İçinde öz olan 5 harfli 38 kelime var. İçerisinde ÖZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında öz olan kelimeler listesine ya da Sonu öz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUVÖZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yaşanak
-
[isim]
Yaşanak
- ÖZLEM
-
-
[isim]
Bir kimseyi veya bir şeyi görme, kavuşma isteği, hasret, tahassür
- "Nasıl doysun, yılların özlemini gideriyor." (Atilla İlhan)
- "Mustafa Kemal Paşa, özlemini çektiği bir yuvaya kavuşmuştur." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir kimseyi veya bir şeyi görme, kavuşma isteği, hasret, tahassür
- GÖZÜM
-
-
gözümün nuru
- "İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum." (Orhan Kemal)
- "Daha ileride denizin yüzünü birdenbire allak bullak eden akıntıya benzer bir çırpıntı oluyor, bu çırpıntı göz açıp kapayıncaya kadar kesiliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim." (Ayşe Kulin)
-
gözümün nuru
- ÇÖZGÜ
-
-
[isim]
Dokumacılıkta atkıların geçirildiği uzunlamasına ipler, arış
-
[isim]
Dokumacılıkta atkıların geçirildiği uzunlamasına ipler, arış
- LİZÖZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yatakta kadınların giydiği bir çeşit yün hırka
-
[isim]
Yatakta kadınların giydiği bir çeşit yün hırka
- ÖZSEL
-
-
[sıfat]
Öz ile ilgili
-
[sıfat]
Öz ile ilgili
- SÖZLÜ
-
-
[sıfat]
Sözle, konuşma biçiminde yapılan, şifahi, yazılı karşıtı
- "Sözlü sınav."
-
[isim]
Evlenmek için birbirine söz vermiş olan kimse, yavuklu
-
[sıfat]
Sözle, konuşma biçiminde yapılan, şifahi, yazılı karşıtı
- ÇÖZÜK
-
-
[sıfat]
Çözülmüş olan
-
[sıfat]
Çözülmüş olan
- SÖZDE
-
-
[sıfat]
Gerçekte öyle olmayıp öyle geçinen veya bilinen
- "Sözde bilgin."
-
[zarf]
Sözüm ona, sanki, güya
- "Yazı yazmakta o kadar tembelim ki sözde hislerimi, hatıralarımı günü gününe yazacaktım." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Gerçekte öyle olmayıp öyle geçinen veya bilinen
- MASÖZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bayan masajcı, ovucu
-
[isim]
Bayan masajcı, ovucu
- ÇÖZÜM
-
-
[isim]
Bir sorunun çözülmesinden alınan sonuç, hal
- "Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile olur." (Anayasa)
-
Bir denklemde bilinmeyenlerin yerine konulduğunda o denklemi gerçekleştiren sayı veya sayılar
-
Bir problemi çözmek için verilenler üzerinde yapılacak işlemlerin gösterilmesi
-
[isim]
Bir sorunun çözülmesinden alınan sonuç, hal
- SÖZEL
-
-
[sıfat]
Sözle ilgili, söze dayanan
-
Sosyal konuları kapsayan (sınav)
-
[sıfat]
Sözle ilgili, söze dayanan
- ÇÖZME
-
-
[isim]
Çözmek işi
- "Öncülüğünün bağlarını çözmeye çalışıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
El tezgâhlarında dokunan, genellikle yatak, yorgan çarşafı yapmakta kullanılan ince bez
-
[isim]
Çözmek işi
- GÖZLÜ
-
-
[sıfat]
Gözü olan
-
Herhangi bir biçimde veya renkte gözü olan
- "İri gözlü. Yeşil gözlü."
-
Bölmesi veya gözleri olan
- "Bu masa üç gözlüdür."
-
Deliği olan
- "Sık gözlü kalbur."
-
[sıfat]
Gözü olan
- ÖZENÇ
-
-
[isim]
İstek
-
İmrenme
-
[isim]
İstek
- TÖZEL
-
-
[sıfat]
Tözle ilgili
-
[sıfat]
Tözle ilgili
- AÇGÖZ
-
-
[sıfat]
Açgözlü
-
[sıfat]
Açgözlü
- ÖZGÜN
-
-
[sıfat]
Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal
- "Eskinin doğa ile uyuşan, özgün yapılarını yıkıp yerine yabancı, öykünme, yaratıcılıktan yoksun yapılar dikerek çirkinleştirdik." (Necati Cumalı)
-
Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan
- "Özgün biçim."
-
Çeviri olmayan, asıl olan (metin)
-
[sıfat]
Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal
- ÖZBEK
- ...
- GÖZCÜ
-
-
[isim]
Gözlemleme veya gözetleme işini yapan kimse
-
Gözetmen
-
Göz bilimci
-
[isim]
Gözlemleme veya gözetleme işini yapan kimse