İçinde ö olan 7 harfli 459 kelime var. İçerisinde Ö harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ö harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖVÜNMEK
-
-
[-le]
Bir niteliği sebebiyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartmalı bir biçimde söz etmek, iftihar etmek
- "Sonra oyuncakları ile övünen bir çocuk gibi gülümseyerek ilave ederdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Övünmek gibi olmasın, sesim güzeldir."
-
[nsz]
Kendi kendisini övmek
- "Yaptığı fedakârlıktan övünüyor diye kadına kızardık." (Aka Gündüz)
-
[-le]
Bir niteliği sebebiyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartmalı bir biçimde söz etmek, iftihar etmek
- GÖÇÜRME
-
-
[isim]
Göçürmek işi
-
[isim]
Göçürmek işi
- BÖLMELİ
-
-
[sıfat]
Bölme ile ayrılmış
- "Gazino bahçesinin hususi gibi olan bölmeli kısmına girerler." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Bölme ile ayrılmış
- ÖFKESİZ
-
-
[sıfat]
Öfkelenmeyen
-
Kızgın olmayan
- "Öfkesiz bir sesle dedi ki ..." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Öfkelenmeyen
- BÖYLECE
-
-
[zarf]
Tam böyle, bu biçimde
- "Kadın, böylece ona bir teyze yakınlığı göstermişti." (Halide Edip Adıvar)
-
Sonunda, böylelikle
- "Bu hikâye de böylece geçmiş, unutulmuş oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Tam böyle, bu biçimde
- KÖPRÜCÜ
-
-
[isim]
Köprü yapan kimse
-
Tombazlarla köprü kuran istihkâm kıtası
-
Osmanlı ülkelerinde, özellikle ordunun geçeceği yollar üzerindeki köprüleri onarmak ve korumakla görevli takım
-
[isim]
Köprü yapan kimse
- İÇGÖREÇ
- ...
- KÖSTERE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir çeşit uzun tahta rendesi, küstere
-
[isim]
Bir çeşit uzun tahta rendesi, küstere
- ÖĞLENDE
-
-
[zarf]
Öğle vakti
-
[zarf]
Öğle vakti
- ÖYLEYSE
-
-
o hâlde
- "Ben öyle bir şey demedim." (Refik Halit Karay)
- "Öyle veya böyle, bir amatör, bir heveskâr işte." (Tarık Buğra)
- "Bana öyle gelirdi ki çocuklar yalnız kışın büyürler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
o hâlde
- ÖĞRENİM
-
-
[isim]
Herhangi bir meslek, sanat veya iş için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılan çalışma, tahsil
- "Öğrenimini bitirmeye bir yıl kala Türkiye'deki büyük fabrika sahiplerinden çağrılar alıyormuş." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Herhangi bir meslek, sanat veya iş için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılan çalışma, tahsil
- ÖRGÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Örgüsü olmayan
-
[sıfat]
Örgüsü olmayan
- ÖZLEYİŞ
-
-
[isim]
Özleme işi veya biçimi
- "Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sahile / Bitmez bir özleyiştir ölümden beter bile." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Özleme işi veya biçimi
- REJİSÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yönetmen
- "Bir piyes seyrederken o piyesin içine giren, dekorla, yabancı rüzgârla, kımıldayan mor ışıkla bizi korkutan rejisördür." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yönetmen
- RÖNTGEN
-
-
[isim]
Gama veya x ışınlarının miktar ölçümü birimi
-
Herhangi bir organın durumunu tespit etmek için çekilen film
-
[isim]
Gama veya x ışınlarının miktar ölçümü birimi
- SÖKÜLME
-
-
[isim]
Sökülmek işi
-
[isim]
Sökülmek işi
- DÖNBABA
-
-
[isim]
Turnagagası
-
[isim]
Turnagagası
- GÖVERTİ
-
-
[isim]
Sebze
-
Morartı
-
[isim]
Sebze
- ÖDEMELİ
-
-
[sıfat]
Değeri ödendikten sonra alıcıya verilecek olan
- "Ödemeli paket."
-
Karşı tarafça ödenmek şartıyla edilen (telefon) veya çekilen (telgraf)
-
[zarf]
Değeri ödendikten sonra alıcıya verilmek şartıyla
-
[sıfat]
Değeri ödendikten sonra alıcıya verilecek olan
- KÖKENLİ
-
-
[sıfat]
Kökeni olan
-
Belli bir kaynaktan çıkmış olan, bir kaynağa dayanan
-
[sıfat]
Kökeni olan