İçinde ök olan 5 harfli 23 kelime var. İçerisinde ÖK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ök olan kelimeler listesine ya da Sonu ök ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KÖKSÜ
-
-
[isim]
Ciğer otlarında ve yosunlarda kökü andıran, bitkinin tutunmasına yarayan bölüm
-
[isim]
Ciğer otlarında ve yosunlarda kökü andıran, bitkinin tutunmasına yarayan bölüm
- ÇÖKEK
-
-
[isim]
Çukur yer
- "İplere dizdikleri küçük balıkları, borunun altındaki minicik çökeğe atmışlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bataklık, sazlık
-
[isim]
Çukur yer
- DÖKÜŞ
- ...
- ÖKSÜZ
-
-
Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk)
- "Nihayet iki saat uzakta bir köyde öksüz bir kız bulundu." (Ömer Seyfettin)
-
Kimsesiz
- "Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "O güne kadar yalnızlığımı pek o kadar duymamıştım, birden öksüz kaldım." (Refik Halit Karay)
-
Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk)
- SÖKÜM
-
-
[isim]
Sökme işi
- "Pancar sökümü."
-
[isim]
Sökme işi
- GÖKÇE
-
-
[isim]
Gök rengi, mavi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[sıfat]
Gökle ilgili, semavi
-
[sıfat]
Güzel, hoşa giden
- "Kutlu Melek, yüzü güneş esmeri, gözü menekşe moru, kumral saçı belikli gökçe gonca artık yoktur." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Gök rengi, mavi
- ÇÖKEL
-
-
[isim]
Taşan bir suyun çekildikten sonra bıraktığı tortu
-
Çökelti
-
[isim]
Taşan bir suyun çekildikten sonra bıraktığı tortu
- ÇÖKÜŞ
-
-
[isim]
Çökme işi veya biçimi, inhitat
-
Yıkılma
- "Yapıların depremde çöküşü korkunçtu."
-
Çömelip yere oturuş
- "Devenin çöküşü."
-
Devletlerin veya uygarlıkların son bulması, mahvolması, inhitat
- "Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş yılları."
-
[isim]
Çökme işi veya biçimi, inhitat
- DÖKME
-
-
[isim]
Dökmek işi
-
[sıfat]
Bir yerden bir yere dökülen, aktarılan
- "Dökme su."
-
[sıfat]
Kapların içinde olmayan, yığın biçiminde ortaya dökülmüş olan
- "Dökme buğday. Dökme portakal. Dökme çimento."
-
[sıfat]
Kalıba dökülmek yoluyla yapılmış
- "Dökme soba."
-
[isim]
Dökmek işi
- SÖKME
-
-
[isim]
Sökmek işi
- "Dikmenin vakti ve dikilmiş olanı sökmenin vakti var." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sökmek işi
- ÇÖKÜK
-
-
[sıfat]
Çökmüş, çukurlaşmış, içeri çekilmiş
- "Gençken de yanakları çökük, kuru bir adamdı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Çökmüş, çukurlaşmış, içeri çekilmiş
- SÖKÜK
-
-
Dikişi sökülmüş veya örgüsü çözülmüş
- "... teyzem buraya haftada üç defa sökük ve düğme dikmeye, çamaşırları tamir etmeye gelirdi." (Peyami Safa)
-
Dikişi sökülmüş veya örgüsü çözülmüş
- SÖKÜŞ
-
-
[isim]
Sökme işi veya biçimi
-
[isim]
Sökme işi veya biçimi
- SÖKEL
-
-
[sıfat]
Sakat (kimse), malul
-
Güçsüz
-
Hasta
-
[sıfat]
Sakat (kimse), malul
- LÖKOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Lösemi durumu
-
[isim]
Lösemi durumu
- ÇÖKME
-
-
[isim]
Çökmek işi, inhitat
-
Bir kısım yerin alttan yıkılarak alçalması
-
[isim]
Çökmek işi, inhitat
- KÖKLÜ
-
-
[sıfat]
Kökü olan
-
Kökleşmiş, iyi yerleşmiş, kalıcı olan, esaslı
-
Soylu, soyu sopu belli, iyi tanınan
-
[sıfat]
Kökü olan
- DÖKÜM
-
-
[isim]
Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi
- "Bu hesapların dökümlerini alıp sizlere vereceğim." (Nazlı Eray)
-
Kumaşın dökümlü olma niteliği
-
Bir şeyi ayrıntılı olarak ortaya koyma
- "Hesabın dökümü."
-
Dökülme zamanı
- "Yaprak dökümü."
-
[sıfat]
Kalıba dökülerek yapılan
-
[isim]
Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi
- ÇÖKÜM
-
-
[isim]
Çökme biçimi, inhitat
-
[isim]
Çökme biçimi, inhitat
- DÖKÜK
-
-
[sıfat]
Dökülmüş
- "Başasistanın saçları dökük olduğundan onu doçent filan sanıyordu." (Haldun Taner)
-
Çok eskimiş
-
Dökümlü
-
[sıfat]
Dökülmüş