İçinde öz olan 7 harfli 62 kelime var. İçerisinde ÖZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında öz olan kelimeler listesine ya da Sonu öz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÖZBEKÇE
...
SARIGÖZ

  1. [isim] İzmaritgillerden, rengi altın sarısı olan, Atlantik Okyanusu'nda ve Akdeniz'de yaşayan bir balık (Sargus salvieri)

ÖZLEMLİ

  1. [sıfat] Özlemi olan, özleyen, hasretli
    • "Yaşamayı belirleyen her şeye özlemliydi toprak." (Burhan Günel)

ÇÖZÜLÜŞ

  1. [isim] Çözülme işi veya biçimi
    • "Düğümün çözülüşü."
  2. Eriyerek gevşeme
    • "Buzların çözülüşü."
  3. Yıkılış
    • "Osmanlı İmparatorluğu'nun çözülüşü."
  4. Dağılış
    • "Düşman ordusunun çözülüşü."

ÖZGÜLÜK

  1. [isim] Özgü olma durumu, hasiyet

ÇÖZÜNME

  1. [isim] Çözünmek işi
  2. Bir sıvı ile karışan katı, sıvı veya gaz durumundaki bir maddenin bu sıvı içinde homojen bir bütün oluşturacak biçimde karışması

ÖZLENME

  1. [isim] Özlenmek işi

AÇIKGÖZ

  1. [sıfat] Uyanık davranarak çıkar sağlayan, imkânlardan kurnazca yararlanmasını bilen, cingöz, uyanık, kurnaz (kimse)
    • "O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış, savuşmuş." (Memduh Şevket Esendal)

KARAGÖZ

  1. [isim] İzmaritgillerden, 25-30 cm uzunluğunda, enli, boz renkli, beyaz etli bir balık (Sargus sargus)

ÖZGECİL

  1. [sıfat] Özgeci tutumu olan
    • "Kadın erkeğe göre daha özgecil, sevmeye daha uygun bir yapıdadır." (Orhan Hançerlioğlu)

ÖZGÜRCE

  1. [zarf] Özgür bir biçimde

ÇÖZELTİ

  1. [isim] Çözünme sonucu ortaya çıkan madde

NEBÜLÖZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bulutsu

GÖZLEME

  1. [isim] Gözlemek işi, tarassut
  2. Özel araçlarla inceleme

KÖZLEME

  1. [isim] Közlemek işi
  2. Köz üzerinde pişirilen yiyecek, özellikte ateşle pişirilen et, külbastı

GÖZETİŞ

  1. [isim] Gözetme işi veya biçimi

GÖZÜNDE

  1. (o kimseye) göre
    • "İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum." (Orhan Kemal)
    • "Daha ileride denizin yüzünü birdenbire allak bullak eden akıntıya benzer bir çırpıntı oluyor, bu çırpıntı göz açıp kapayıncaya kadar kesiliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim." (Ayşe Kulin)

GÖZEMEK

  1. [-i] Kumaştaki deliği örerek kapatmak
  2. Dikilen bitkilerin seyrek yerlerini sıklaştırmak

ÖZLEMEK

  1. [-i] Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek
    • "Ben bütün hayatımda bu sadeliği özledim." (Peyami Safa)

GÖZALTI

  1. [isim] Birinin, güvenlik kuvvetleri tarafından belli bir yerde belli bir süre alıkonulması, gözetim, nezaret

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü