İçinde ök olan 8 harfli 44 kelime var. İçerisinde ÖK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ök olan kelimeler listesine ya da Sonu ök ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÖKÜLMEK
-
-
[nsz]
Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
- "Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kumaş dökümlü olmak
-
Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak
-
[-e]
Düşmek
- "Bizim motor ikiye bölünüp suya döküldüğümüzde, dört kişiydik." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Çıkmak, ortaya konulmak
- "Âdeta düşünmeksizin kaleminden masal sahnelerine benzeyen dağ, dere, uçurum resimleri dökülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kaplamak, yayılmak
- "Duvarlar, bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Salınmak, serbest bırakılmak
- "Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı." (Haldun Taner)
-
[-e]
Kır, sokak vb. yerlerde insanlar çokça birikmek
- "Bahar o sene erken gelmiş, herkes tarlalara dökülmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çok eskimiş olmak, değerini ve güzelliğini yitirmek
- "Yaşayan, var olan her şey eskiyip dökülecek." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Çok yorgun, hasta olmak
- "Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler." (Tarık Buğra)
-
Akarsular, göl veya denize akmak
-
[nsz]
Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
- DÖKTÜRME
-
-
[isim]
Döktürmek işi
-
[isim]
Döktürmek işi
- GÖKSOĞAN
-
-
[isim]
Taze soğan
-
[isim]
Taze soğan
- NALDÖKEN
-
-
[isim]
Taşlı, çakıllı yol
-
[isim]
Taşlı, çakıllı yol
- ÇÖKELMEK
-
-
[nsz]
Bir sıvının içinde erimiş olan katı bir madde bir ayıracın yardımıyla sıvı dibine çökmek, teressüp etmek
-
[nsz]
Bir sıvının içinde erimiş olan katı bir madde bir ayıracın yardımıyla sıvı dibine çökmek, teressüp etmek
- KÖKTENCİ
-
-
Köktencilikten yana olan, köktencilik yanlısı olan, radikal
-
Köktencilikten yana olan, köktencilik yanlısı olan, radikal
- ÇÖKELTME
-
-
[isim]
Çökeltmek işi
-
[isim]
Çökeltmek işi
- TÖKEZMEK
-
-
[nsz]
Tökezlemek
- "Ceylan birden tökezdi, toz kalktı yerden." (Fikret Otyam)
-
[nsz]
Tökezlemek
- KÖKERTME
-
-
[isim]
Kökertmek işi veya durumu
-
[isim]
Kökertmek işi veya durumu
- ÇÖKTÜRME
-
-
[isim]
Çöktürmek işi
-
[isim]
Çöktürmek işi
- KÖKENSİZ
-
-
[sıfat]
Kökeni olmayan
-
[sıfat]
Kökeni olmayan
- KÖKLÜLÜK
- ...
- ÖKSELEME
-
-
[isim]
Ökselemek işi veya durumu
-
[isim]
Ökselemek işi veya durumu
- KÖKENSEL
-
-
[sıfat]
Kökenle ilgili olan
-
[sıfat]
Kökenle ilgili olan
- SÖKTÜRME
-
-
[isim]
Söktürmek işi
-
[isim]
Söktürmek işi
- GÖKÇEBEY
- ...
- GÖKDOĞAN
-
-
[isim]
Kuzey yarım kürede yaşayan bir tür göçmen kuş (Accipitridae)
-
[isim]
Kuzey yarım kürede yaşayan bir tür göçmen kuş (Accipitridae)
- DÖKÜNMEK
-
-
[nsz]
Kendi üstüne dökmek
- "Su dökünmek."
-
Rahat bir kıyafet giymek
-
[nsz]
Kendi üstüne dökmek
- ÖKSÜZLÜK
-
-
[isim]
Öksüz olma durumu
-
Kimsesizlik
- "Deminki öksüzlük hâlim birden, acayip bir merakla dayanılmaz bir tecessüs hissine dönmüştü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Öksüz olma durumu
- GÖKDELEN
-
-
[isim]
Yirmi, otuz veya daha çok katlı yapı, göktırmalayan, gök tırmalayıcı
- "Dev gökdelenlerin arasından süzülen güneş ışığı caddeyi aydınlatıyordu." (Nazlı Eray)
-
[isim]
Yirmi, otuz veya daha çok katlı yapı, göktırmalayan, gök tırmalayıcı