İçinde öh olan 17 kelime var. İçerisinde ÖH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında öh olan kelimeler listesine ya da Sonu öh ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
TÖHMETLENDİRMEK
TÖHMETLENDİRME
ŞÖHRETSİZLİK
KÖHNELEŞMEK, ŞÖHRETLİLİK
KÖHNELEŞME
ŞÖHRETSİZ
KÖHNELİK, KÖHNEMEK, ŞÖHRETLİ, TÖHMETLİ
KÖHNEME, PÖHRENK
ŞÖHRET, TÖHMET
KÖHNE
ÖHÖ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TÖHMETLENDİRMEK
-
-
[-i]
Töhmet altında bırakmak, suçlandırmak
- "Meydanın boş zamanında adı şaire çıkmış bir muharrir sizi edebiyat vurgunculuğu ile töhmetlendirir." (Orhan Veli Kanık)
-
[-i]
Töhmet altında bırakmak, suçlandırmak
- TÖHMETLENDİRME
-
-
[isim]
Töhmetlendirmek durumu
-
[isim]
Töhmetlendirmek durumu
- ŞÖHRETSİZLİK
- ...
- ŞÖHRETLİLİK
- ...
- KÖHNELEŞMEK
-
-
[nsz]
Köhne duruma gelmek
-
[nsz]
Köhne duruma gelmek
- KÖHNELEŞME
-
-
[isim]
Köhneme
-
[isim]
Köhneme
- ŞÖHRETSİZ
-
-
[sıfat]
Ünü olmayan, ünsüz
-
[sıfat]
Ünü olmayan, ünsüz
- KÖHNELİK
-
-
[isim]
Köhne olma durumu
-
[isim]
Köhne olma durumu
- TÖHMETLİ
-
-
[sıfat]
Suçlanmış
-
Kabahatli
-
[sıfat]
Suçlanmış
- KÖHNEMEK
-
-
[nsz]
Eskimek, modası geçmek
-
Geçersiz bir duruma gelmek, çağ dışı kalmak
-
[nsz]
Eskimek, modası geçmek
- ŞÖHRETLİ
-
-
[sıfat]
Ünü olan, ünlü, tanınmış
- "İstanbul'un en güzel, en şöhretli kadınlarından idi." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Ünü olan, ünlü, tanınmış
- PÖHRENK
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Künk
-
[isim]
Künk
- KÖHNEME
-
-
[isim]
Köhnemek işi
-
[isim]
Köhnemek işi
- ŞÖHRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herkesçe bilinme, tanınma durumu, ün
- "Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı." (Refik Halit Karay)
- "Fakat Nedim'den hoşlanan kızlarla kadınların çoğu onu, yeni şöhret bulan bir sinema aktörüne benzetmektedir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Her mahallede hatta satıcılar arasında şöhret kazanmış olan güzel sesliler bulunurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Burada jandarma teğmeni olsun da daha bir defa, Ankara'da şöhret salmış olan o gözleri görmesin." (Refik Halit Karay)
-
Tanınmış, ünlü kimse
- "Bu salonda hepsini ilk defa gördüğüm altı şöhret var." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Herkesçe bilinme, tanınma durumu, ün
- TÖHMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birine yüklenen, işlenildiği sanılan fakat henüz aydınlanmamış olan suç, suçlama
-
[isim]
Birine yüklenen, işlenildiği sanılan fakat henüz aydınlanmamış olan suç, suçlama
- KÖHNE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Eskiyip yıpranmış, bakımsız kalmış
- "Annemin, çocukluğundan beri yanından ayırmadığı, köhne ciltli, küçük bir Mushaf'ı vardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
İçinde yaşanılan zamana göre geride kalmış, eskimiş, çağ dışı
- "Köhne bir düşünce."
-
[sıfat]
Eskiyip yıpranmış, bakımsız kalmış
- ÖHÖ
-
-
[isim]
Bir kimsenin kendi varlığını belli etmek, söylenen bir şey üzerine dikkat çekmek, birine takılmak vb. amaçlarla öksürür gibi yaparak çıkardığı ses
-
[isim]
Bir kimsenin kendi varlığını belli etmek, söylenen bir şey üzerine dikkat çekmek, birine takılmak vb. amaçlarla öksürür gibi yaparak çıkardığı ses