İçinde ö olan 5 harfli 266 kelime var. İçerisinde Ö harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ö harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BÖLÜK

  1. [isim] Bir bütünden ayrılmış olan parça, kısım
    • "Bir kandil günü öteki bölükteki büyük hanımın elini öpmeye gitmiştim." (Burhan Felek)
  2. Saç örgüsü
  3. Hizip
  4. Takımlardan oluşan, üçü veya dördü bir tabur oluşturan ve öbür birliklerin temeli sayılan birlik
    • "Şehre giren kuvvetlerimiz iki süvari bölüğünden ibaretmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. On kuralına göre yazılan bir tam sayının, sağdan sola doğru üçer üçer ayrılan basamaklarından her bir üçlü takımı
    • "Birler bölüğü, binler bölüğü, milyonlar bölüğü."

ÖTÜRÜ

  1. [zarf] Bir şeyden dolayı, bir şey yüzünden, dolayı, naşi
    • "Sonunda biz bu hareketimizden ötürü on bir ay hapse mahkûm olduk." (Sait Faik Abasıyanık)

GÖNCÜ

  1. [isim] Ham veya işlenmiş deri satan kimse
  2. Ayakkabı tamircisi

KÖYLÜ

  1. [sıfat] Köyde yaşayan veya köyde doğmuş olan
    • "Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun / Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini." (Ömer Bedrettin Uşaklı)
  2. [isim] Köydeş
    • "Hasan benim köylümdür."
  3. [isim] Köy halkı
    • "Köylüleri, özellikle onları çok iyi tanıyordu." (Tarık Buğra)
  4. Kaba, anlayışsız
    • "Otomobilin içinden köylü kılıklı, tıknaz bir adam çıktı." (Haldun Taner)

ÖRDEK

  1. [isim] Perde ayaklılardan, evcil ve yabani türleri bulunan su kuşu (Anas)
    • "Üç ördek onları görünce paytak paytak kaçıştılar." (Haldun Taner)
  2. Yataktan kalkamayacak durumdaki erkek hastaların içine idrarlarını yaptıkları kap, lazımlık, oturak
  3. Otobüs ve minibüs sürücülerinin yollardan aldıkları yolcular için kullandıkları bir söz
  4. Hile ile para sızdırılacak kimse, enayi

GÖBEK

  1. [isim] İnsan ve memeli hayvanlarda göbek bağının düşmesinden sonra karnın ortasında bulunan çukurluk
    • "Düğmeleri birer birer açtı göbeğine dek." (Zeyyat Selimoğlu)
    • "Dillere destan olan oturak âlemlerinde göbeği atan, erkek değil, kadındır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Meclisten geçirinceye kadar göbeğim çatlamıştı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Yağ bağlamış şişman karın
    • "Göbeğini eritmek için her sabah bir saat yol yürür."
    • "Dolmuştan inince bir yandan saatine bakar, bir yandan da göbek atarmış, daha bir saat var, diye." (Haldun Taner)
  3. Şehir, ülke vb.nin orta kısmı
    • "İsviçre'nin göbeğinde, nerde ise bilmem kaçıncı Türk Moskof muharebesi patlamak üzere idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Bazı sebze ve meyvelerin orta kısmı
  5. Bahçe, halı, tavan, tepsi vb. süslü şeylerin ortalarındaki biçim
    • "Bu halının göbeği pek zarif."
  6. Hızı azaltarak trafiği yönetmek amacıyla bir kavşağın girişine yerleştirilen çember veya üçgen biçimindeki ada
  7. Kağnı tekerleğinin ortası, araba tekerleğinin dingil geçen yeri
  8. Değirmen taşının ortası
  9. Kilitleme sistemlerinde, anahtar dişlerinin tam olarak birbirine oturduğu pirinç yuva
  10. Dölütte, yumurtanın dölüt dışında kalan bölümlerle ilişkisini sağlayan organların çıktığı yer
  11. Kuşak, nesil, batın
    • "Temiz bir isim, züğürt evlatlarda ancak bir, nihayet iki göbek dayanabilir." (Reşat Nuri Güntekin)
  12. Ön ve arka tekerlerin ortasına oturtulmuş mil üzerinde dönen ve teker tellerinin takılmasına yarayan parça

DÖNEK

  1. İnanç ve düşüncesini değiştiren, sözüne güvenilmeyen, caygın, kaypak (kimse), kahpe

DÖNÜK

  1. [sıfat] Dönmüş, çevrilmiş (kimse)
    • "Ayağa kalkmıştı. Arkası bana dönüktü." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Yönelmiş
    • "Halka dönük bir eğitim."

ÖDLEK

  1. [sıfat] Korkak, tabansız, yüreksiz
    • "Oda arkadaşım geceleri bir tavşan gibi ödlekti." (Haldun Taner)

PÖÇÜK

  1. [isim] Kuyruk sokumu, kuyruk

MAJÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Büyük, önemli
  2. [isim] Bir makam, bir akort veya bir aralığın oluşma biçimi
  3. [isim] Büyük önerme

GÖRGÜ

  1. [isim] Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları, terbiye
    • "İçinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Bir kimsenin, yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim, deneyim
  3. Görmüş olma durumu
    • "Görgü tanığı."

GÖZGÜ

  1. [isim] Ayna

ÖRMEK

  1. [-i] İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak işlemek veya tezgâhta dokumak
    • "Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o!" (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak
    • "Paltonun sırtını güve yemişti de ben örmüştüm." (Burhan Felek)
  3. Saç, yele vb. şeylerin tellerini birkaç bölüme ayırıp birbirine geçirmek yolu ile dağınıklıktan kurtarmak
    • "Kız saçlarını örmüş."
  4. Duvar yapmak veya onarmak
    • "Bu duvarı iki günde ördüler."
  5. Estetik kaygıyla, duygulu biçimde bir güzelliği ortaya koymak
    • "Bu yeni zevke göre, şiir ve nesir örenler yok." (Yahya Kemal Beyatlı)
  6. Müzik, edebiyat vb.nde bir özelliği oluşturmak, ortaya koymak
    • "Yaşadıkça kendi kabuğunu yetiştiren sümüklü böcek gibi talihimizi biz kendimiz öreriz." (Abdülhak Şinasi Hisar)

TERÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş
    • "Fransız ihtilalinin teröründen kaçanlar da bunlara eklenmiş." (Haldun Taner)

ÖLÇÜT

  1. [isim] Bir yargıya varmak veya değer vermek için başvurulan ilke, kıstas, mısdak, kriter
    • "Geç kalmış bile olsak biz Batı'ya, Batı'nın uygarlık ölçü ve ölçütlerine çoktan uymuşuz." (Tarık Dursun K)

ÖRTÜŞ

  1. [isim] Örtme işi veya biçimi

DÖNGÜ

  1. [isim] Kısır döngü

DÖLÜT

  1. [isim] Embriyonun, bütün organları belirdikten sonra aldığı ad, cenin

DÖNÜŞ

  1. [isim] Dönme işi veya biçimi
    • "Artık serbestim, koynumda terhis kâğıdımla dönüş yolundayım." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Oyuncunun bir ayağını yerden kesmeden yaptığı dönme hareketi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü