İçinde ök olan 7 harfli 39 kelime var. İçerisinde ÖK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ök olan kelimeler listesine ya da Sonu ök ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SÖKÜKÇÜ
-
-
[isim]
Sökük dikip yama yapan kimse
- "Eve bir düzine sökükçü, terzi tutmaya kudretimiz var." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Sökük dikip yama yapan kimse
- DÖKÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Niteliğinden ötürü kolayca istenilen biçim verilebilen (kumaş)
-
[sıfat]
Niteliğinden ötürü kolayca istenilen biçim verilebilen (kumaş)
- LÖKLEME
-
-
[isim]
Löklemek işi
-
[isim]
Löklemek işi
- HÖKELEK
- ...
- DÖKÜLÜŞ
-
-
[isim]
Dökülme işi veya biçimi
-
[isim]
Dökülme işi veya biçimi
- SÖKÜLME
-
-
[isim]
Sökülmek işi
-
[isim]
Sökülmek işi
- DÖKMECİ
-
-
[isim]
Dökümcü
-
[isim]
Dökümcü
- DÖKÜNÜŞ
- ...
- ÖKSÜRME
-
-
[isim]
Öksürmek işi
-
[isim]
Öksürmek işi
- ÇÖKELEK
-
-
[isim]
Yağı alınmış süt veya yoğurdun kaynatılmasıyla elde edilen bir çeşit peynir, kesik, ekşimik
-
Tortu
-
[isim]
Yağı alınmış süt veya yoğurdun kaynatılmasıyla elde edilen bir çeşit peynir, kesik, ekşimik
- DÖKÜNTÜ
-
-
[isim]
Dökülmüş, saçılmış şeyler
- "Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir topluluktan geri kalmış kimseler
-
Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi
-
Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı
-
Değersiz, bayağı, ayak takımından olan kimse
- "Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat
- "Şoföre önce kentin en döküntü mahallelerinin adını söylediler." (Çetin Altan)
-
Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti
-
Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer
-
[isim]
Dökülmüş, saçılmış şeyler
- GÖKYÜZÜ
-
-
[isim]
Göğün görünen yüzeyi, sema
- "Gökyüzünün başka rengi de varmış / Geç fark ettim taşın sert olduğunu." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[isim]
Göğün görünen yüzeyi, sema
- ÖKSÜRÜK
-
-
[isim]
Ciğerlerdeki havanın, solunum organlarının kasılması ve zorlanmasıyla ağızdan gürültü ile çıkması
- "Trende herkes uyuyor, uzun bir öksürük silsilesi ve bazı iniltilerden başka ses yok." (Halide Edip Adıvar)
-
Üşütme gibi bir sebeple ortaya çıkan göğüs hastalığı
- "Sancılı bir öksürükle öksürerek ağlamaya başladım." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Ciğerlerdeki havanın, solunum organlarının kasılması ve zorlanmasıyla ağızdan gürültü ile çıkması
- DÖKÜNME
-
-
[isim]
Dökünmek işi
-
[isim]
Dökünmek işi
- BÖKELİK
-
-
[isim]
Böke olma durumu, şampiyonluk, şampiyona
-
[isim]
Böke olma durumu, şampiyonluk, şampiyona
- LÖKOSİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Akyuvar
-
[isim]
Akyuvar
- DÖKÜMCÜ
-
-
[isim]
Döküm işleri yapan kimse, dökmeci
-
[isim]
Döküm işleri yapan kimse, dökmeci
- KÖKENLİ
-
-
[sıfat]
Kökeni olan
-
Belli bir kaynaktan çıkmış olan, bir kaynağa dayanan
-
[sıfat]
Kökeni olan
- KÖKLEME
-
-
[isim]
Köklemek işi
-
Tarla yapmak için ormanda açılan yer
-
[isim]
Köklemek işi
- ÖKSÜRÜŞ
-
-
[isim]
Öksürme işi veya biçimi
-
[isim]
Öksürme işi veya biçimi