 harfli 580 kelime var. İçerisinde Ü harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ü harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BÜLTEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru
  2. Dergi

ÜTOPİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Ütopyaya dayanan, ütopya ile ilgili

GÖLLÜK

  1. [sıfat] Gölü olan (yer)
    • "Memleketimiz geniş kıyıları, göllük, dağlık bölgeleri ile çekici bir turist memleketi olabilir." (Necati Cumalı)

ÜZENGİ

  1. [isim] Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka
    • "İyi süvarilik gururuyla ayaklarını üzengiden çıkarmış, dizginleri bırakmış." (Falih Rıfkı Atay)

PÜRÇÜK

  1. [isim] Pürçek

MÜFSİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Arabozan

ÖPÜCÜK

  1. [isim] Sevgi göstermek için dudaklarıyla başka birisinin elini yüzünü öpme, öpüş, buse
    • "Kocaman avuçlarından bir öpücük gönderdi." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Avucunun içine çikolata kokulu buz gibi bir dudak, bir öpücük kondurdu." (Sait Faik Abasıyanık)

ÖTÜRME

  1. [isim] Ötürmek işi veya durumu

GÜRGEN

  1. [isim] Gürgengillerden, Karadeniz kıyılarındaki ormanlarda çok yetişen, kerestesi değerli bir ağaç, karagürgen (Carpinus betulus)
    • "Gürgen dibine vardım / Oyma alırım oyma" (Halk türküsü)
  2. [sıfat] Bu ağaçtan yapılmış

ÖRGÜCÜ

  1. [isim] Örgü örüp satan kimse

DÜŞKÜN

  1. [sıfat] Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, meraklı, tutkun
    • "Onlar kadar birbirine düşkün, birbirine uymuş bir çift daha ömrümde görmedim desem yeri vardır." (Halide Edip Adıvar)
    • "Şiire milletçe düşkün oluşumuzun sebeplerini araştırırken kafiye merakımıza takıldım." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Sigara düşkünü."
  2. Geçim sıkıntısına düşmüş
    • "Eski arkadaşının düşkün bulunduğu hâlinden anlaşılıyordu." (Refik Halit Karay)
  3. Yoksulluk sebebiyle mutluluk ve refahını yitirmiş
    • "Zavallı, arabasını satmış, düşkün bir hâldeydi." (Yahya Kemal Beyatlı)
  4. Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle çalışma gücünü yitirmiş
  5. Değer ve onurunu yitirmiş
    • "Düşkün kadın."

GÜÇSÜZ

  1. [sıfat] Gücü olmayan, âciz
    • "Silahlarından birini elinden bırakmış, güçsüz düşmüştür." (Necati Cumalı)

SÜTANA

  1. [isim] Sütanne

ÜÇLEME

  1. [isim] Üçlemek işi
  2. [sıfat] Üçe bükülmüş, üç kat
    • "Üçleme halat."
  3. Bentleri üçer dizeli olan türkü
  4. Bir yazarın, konu ve fikrî yapı olarak birbirini izleyen üç eseri, triloji
  5. Teslis
    • "Din inancı vardır ki akla hiç dayanmaz, Hristiyanların üçleme inancı gibi." (İsmail Hakkı Baltacıoğlu)

CÜMBÜŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Eğlence
  2. Canlılık, coşku
    • "Yavaş yavaş fırçalardan, boyalardan, renklerin cümbüşlerinden başka her şey çevresinden siliniyordu." (Cahit Uçuk)
  3. Maden gövdeli, tambura benzer bir saz

KÜSKÜN

  1. [sıfat] Küsmüş olan, gücenik, dargın, muğber
    • "Hamdune Hanım, aksi, küskün bir kadındı." (Ömer Seyfettin)
  2. [isim] Küstüm otu
  3. Gelişmemiş, küçük kalmış

MÜNADİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kamuya duyurulmak istenilen şeyleri yüksek sesle haber vermeyi iş edinmiş olan kimse

TELLÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 52, atom ağırlığı 127,60, yoğunluğu 6,24 olan, 450 °C'de eriyen, mavimtırak beyaz renkte bir element (simgesi Te)

ÜSTÜPÜ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Gemi kalafatında, işliklerde, buharlı makinelerde, temizlik işlerinde, otomobilcilikte kullanılan didilmiş kendir
    • "Usta ellerinin yağını üstüpüye silerken soruyor." (Zeyyat Selimoğlu)

FAULLÜ

  1. [sıfat] Faulü olan, faul yapmış olan
  2. [zarf] Faul yaparak
    • "Çok faullü oynadığı için oyundan alındı."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü