İçinde ü olan 6 harfli 580 kelime var. İçerisinde Ü harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ü harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BÜLTEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru
-
Dergi
-
[isim]
Özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru
- ÜTOPİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Ütopyaya dayanan, ütopya ile ilgili
-
[sıfat]
Ütopyaya dayanan, ütopya ile ilgili
- GÖLLÜK
-
-
[sıfat]
Gölü olan (yer)
- "Memleketimiz geniş kıyıları, göllük, dağlık bölgeleri ile çekici bir turist memleketi olabilir." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Gölü olan (yer)
- ÜZENGİ
-
-
[isim]
Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka
- "İyi süvarilik gururuyla ayaklarını üzengiden çıkarmış, dizginleri bırakmış." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka
- PÜRÇÜK
-
-
[isim]
Pürçek
-
[isim]
Pürçek
- MÜFSİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Arabozan
-
[sıfat]
Arabozan
- ÖPÜCÜK
-
-
[isim]
Sevgi göstermek için dudaklarıyla başka birisinin elini yüzünü öpme, öpüş, buse
- "Kocaman avuçlarından bir öpücük gönderdi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Avucunun içine çikolata kokulu buz gibi bir dudak, bir öpücük kondurdu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Sevgi göstermek için dudaklarıyla başka birisinin elini yüzünü öpme, öpüş, buse
- ÖTÜRME
-
-
[isim]
Ötürmek işi veya durumu
-
[isim]
Ötürmek işi veya durumu
- GÜRGEN
-
-
[isim]
Gürgengillerden, Karadeniz kıyılarındaki ormanlarda çok yetişen, kerestesi değerli bir ağaç, karagürgen (Carpinus betulus)
- "Gürgen dibine vardım / Oyma alırım oyma" (Halk türküsü)
-
[sıfat]
Bu ağaçtan yapılmış
-
[isim]
Gürgengillerden, Karadeniz kıyılarındaki ormanlarda çok yetişen, kerestesi değerli bir ağaç, karagürgen (Carpinus betulus)
- ÖRGÜCÜ
-
-
[isim]
Örgü örüp satan kimse
-
[isim]
Örgü örüp satan kimse
- DÜŞKÜN
-
-
[sıfat]
Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, meraklı, tutkun
- "Onlar kadar birbirine düşkün, birbirine uymuş bir çift daha ömrümde görmedim desem yeri vardır." (Halide Edip Adıvar)
- "Şiire milletçe düşkün oluşumuzun sebeplerini araştırırken kafiye merakımıza takıldım." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Sigara düşkünü."
-
Geçim sıkıntısına düşmüş
- "Eski arkadaşının düşkün bulunduğu hâlinden anlaşılıyordu." (Refik Halit Karay)
-
Yoksulluk sebebiyle mutluluk ve refahını yitirmiş
- "Zavallı, arabasını satmış, düşkün bir hâldeydi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle çalışma gücünü yitirmiş
-
Değer ve onurunu yitirmiş
- "Düşkün kadın."
-
[sıfat]
Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, meraklı, tutkun
- GÜÇSÜZ
-
-
[sıfat]
Gücü olmayan, âciz
- "Silahlarından birini elinden bırakmış, güçsüz düşmüştür." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Gücü olmayan, âciz
- SÜTANA
-
-
[isim]
Sütanne
-
[isim]
Sütanne
- ÜÇLEME
-
-
[isim]
Üçlemek işi
-
[sıfat]
Üçe bükülmüş, üç kat
- "Üçleme halat."
-
Bentleri üçer dizeli olan türkü
-
Bir yazarın, konu ve fikrî yapı olarak birbirini izleyen üç eseri, triloji
-
Teslis
- "Din inancı vardır ki akla hiç dayanmaz, Hristiyanların üçleme inancı gibi." (İsmail Hakkı Baltacıoğlu)
-
[isim]
Üçlemek işi
- CÜMBÜŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Eğlence
-
Canlılık, coşku
- "Yavaş yavaş fırçalardan, boyalardan, renklerin cümbüşlerinden başka her şey çevresinden siliniyordu." (Cahit Uçuk)
-
Maden gövdeli, tambura benzer bir saz
-
[isim]
Eğlence
- KÜSKÜN
-
-
[sıfat]
Küsmüş olan, gücenik, dargın, muğber
- "Hamdune Hanım, aksi, küskün bir kadındı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Küstüm otu
-
Gelişmemiş, küçük kalmış
-
[sıfat]
Küsmüş olan, gücenik, dargın, muğber
- MÜNADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kamuya duyurulmak istenilen şeyleri yüksek sesle haber vermeyi iş edinmiş olan kimse
-
[isim]
Kamuya duyurulmak istenilen şeyleri yüksek sesle haber vermeyi iş edinmiş olan kimse
- TELLÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 52, atom ağırlığı 127,60, yoğunluğu 6,24 olan, 450 °C'de eriyen, mavimtırak beyaz renkte bir element (simgesi Te)
-
[isim]
Atom numarası 52, atom ağırlığı 127,60, yoğunluğu 6,24 olan, 450 °C'de eriyen, mavimtırak beyaz renkte bir element (simgesi Te)
- ÜSTÜPÜ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemi kalafatında, işliklerde, buharlı makinelerde, temizlik işlerinde, otomobilcilikte kullanılan didilmiş kendir
- "Usta ellerinin yağını üstüpüye silerken soruyor." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Gemi kalafatında, işliklerde, buharlı makinelerde, temizlik işlerinde, otomobilcilikte kullanılan didilmiş kendir
- FAULLÜ
-
-
[sıfat]
Faulü olan, faul yapmış olan
-
[zarf]
Faul yaparak
- "Çok faullü oynadığı için oyundan alındı."
-
[sıfat]
Faulü olan, faul yapmış olan