İçinde ör olan 8 harfli 125 kelime var. İçerisinde ÖR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ör olan kelimeler listesine ya da Sonu ör ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÖREVSİZ
-
-
[sıfat]
Bir görevi bulunmayan
-
[sıfat]
Bir görevi bulunmayan
- KREDİTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Krediaçan
-
[isim]
Krediaçan
- ÖRNEKLEM
-
-
[isim]
Bir araştırmada bütünü anlamak için bütünden seçilen araştırma tekniklerinin uygulanacağı grup
-
[isim]
Bir araştırmada bütünü anlamak için bütünden seçilen araştırma tekniklerinin uygulanacağı grup
- PÖRSÜTME
- ...
- AMATÖRCE
-
-
[sıfat]
Amatör gibi
-
[zarf]
Amatöre yakışır biçimde
-
[sıfat]
Amatör gibi
- DEFLATÖR
- ...
- ÖNGÖRÜLÜ
-
-
[sıfat]
Bir işin ileride nasıl olacağını kestirerek ona göre davranan, öngörüsü olan
-
[sıfat]
Bir işin ileride nasıl olacağını kestirerek ona göre davranan, öngörüsü olan
- ŞOFÖRLÜK
-
-
[isim]
Şoför olma durumu, sürücülük
- "Şoförlüğü daha on üç yaşındayken öğrenmiş olmakla övünürdüm." (Ahmet Ümit)
-
Şoförün işi
-
[isim]
Şoför olma durumu, sürücülük
- KÖRPECİK
-
-
[sıfat]
Çok körpe, çok taze
-
[sıfat]
Çok körpe, çok taze
- ÖRTÜNMEK
-
-
[nsz]
Kendi üzerine bir şey örtmek
- "Üşümem merak etme / Sıcak tutar yün fanila / Olmazsa örtünürüm / Battaniyeyi iki katlı." (Behçet Necatigil)
-
Kadın, dinî açıdan görünmesi sakıncalı olan yerlerini örtmek
-
[nsz]
Kendi üzerine bir şey örtmek
- GÖRECELİ
-
-
[sıfat]
Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, izafi, nispi, rölatif
- "Bütün bu tarihler göreceli işaretlerdir." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, izafi, nispi, rölatif
- RADYATÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hava, su veya buharı ısıtmak veya soğutmak suretiyle meydana gelen sıcaklığı veya soğukluğu yayan, böylece ısıtma ve soğutmada kullanılan cihaz
- "Radyatörün üzerine bırakılmış küçük kutudaki su kaynıyor, kutu tıkırdıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bağlı bulunduğu motordaki ısı derecesinin yükselmesini önleyen soğutucu
- "Radyatörün suyunu tazeledikten sonra virajlı yokuşu tırmanmaya başladı." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Hava, su veya buharı ısıtmak veya soğutmak suretiyle meydana gelen sıcaklığı veya soğukluğu yayan, böylece ısıtma ve soğutmada kullanılan cihaz
- BAŞAKTÖR
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Başoyuncu
- "Servet Bey onun başaktörünü de kumpanyaya almayı düşünmektedir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Başoyuncu
- ÖRÜCÜLÜK
-
-
[isim]
Örücünün yaptığı iş
-
[isim]
Örücünün yaptığı iş
- GÖREVSEL
-
-
[sıfat]
Göreve ilişkin, görevle ilgili
-
[sıfat]
Göreve ilişkin, görevle ilgili
- BÖREKLİK
-
-
[sıfat]
Börek yapmaya elverişli olan, börek için ayrılmış olan
- "Böreklik un."
-
[sıfat]
Börek yapmaya elverişli olan, börek için ayrılmış olan
- AĞAÇÖREN
- ...
- OPERATÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Cerrah
-
Bilgisayar vb. teknik aletleri işleten kimse, işletmen
-
Basılacak metinleri dizgi makinesinde dizen kimse
- "Mürettiphanede operatörler İhsan Babanın etrafını çevirmişler." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Cerrah
- FORMATÖR
- ...
- GÖRÜRSÜN
- ...