İçinde ölm olan 16 kelime var. İçerisinde ÖLM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ölm olan kelimeler listesine ya da Sonu ölm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ÖLMEZLEŞTİRMEK
ÖLMEZLEŞTİRME
GÖLMARMARA, ÖLMEMEZLİK
ÖLMEZOĞLU
BÖLMESİZ, ÖLMEZLİK, ÖLMÜŞLÜK
BÖLMELİ
BÖLMEÇ, BÖLMEK
BÖLME, ÖLMEK, ÖLMEZ, ÖLMÜŞ
ÖLME
L M Ö Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
MÖ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖLMEZLEŞTİRMEK
-
-
[-i]
Ölümsüzleştirmek
-
[-i]
Ölümsüzleştirmek
- ÖLMEZLEŞTİRME
-
-
[isim]
Ölmezleştirmek işi
-
[isim]
Ölmezleştirmek işi
- GÖLMARMARA
- ...
- ÖLMEMEZLİK
- ...
- ÖLMEZOĞLU
-
-
[isim]
Çok dayanıklı şey
-
[isim]
Çok dayanıklı şey
- BÖLMESİZ
-
-
[sıfat]
Bölme ile ayrılmamış
-
[sıfat]
Bölme ile ayrılmamış
- ÖLMEZLİK
-
-
[isim]
Ölmez olma durumu, ölümsüzlük
-
[isim]
Ölmez olma durumu, ölümsüzlük
- ÖLMÜŞLÜK
-
-
[isim]
Ölmüş olma durumu
-
[isim]
Ölmüş olma durumu
- BÖLMELİ
-
-
[sıfat]
Bölme ile ayrılmış
- "Gazino bahçesinin hususi gibi olan bölmeli kısmına girerler." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Bölme ile ayrılmış
- BÖLMEÇ
-
-
[isim]
Ambalaj içinde bulunan malları birbirinden ayırmaya yarayan koruyucu parça
-
[isim]
Ambalaj içinde bulunan malları birbirinden ayırmaya yarayan koruyucu parça
- BÖLMEK
-
-
[-i]
Bir bütünü iki veya daha çok parçaya ayırmak, taksim etmek
- "Bir domates aldı, çakıyla dörde böldü." (Necati Cumalı)
-
Birliğin bozulmasına yol açmak, parçalamak
-
Bir niceliği iki veya daha çok eşit parçaya ayırmak
-
[-i]
Bir bütünü iki veya daha çok parçaya ayırmak, taksim etmek
- ÖLMEZ
-
-
[sıfat]
Ölümsüz, kalıcı olan
- "Her kim ki olursa bu sırra mazhar / Dünyaya bırakır ölmez bir eser." (Âşık Veysel)
-
Çok dayanıklı, kolay eskimeyen
-
[sıfat]
Ölümsüz, kalıcı olan
- ÖLMEK
-
-
[nsz]
Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek
- "Allah geride kalanlara ömür versin, ölenle ölünmez; konuşacağız da gezeceğiz de yiyeceğiz de içeceğiz de..." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bu defa artık ölmek var, dönmek yoktur." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Çünkü çiçek kokusu. Proust'un tıknefes nöbetlerinde ölüp ölüp dirilmesine yol açarmış." (Salâh Birsel)
-
Bitki, solmak
- "Bu çiçekler dayanmaz, çabuk ölür."
-
Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek
-
Değerini, geçerliğini, gücünü yitirmek, kullanılmamak
- "Bu usul öldü artık."
-
[nsz]
Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek
- ÖLMÜŞ
-
-
[sıfat]
Ölen, ölü olan
- "Avni Hurufi Efendi, iki ölmüş çocuk babası olan bu adama acıdı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Ölen, ölü olan
- BÖLME
-
-
[isim]
Bölmek işi, ayırma, parçalama, taksim
-
Salon, oda, sofa vb. büyük bir yerden ayrılmış daha küçük yer
- "Gözlerimi tabağıma eğmiş bir vaziyetteyim ama telefon bölmesini âdeta bakmadan görüyorum." (Refik Halit Karay)
-
Büyük bir yeri, alanı küçük oda veya kısımlara ayıran ince duvar veya tahta perde
-
Kalın ağaç gövdesinden odun veya tekne yapmak için ayrılan tomruk
-
Gemilerin içinde, su baskını, yangın vb. durumlarda, ara kapılar kapandığında arızanın veya hasarın yayılmasını önlemek için kullanılan birbirlerinden ayrılmış yerler
-
Cins kavramlarını tür, alt tür kavramlarına ayırma işi
-
Dört işlemden biri, taksim
-
[isim]
Bölmek işi, ayırma, parçalama, taksim
- ÖLME
-
-
[isim]
Ölmek işi, fevt, kabız, uful
- "O kafile her vatandaşın maddi ve manevi hak, selamet ve saadeti için ölmeye gidiyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Ölmek işi, fevt, kabız, uful