İçinde ökü olan 7 harfli 15 kelime var. İçerisinde ÖKÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ökü olan kelimeler listesine ya da Sonu ökü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K Ö Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ÖK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SÖKÜLÜŞ
-
-
[isim]
Sökülme işi veya biçimi
-
[isim]
Sökülme işi veya biçimi
- ÇÖKÜNTÜ
-
-
[isim]
Çökme
-
Çöken şeylerin kalıntısı, enkaz
-
Suyun dibine çöken şeyler
-
Jeolojik bir olay sonunda oluşan toprak çöküklüğü
-
Gerileme, kriz, depresyon
- "Dünya krizi, özellikle de afyon piyasasındaki çöküntü ondan da çok şey götürmüştü." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Çökme
- DÖKÜNME
-
-
[isim]
Dökünmek işi
-
[isim]
Dökünmek işi
- SÖKÜKÇÜ
-
-
[isim]
Sökük dikip yama yapan kimse
- "Eve bir düzine sökükçü, terzi tutmaya kudretimiz var." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Sökük dikip yama yapan kimse
- DÖKÜNÜŞ
- ...
- SÖKÜNTÜ
-
-
[isim]
Sökülen şeyin parçası
-
Ağaçlık yerden açılan tarla
-
[isim]
Sökülen şeyin parçası
- ÖKÜZLÜK
-
-
[isim]
Budalalık, sersemlik
-
Budalaca, sersemce iş
-
[isim]
Budalalık, sersemlik
- ÇÖKÜŞME
-
-
[isim]
Çöküşmek işi
-
[isim]
Çöküşmek işi
- SÖKÜLME
-
-
[isim]
Sökülmek işi
-
[isim]
Sökülmek işi
- DÖKÜNTÜ
-
-
[isim]
Dökülmüş, saçılmış şeyler
- "Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir topluluktan geri kalmış kimseler
-
Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi
-
Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı
-
Değersiz, bayağı, ayak takımından olan kimse
- "Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat
- "Şoföre önce kentin en döküntü mahallelerinin adını söylediler." (Çetin Altan)
-
Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti
-
Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer
-
[isim]
Dökülmüş, saçılmış şeyler
- SÖKÜMCÜ
- ...
- DÖKÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Niteliğinden ötürü kolayca istenilen biçim verilebilen (kumaş)
-
[sıfat]
Niteliğinden ötürü kolayca istenilen biçim verilebilen (kumaş)
- DÖKÜLÜŞ
-
-
[isim]
Dökülme işi veya biçimi
-
[isim]
Dökülme işi veya biçimi
- DÖKÜLME
-
-
[isim]
Dökülmek işi
-
[isim]
Dökülmek işi
- DÖKÜMCÜ
-
-
[isim]
Döküm işleri yapan kimse, dökmeci
-
[isim]
Döküm işleri yapan kimse, dökmeci