İçinde ön olan 5 harfli 32 kelime var. İçerisinde ÖN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ön olan kelimeler listesine ya da Sonu ön ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ASYÖN

  1. [isim] Ara yön

DÖNEM

  1. [isim] Belli özellikleri olan zaman parçası, devre, devir, periyot
    • "Otuz yedi yaş bana bitmez tükenmez bir dönem gibi geldi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süre
    • "Meşrutiyet dönemi."
  3. Yasama meclisinin iki seçilişi arasındaki zaman süresi, devre
  4. Yarıyıl
    • "Kış dönemi sınavları."

DÖNÜM

  1. [isim] Dönme işi
    • "Ne güzel bir fikir dönümünü işaret eden bir heves!" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. 1000 m² 'lik bir alan ölçüsü
    • "Demek dişini sıkarsa on sene sonra on beş dönüm tarlası, dört ceviz ağacı olacaktı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Tekrarlanan belli bir olayın tamamlanması ve yenisinin başlaması
    • "Yıl dönümü. Gün dönümü."
  4. Gidip gelme ile yapılan bir işin her seferi
  5. Eni boyu kırkar mimar arşını olan alan ölçüsü

ÖNEZE

  1. [isim] Avcıların av beklemek için taş yığınlarından yaptıkları pusu, evsin
  2. Sürek avında pusuda av bekleyen avcı

ÖNSEL

  1. [sıfat] Hiçbir denemeye dayanmayan ve akıl yordamıyla bulunup ortaya konan, apriori

İNÖNÜ
...
YÖNLÜ

  1. [sıfat] Yönü olan
    • "Çok yönlü bir sorun."
  2. Uygun

SÖNME

  1. [isim] Sönmek işi

DÖNGÜ

  1. [isim] Kısır döngü

DÖNER

  1. [sıfat] Dönmekte olan, dönen, dönecek biçimde düzenlenen
    • "Döner dolap"
  2. [isim] Bir eksene geçirilmiş etlerin döndürülerek pişirilmesiyle yapılan kebap, döner kebap
    • "Lokantaların vitrinlerinde, mis kokularla dönerler pişiyordu." (Çetin Altan)
  3. [isim] Döner sermaye

SÖNÜK

  1. [sıfat] Sönmüş olan
    • "Ağızlarında iki sönük sigarayla duran iki kız..." (Çetin Altan)
  2. Parlaklığı, hızı az veya azalmış olan, etkisiz, zayıf
  3. Göze çarpmayan, dikkat çekmeyen, silik
    • "Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar." (Yahya Kemal Beyatlı)

DÖNÜŞ

  1. [isim] Dönme işi veya biçimi
    • "Artık serbestim, koynumda terhis kâğıdımla dönüş yolundayım." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Oyuncunun bir ayağını yerden kesmeden yaptığı dönme hareketi

SÖNÜM

  1. [isim] Bir salınım hareketinin genliğinin türlü dirençlerin etkisiyle küçülmesi, itfa
    • "Bir sarkaç salınımının sönümü, içinde bulunduğu ortamın direncine bağlıdır."
  2. Bir borcun her yıl ödenen taksitlerle belli bir zaman sonunda ödenmiş olması, itfa
    • "Bir borcun sönümü için her yıl verilmesi gereken taksit, vade uzunluğuna, ana borca ve faiz fiyatına bağlıdır."

GÖNCÜ

  1. [isim] Ham veya işlenmiş deri satan kimse
  2. Ayakkabı tamircisi

ÖNLÜK

  1. [isim] Yemek yaparken giysinin önü kirlenmesin diye giyilen, boyundan askılı ve bele bağlanan örtü
    • "Önünde önlük bağlı, kırk yaşlarında kadar bir kadın geldi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. İlköğretimin ilk beş yılında öğrencilerin giydiği bir örnek giysi
  3. Bir iş yaparken giysinin kirlenmesini önlemek için bele takılan veya giyilen örtü, giyecek
  4. Küçük çocuklara yemek yedirirken üstlerini korumak için boyunlarına bağlanan örtü

ÖNCÜL

  1. [isim] Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herhangi biri, mukaddem
    • "Top top olmuş güzellerin sürüsü / Öncül olmuş çeker gider birisi." (Halk türküsü)
  2. Bir tasımda sonucu hazırlayan ilk iki önermeden her biri, mukaddem
  3. Bir bilimsel çalışmada işe koyulurken, araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme
  4. Kılavuz, öncü

ÖNERİ

  1. [isim] Bir sorunu çözmek üzere öne sürülen görüş, düşünce, teklif
  2. İncelenmek için ileri sürülen şey, teklif

GÖNEN

  1. [isim] Ekilecek toprağın sulandırılması
  2. Nem, rutubet
  3. [sıfat] Nemli (toprak)

DÖNEK

  1. İnanç ve düşüncesini değiştiren, sözüne güvenilmeyen, caygın, kaypak (kimse), kahpe

SÖNÜŞ
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü