İçinde ök olan 5 harfli 23 kelime var. İçerisinde ÖK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ök olan kelimeler listesine ya da Sonu ök ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇÖKME

  1. [isim] Çökmek işi, inhitat
  2. Bir kısım yerin alttan yıkılarak alçalması

SÖKEL

  1. [sıfat] Sakat (kimse), malul
  2. Güçsüz
  3. Hasta

DÖKME

  1. [isim] Dökmek işi
  2. [sıfat] Bir yerden bir yere dökülen, aktarılan
    • "Dökme su."
  3. [sıfat] Kapların içinde olmayan, yığın biçiminde ortaya dökülmüş olan
    • "Dökme buğday. Dökme portakal. Dökme çimento."
  4. [sıfat] Kalıba dökülmek yoluyla yapılmış
    • "Dökme soba."

ÇÖKÜM

  1. [isim] Çökme biçimi, inhitat

GÖKÇE

  1. [isim] Gök rengi, mavi
  2. [sıfat] Bu renkte olan
  3. [sıfat] Gökle ilgili, semavi
  4. [sıfat] Güzel, hoşa giden
    • "Kutlu Melek, yüzü güneş esmeri, gözü menekşe moru, kumral saçı belikli gökçe gonca artık yoktur." (Tarık Buğra)

SÖKME

  1. [isim] Sökmek işi
    • "Dikmenin vakti ve dikilmiş olanı sökmenin vakti var." (Haldun Taner)

ÇÖKEK

  1. [isim] Çukur yer
    • "İplere dizdikleri küçük balıkları, borunun altındaki minicik çökeğe atmışlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bataklık, sazlık

DÖKÜŞ
...
LÖKOZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Lösemi durumu

SÖKÜŞ

  1. [isim] Sökme işi veya biçimi

SÖKÜK

  1. Dikişi sökülmüş veya örgüsü çözülmüş
    • "... teyzem buraya haftada üç defa sökük ve düğme dikmeye, çamaşırları tamir etmeye gelirdi." (Peyami Safa)

SÖKÜM

  1. [isim] Sökme işi
    • "Pancar sökümü."

ÖKSÜZ

  1. Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk)
    • "Nihayet iki saat uzakta bir köyde öksüz bir kız bulundu." (Ömer Seyfettin)
  2. Kimsesiz
    • "Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "O güne kadar yalnızlığımı pek o kadar duymamıştım, birden öksüz kaldım." (Refik Halit Karay)

KÖKSÜ

  1. [isim] Ciğer otlarında ve yosunlarda kökü andıran, bitkinin tutunmasına yarayan bölüm

ÇÖKEL

  1. [isim] Taşan bir suyun çekildikten sonra bıraktığı tortu
  2. Çökelti

KÖKLÜ

  1. [sıfat] Kökü olan
  2. Kökleşmiş, iyi yerleşmiş, kalıcı olan, esaslı
  3. Soylu, soyu sopu belli, iyi tanınan

SÖKÜN

  1. [isim] "Birçok kişi veya şey birbiri ardından gelmek, görünmek" anlamlarına gelen sökün etmek birleşik fiilinde geçer
    • "Bir geniş bayırdan oynak Çerkez atları sökün etti." (Falih Rıfkı Atay)

ÇÖKÜK

  1. [sıfat] Çökmüş, çukurlaşmış, içeri çekilmiş
    • "Gençken de yanakları çökük, kuru bir adamdı." (Memduh Şevket Esendal)

ÇÖKÜŞ

  1. [isim] Çökme işi veya biçimi, inhitat
  2. Yıkılma
    • "Yapıların depremde çöküşü korkunçtu."
  3. Çömelip yere oturuş
    • "Devenin çöküşü."
  4. Devletlerin veya uygarlıkların son bulması, mahvolması, inhitat
    • "Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş yılları."

DÖKÜM

  1. [isim] Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi
    • "Bu hesapların dökümlerini alıp sizlere vereceğim." (Nazlı Eray)
  2. Kumaşın dökümlü olma niteliği
  3. Bir şeyi ayrıntılı olarak ortaya koyma
    • "Hesabın dökümü."
  4. Dökülme zamanı
    • "Yaprak dökümü."
  5. [sıfat] Kalıba dökülerek yapılan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü