İçinde öv olan 6 harfli 16 kelime var. İçerisinde ÖV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında öv olan kelimeler listesine ya da Sonu öv ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÖVERİ
-
-
[isim]
Sebze
-
[isim]
Sebze
- ORDÖVR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yemekten önce sofraya getirilen soğuk yiyecekler, çerez, meze
-
[isim]
Yemekten önce sofraya getirilen soğuk yiyecekler, çerez, meze
- ÖVÜLME
-
-
[isim]
Övülmek işi
-
[isim]
Övülmek işi
- DÖVMEK
-
-
[-i]
Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak
- "Harp Divanına vermeden önce, şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem!" (Halide Edip Adıvar)
-
Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek
-
[-de]
Bir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek
- "Döveçte karabiber dövmek."
-
Ezmek
-
Çırpmak
-
Ateşte ısıtılarak yumuşatılmış bir madeni, vurarak istenilen biçime getirmek
- "Demiri tavında dövmeli."
-
Topa tutmak
- "Gemi kaleyi dövdü."
-
Çarpmak, vurmak
- "Ayakları ile suyu dövüp ürküttüğü balığı gagası ile havalandıran beyaz pelikan." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Davul vb. çalmak, vurmak
-
[-i]
Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak
- ŞÖVALE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ressam sehpası
-
[isim]
Ressam sehpası
- SÖVMEK
-
-
[-e]
Onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, küfretmek
- "Daha dört yaşındayken en azılı köy erkekleri gibi sövermiş." (Halide Edip Adıvar)
- "Kılıksız kıyafetsiz adamlardan biri güya kapımızdan içeri dalarak bize sövüp saymaya başlamış sanırdım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-e]
Onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, küfretmek
- RÖLÖVE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yapının bütün boyutlarını ölçerek plan, kesit ve görünüşünü yeniden çıkarma
-
[isim]
Bir yapının bütün boyutlarını ölçerek plan, kesit ve görünüşünü yeniden çıkarma
- ÖVÜNTÜ
-
-
[isim]
Övünülecek tutum veya davranış
- "İstikbalini sağlamış olmanın o sinire batan, manasız güveni, budalaca övüntüsü..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünülecek tutum veya davranış
- ÖVÜNME
-
-
[isim]
Övünmek işi, kıvanç, iftihar
- "Bu hatıralar sonradan birçok defa övünmeme vesile teşkil etmiştir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Övünmek işi, kıvanç, iftihar
- ÖVÜNCE
-
-
[isim]
Övünmeye yol açan veya hak kazandıran şey, mefharet
-
[isim]
Övünmeye yol açan veya hak kazandıran şey, mefharet
- ÖVÜLÜŞ
-
-
[isim]
Övülme işi veya biçimi
-
[isim]
Övülme işi veya biçimi
- ÖVÜNÜŞ
- ...
- SÖVÜCÜ
-
-
Sövgücü
-
Sövgücü
- ÖVGÜCÜ
-
-
[isim]
Birini veya bir şeyi öven kimse
-
Birini gereği yokken veya aşırı olarak öven kimse
-
[isim]
Birini veya bir şeyi öven kimse
- ÖVÜNEK
-
-
[isim]
Övünülecek şey, övünç kaynağı veya sebebi
- "İnsanoğlu işte şimdi yine başlıca dayanağı ve övüneği olan sağduyusu ve bilinci ile eli şakağında düşünüyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünülecek şey, övünç kaynağı veya sebebi
- RÖVANŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sporda veya oyunda yenilmiş olanın aynı rakiple oynadığı ikinci oyun
-
[isim]
Sporda veya oyunda yenilmiş olanın aynı rakiple oynadığı ikinci oyun