İçinde öz olan 7 harfli 62 kelime var. İçerisinde ÖZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında öz olan kelimeler listesine ya da Sonu öz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖZLÜLÜK
- ...
- ÖZLEŞME
-
-
[isim]
Özleşmek işi, arılaşma
-
Ağacın çoğunlukla öze yakın bölümlerinin artık öz su iletmemesi ve bunun sonucunda kuruyup sertleşmesi olayı
-
[isim]
Özleşmek işi, arılaşma
- GÖZENEK
-
-
[isim]
Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri
-
Pencere
-
Bir işlemede, örgüde, ipliklerin kesilmesi, ayrı tutulması yoluyla oluşturulan boşluk, ajur
-
Canlı dokularda dış deri üzerindeki küçük, basit açıklık, mesame
-
Bitkilerde solunum ve fotosentez için gerekli oksijen ve karbondioksit alışverişine, suyun buhar olarak dışarı atılmasına yarayan, yaprakların alt yüzeyinde çok sayıda bulunan, hücreler arasındaki küçük deliklerden her biri, mesame
-
Bir malzemenin içinde irili ufaklı boşlukların bulunması durumu, süngerimsi görünüş
-
[isim]
Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri
- FLÖRTÖZ
- ...
- ÖZLENİŞ
- ...
- TEPEGÖZ
-
-
[isim]
Derslerde, konferanslarda asetat üzerine yazılan yazıyı veya grafiği kuvvetli bir ışık kaynağı aracılığıyla perdeye yansıtan optik araç
-
[sıfat]
Dar alınlı, gözleri saçlarının bittiği yere çok yakın görünen (kimse)
-
[sıfat]
Dikkatsizce, sağa sola çarparak yürüyen (kimse)
-
Medine kurdunun ara konakçısı, tepegözlerin örnek türü olan küçük kabuklu (Cyclops strenuus)
-
[isim]
Derslerde, konferanslarda asetat üzerine yazılan yazıyı veya grafiği kuvvetli bir ışık kaynağı aracılığıyla perdeye yansıtan optik araç
- ÖZENMEK
-
-
[-e]
Beğendiği şeye benzemeye çalışmak, yapmaya kalkışmak
- "Biri hukuktan çıkar, hariciye memurluğuna göz diker; diğeri tıbbiyeyi bitirir, aktörlüğe özenir." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Bir şeyi yaparken elden geldiğince iyi yapmaya çabalamak, bir şeye büyük dikkat ve ilgi göstermek, itina etmek
- "Dünya güzelliği sendedir mevcut / Hususi özenmiş yaratmış mabut." (Âşık Veysel)
-
[-e]
Birini veya bir şeyi taklit etmeye çalışmak
-
[-e]
Beğendiği şeye benzemeye çalışmak, yapmaya kalkışmak
- AÇIKGÖZ
-
-
[sıfat]
Uyanık davranarak çıkar sağlayan, imkânlardan kurnazca yararlanmasını bilen, cingöz, uyanık, kurnaz (kimse)
- "O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış, savuşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Uyanık davranarak çıkar sağlayan, imkânlardan kurnazca yararlanmasını bilen, cingöz, uyanık, kurnaz (kimse)
- GÖZETME
-
-
[isim]
Gözetmek işi
- "Yeryüzünde bir başına değilsiniz, başkalarının zevkini, hatırını da gözetmeniz gerekir." (Nurullah ataç)
-
[isim]
Gözetmek işi
- ÖZSEVER
-
-
[sıfat]
Kendi benliğine bağlanan, hayran olan (kimse), narsist
-
[sıfat]
Kendi benliğine bağlanan, hayran olan (kimse), narsist
- ÖZDEKÇİ
-
-
[isim]
Materyalist
-
[isim]
Materyalist
- ÖZLENME
-
-
[isim]
Özlenmek işi
-
[isim]
Özlenmek işi
- VİRTÜÖZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir müzik aracını büyük ustalıkla çalabilen sanatçı
- "Ressam için müze görmek ne ise müzisyen için de virtüözlerinin plaklarını dinlemek o imiş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Herhangi bir müzik aracını büyük ustalıkla çalabilen sanatçı
- GÖZETİM
-
-
[isim]
Gözetme işi, nezaret
- "Din ve ahlak eğitimi devlet gözetim ve denetimi altında yapılır." (Anayasa)
-
Himaye
-
Gözaltı
-
[isim]
Gözetme işi, nezaret
- ÖZBEKÇE
- ...
- ÖZELLİK
-
-
[isim]
Bir şeyin benzerlerinden veya başka şeylerden ayrılmasını sağlayan nitelik, hususiyet
- "Her kadının kendine göre bir özelliği oluyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir şeyin benzerlerinden veya başka şeylerden ayrılmasını sağlayan nitelik, hususiyet
- ÖZENSİZ
-
-
Gelişigüzel
- "Onun yanında kendisini inanılmayacak kadar özensiz ve çirkin buluyordu." (Atilla İlhan)
-
Özenmeden, isteksizce iş yapan (kimse)
-
Gelişigüzel
- ÖZİŞLER
- ...
- ATASÖZÜ
-
-
[isim]
Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, darbımesel
-
[isim]
Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, darbımesel
- ÖZÜRSÜZ
-
-
[sıfat]
Özrü olmayan
-
[zarf]
Özrü olmaksızın
- "Özürsüz geç kalanlar."
-
[sıfat]
Özrü olmayan