İçinde çı olan 7 harfli 146 kelime var. İçerisinde ÇI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çı olan kelimeler listesine ya da Sonu çı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇIKIŞLI
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Belli bir okulu veya öğrenim kademesini bitirmiş olan, mezun
                    
                    - "Okulun 1930 yılı çıkışlıları toplandı."
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Belli bir okulu veya öğrenim kademesini bitirmiş olan, mezun
                    
                    
- TARAFÇI
- ...
- ÇIKARIM
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Çıkarma işi
                    
                    
- 
                    
                        Belli önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarından, yanlışlıklarından, başka önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarını, yanlışlıklarını çıkarma, istidlal
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Çıkarma işi
                    
                    
- ÇINARLI
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Çınarı olan
                    
                    - "Çınarlı köşkün önüne gelince durdu." (Haldun Taner)
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çınarı olan
                    
                    
- TORAKÇI
- ...
- YASAKÇI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Yasağı koyan veya uygulayan kimse
                    
                    - "Yasaklanan bir filmin ya da bir kitabın, yasakçıya neden zarar vermemiş olduğu sorusu yanıtsız kalır." (Melih Cevdet Anday)
 
- 
                    
                        Kavas
                    
                    
- 
                    
                        Bekçi, nöbetçi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yasağı koyan veya uygulayan kimse
                    
                    
- KAYIŞÇI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Kayış yapan veya satan kimse
                    
                    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Aldatıcı, hileci
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kayış yapan veya satan kimse
                    
                    
- AYLIKÇI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Aylıkla çalışan kimse
                    
                    
- 
                    
                        Başka geliri olmayıp yalnız aldığı aylıkla geçinen kimse
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Aylıkla çalışan kimse
                    
                    
- BIÇAKÇI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Bıçak vb. kesici araçlar yapan veya satan kimse
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Bıçak vb. kesici araçlar yapan veya satan kimse
                    
                    
- AÇIKTAN
- 
    - 
                        [zarf]
                    
                        Bir yerin uzağından
                    
                    
- 
                    
                        Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak
                    
                    
- 
                    
                        Emek ve para harcamadan
                    
                    - "Üstelik açıktan yol harçlığı falan da veriyor bana." (Muammer İzgü)
 
 
- 
                        [zarf]
                    
                        Bir yerin uzağından
                    
                    
- YATAKÇI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Sancak beyleri ve beylerbeyi tarafından geceleyin çarşıları beklemekle görevlendirilen halktan kimse
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Sancak beyleri ve beylerbeyi tarafından geceleyin çarşıları beklemekle görevlendirilen halktan kimse
                    
                    
- VARAKÇI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Varakla süs yapan zanaatkâr
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Varakla süs yapan zanaatkâr
                    
                    
- AÇINMAK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Gelişmek
                    
                    
- 
                    
                        İçindeki yetenekler uyanarak amacına varmak, gelişmek, inkişaf etmek
                    
                    
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Gelişmek
                    
                    
- BİRKAÇI
- 
    - 
                        [zamir]
                    
                        Az sayıda olan kimse veya şey
                    
                    - "Kadınların birkaçı sıkılarak yüzlerini duvarlara döndüler." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
 
 
- 
                        [zamir]
                    
                        Az sayıda olan kimse veya şey
                    
                    
- TOKATÇI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Dolandırıcı
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Dolandırıcı
                    
                    
- AYLAKÇI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Temelli işi olmayan işçi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Temelli işi olmayan işçi
                    
                    
- FESATÇI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Arabozan
                    
                    - "Fesatçı ve fırsatçı olduğu kadar korkak bir adamdı." (Falih Rıfkı Atay)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Arabozan
                    
                    
- YAMÇILI
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Yamçısı olan
                    
                    - "... bakar gibi, düşünür gibi dimdik duran yamçılı bir çoban hâli alırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Yamçısı olan
                    
                    
- ÇITLAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Çıtlamak işi
                    
                    
- 
                    
                        Antep fıstığının kabuğunu aralama
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Çıtlamak işi
                    
                    
- MONATÇI
- ...
