İçinde öz olan 5 harfli 38 kelime var. İçerisinde ÖZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında öz olan kelimeler listesine ya da Sonu öz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÖZBEK
...
ÖZENÇ

  1. [isim] İstek
  2. İmrenme

ÇÖZÜŞ

  1. [isim] Çözme işi veya biçimi

GÖZCÜ

  1. [isim] Gözlemleme veya gözetleme işini yapan kimse
  2. Gözetmen
  3. Göz bilimci

ÖZGÜR

  1. [sıfat] Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür
    • "Muallim Naci'den önceki çevirmenler de çok özgür bir çeviriden yanadırlar." (Salâh Birsel)
  2. Yönetim bakımından yabancı bir gücün etkisi altında bulunmayan, başka bir yönetime bağlı olmayan, bağımsız, hür (ulus, ülke)
  3. Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan
  4. Tutuklu olmayan, hür
  5. Başkasının kölesi olmayan, hür
  6. Siyasi bir güç tarafından denetlenmeyen, engellenmeyen
    • "Özgür basın. Özgür girişim."

ÖZGÜN

  1. [sıfat] Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal
    • "Eskinin doğa ile uyuşan, özgün yapılarını yıkıp yerine yabancı, öykünme, yaratıcılıktan yoksun yapılar dikerek çirkinleştirdik." (Necati Cumalı)
  2. Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan
    • "Özgün biçim."
  3. Çeviri olmayan, asıl olan (metin)

ÖZSEL

  1. [sıfat] Öz ile ilgili

ÇÖZGÜ

  1. [isim] Dokumacılıkta atkıların geçirildiği uzunlamasına ipler, arış

ÖZGÜL

  1. [sıfat] Bir türle ilgili, bir türe ilişkin

GÖZGÜ

  1. [isim] Ayna

ÇÖZÜK

  1. [sıfat] Çözülmüş olan

GÖZÜM

  1. gözümün nuru
    • "İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum." (Orhan Kemal)
    • "Daha ileride denizin yüzünü birdenbire allak bullak eden akıntıya benzer bir çırpıntı oluyor, bu çırpıntı göz açıp kapayıncaya kadar kesiliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim." (Ayşe Kulin)

GÖZDE

  1. [sıfat] Benzerleri arasında nitelikleri sebebiyle üstün tutulan, beğenilen, önem verilen (kimse veya şey)
    • "Türkü tabii o zamanlar en gözde bir meslek olan ve kızının kabul ettiği 'Kâtibim' türküsü ile biterdi." (Halide Edip Adıvar)
  2. [isim] Önemli bir kimsenin beğendiği kadın

LİZÖZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yatakta kadınların giydiği bir çeşit yün hırka

ÖZENİ

  1. [isim] Özenme işi

ÖZLÜK

  1. [isim] Bir şeyin durumu, mahiyet
  2. Kişi, zat

SÖZDE

  1. [sıfat] Gerçekte öyle olmayıp öyle geçinen veya bilinen
    • "Sözde bilgin."
  2. [zarf] Sözüm ona, sanki, güya
    • "Yazı yazmakta o kadar tembelim ki sözde hislerimi, hatıralarımı günü gününe yazacaktım." (Ömer Seyfettin)

ÖZLEM

  1. [isim] Bir kimseyi veya bir şeyi görme, kavuşma isteği, hasret, tahassür
    • "Nasıl doysun, yılların özlemini gideriyor." (Atilla İlhan)
    • "Mustafa Kemal Paşa, özlemini çektiği bir yuvaya kavuşmuştur." (Haldun Taner)

SÖZCE

  1. [zarf] Söz bakımından

ÖZDEŞ

  1. [sıfat] Her türlü nitelik bakımından eşit olan, ayırt edilmeyecek kadar benzer olan, aynı
  2. Bir ve aynı olan, bir ve aynı anlama gelen
  3. Kendinde özdeşlik bulunan, identik

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü