İçinde ön olan 6 harfli 24 kelime var. İçerisinde ÖN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ön olan kelimeler listesine ya da Sonu ön ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÖNGEL
-
-
[isim]
Muşmula
-
[isim]
Muşmula
- YÖNTEM
-
-
[isim]
Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem
-
Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen yol, metot
-
[isim]
Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem
- GÖNENÇ
-
-
[isim]
Bolluk, rahatlık ve varlık içinde iyi yaşama, refah
- "Yurtta istediğimiz gönenci sağlamak için çok çalışmalıyız."
-
[isim]
Bolluk, rahatlık ve varlık içinde iyi yaşama, refah
- HANÖNÜ
- ...
- ÖNSEZİ
-
-
[isim]
Hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma, hissikablelvuku, basiret, altıncı duyu veya his
- "Bir önsezi benliğini derinden derine yokluyor kuruntusuna kapılmıştı." (Tarık Buğra)
-
Temellendirilmeyen duygu, verilmemiş olanın, bilinmeyenin, özellikle gelecekle ilgili olanın önceden duyulması
-
[isim]
Hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma, hissikablelvuku, basiret, altıncı duyu veya his
- YÖNDEŞ
-
-
[sıfat]
Yönü aynı olan, aynı yöne bakan
-
[sıfat]
Yönü aynı olan, aynı yöne bakan
- ÖNCECİ
- ...
- ÖNERGE
-
-
[isim]
Meclis, kongre vb. resmî bir toplantıda, herhangi bir konu veya sorunla ilgili olarak bir öneride bulunmak için üyelerden biri veya birçoğu tarafından başkanlığa verilen, oya konularak karar verilmesi istenen yazılı kâğıt, takrir
-
[isim]
Meclis, kongre vb. resmî bir toplantıda, herhangi bir konu veya sorunla ilgili olarak bir öneride bulunmak için üyelerden biri veya birçoğu tarafından başkanlığa verilen, oya konularak karar verilmesi istenen yazılı kâğıt, takrir
- ÖNAYAK
-
-
[sıfat]
Bir işte öncü, işi yürüten (kimse)
- "Bu işte de önayak olmuş ve neler becermiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bir işte öncü, işi yürüten (kimse)
- YÖNSÜZ
-
-
[sıfat]
Yönü olmayan
-
Amaçsız
- "O henüz şekilsiz, yönsüz isteklerinin peşinde başıboş bir hayat sürmektedir." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Yönü olmayan
- ÖNERME
-
-
[isim]
Önermek işi
-
Kabul edilmesi için öne sürülen düşünce, teklif
-
Bir savı öne süren veya bir durumu dile getiren cümle, belli bir yorumda belli bir doğruluk değeri kazanan düzgün deyim, kaziye
-
[isim]
Önermek işi
- GÖNDER
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
Üvendire
-
Kayık ve yelkenli gemilere yön vermeye yarayan, ucunda metal olan ağaç sopa
-
[isim]
Bayrak direği
-
Üvendire
- ÖNOLOG
- ...
- ÖNCEKİ
-
-
[sıfat]
Önce olan, evvelki, mukaddem, sabık
- "Önceki başkan."
-
[sıfat]
Önce olan, evvelki, mukaddem, sabık
- YÖNBUL
-
-
[isim]
Her türlü arazide harita ve pusula yardımıyla katılımcıların denetim noktalarını bulmaya çalıştıkları bir doğa sporu, oryantiring
-
[isim]
Her türlü arazide harita ve pusula yardımıyla katılımcıların denetim noktalarını bulmaya çalıştıkları bir doğa sporu, oryantiring
- SÖNMEK
-
-
[nsz]
Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak
- "Son yıldız vadinin üstünde bir yanıp bir sönüyordu." (Tarık Buğra)
-
Parlaklığını, ışığını yitirmek
-
Hava veya başka bir gaz ile şişirilmiş bir şeyin havası kaçıp şişkinliği inmek
- "Balon söndü."
-
Yanardağ etkinliğini yitirmek
-
Duygular dinmek, yatışmak, etkisini yitirmek
- "Öfkeleri bir yaz fırtınası gibi birdenbire sönüverdi." (Ömer Seyfettin)
-
Gerilemek, parlaklık ve önemini yitirmek
- "Münakaşa tekrar eski hızını alamayarak biraz sonra söndü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ses duyulmaz olmak
-
Tükenmek, yok olmak, yitmek
- "Esmer lekeler, sönmüş sivilcelerden artakalan çukurlar, kabarcıklar yüzünü yayık ayranına çevirmiş." (Salâh Birsel)
-
[nsz]
Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak
- ÖNEMLİ
-
-
[sıfat]
Önemi olan, mühim, ehemmiyetli
- "Benim için ne kadar önemli olduğunu tahmin edebilirsiniz." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Önemi olan, mühim, ehemmiyetli
- ÖNLEME
-
-
[isim]
Önlemek işi
-
[isim]
Önlemek işi
- ÖNERTİ
-
-
[isim]
Şartlı bir önermenin şartı anlatan ön bölümü: "Duman çıkıyorsa ateş vardır" sözünde "duman çıkıyorsa" şartı bir önertidir
-
[isim]
Şartlı bir önermenin şartı anlatan ön bölümü: "Duman çıkıyorsa ateş vardır" sözünde "duman çıkıyorsa" şartı bir önertidir
- YÖNDER
- ...