İçinde çı olan 4 harfli 17 kelime var. İçerisinde ÇI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çı olan kelimeler listesine ya da Sonu çı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇIPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerin dalgalara, akıntılara kapılarak yer değiştirmemesi için suya atılan, zincirle gemiye bağlı bulunan, ucu çengelli ağır demir araç, çipo, demir
-
[isim]
Gemilerin dalgalara, akıntılara kapılarak yer değiştirmemesi için suya atılan, zincirle gemiye bağlı bulunan, ucu çengelli ağır demir araç, çipo, demir
- SAÇI
-
-
[isim]
Gelinin başından aşağı saçılan çiçek, şeker, arpa, para vb. şeyler
-
Düğün armağanı
-
[isim]
Gelinin başından aşağı saçılan çiçek, şeker, arpa, para vb. şeyler
- ÇIĞA
-
-
[isim]
Mersin balığının, yumurtasından havyar yapılan türü (Acipenser ruthenus)
-
[isim]
Mersin balığının, yumurtasından havyar yapılan türü (Acipenser ruthenus)
- ÇITA
-
-
[isim]
Düzgün biçilmiş uzun ve ensiz tahta
-
[isim]
Düzgün biçilmiş uzun ve ensiz tahta
- AÇIT
-
-
[isim]
Bir duvarda açık bırakılmış bulunan kapı, pencere, kemerleme vb. açıklık
-
[isim]
Bir duvarda açık bırakılmış bulunan kapı, pencere, kemerleme vb. açıklık
- AHÇI
-
-
[isim]
Bakınız aşçı
-
[isim]
Bakınız aşçı
- ÇIRA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çam vb. reçineli ağaçların yağlı ve çabuk yanmaya elverişli bölümü
-
Bu bölümden küçük küçük kesilerek hazırlanmış, tutuşturma ve aydınlatma işlerinde kullanılan parça
-
Lamba
-
[isim]
Çam vb. reçineli ağaçların yağlı ve çabuk yanmaya elverişli bölümü
- AÇIK
-
-
[sıfat]
Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı
- "Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Çıktık açık alınla on yılda her savaştan."
- "Yakalanan veya tutuklanan kişinin durumu, soruşturmanın kapsam ve konusunun açığa çıkmasının sakıncalarının gerektirdiği kesin zorunluluk dışında, yakınlarına derhâl bildirilir." (Anayasa)
- "Mantıksal bir dille açığa vurduğu bu harika önerinin aksayan bir yanı vardı." (Nadir Nadi)
-
Engelsiz
- "Açık yol."
- "Bazı ihtiyarlar bütün hislerini açığa vuran ikinci bir nevi çocukluğa düşerler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Örtüsüz, çıplak
- "Açık baş."
-
Boş
- "Kâğıtta açık yer kalmadı."
-
Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal
- "Açık kadro."
-
Aralığı çok
- "Açık adımlarla."
-
Çalışır durumda olan
- "Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar." (Ömer Seyfettin)
-
Kolay anlaşılır, vazıh
- "Açık konuşma zamanının artık geldiğine kani idim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen
- "Bu adamın her işi açıktır."
-
Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen
- "... her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o." (Tarık Buğra)
-
Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı
- "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.)
-
[isim]
Denizin kıyıdan uzakça olan yeri
- "Limanda bilinen gemiler, oysa açıklardadır." (Behçet Necatigil)
-
[zarf]
Doğru olarak, açıkça
- "İnsan mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi?" (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Bir gereksinimin karşılanamaması durumu
- "Bütçe açığı."
- "Ülkenin doktor açığı."
-
[isim]
Belli bir yerin biraz uzağı
- "Tren yolu nehrin açığından geçer."
-
[sıfat]
Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı
- AÇIM
-
-
[isim]
Açma, açılış, küşat
- "Abdülhak Hamit köşesinin açım töreni yapıldı."
-
[isim]
Açma, açılış, küşat
- FIÇI
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir araya getirilerek çemberlerle tutturulmuş ensiz tahtalardan yapılan, yuvarlak, karnı şişkin ve altı üstü düz kap
- "Su, kocaman fıçılara doldurulup arabalarla Beykoz'a getirilir." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Bu kabın alabileceği miktarda olan
-
[isim]
Bir araya getirilerek çemberlerle tutturulmuş ensiz tahtalardan yapılan, yuvarlak, karnı şişkin ve altı üstü düz kap
- ÇIMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Halat ucu
-
[isim]
Halat ucu
- KAÇI
-
-
[zamir]
Ne kadarı, kaç kişi
- "Bunların kaçı sana ait?"
- "Kaçına belge verilecek?"
-
[zamir]
Ne kadarı, kaç kişi
- ALÇI
-
-
[isim]
Alçı taşının pişirilip toz durumuna getirilmesinden elde edilerek yapılarda, sanatta, mimarlıkta ve dişçilikte kullanılan madde
-
[isim]
Alçı taşının pişirilip toz durumuna getirilmesinden elde edilerek yapılarda, sanatta, mimarlıkta ve dişçilikte kullanılan madde
- ÇIKI
-
-
[isim]
Çıkın
- "Düğünün hamamı benden. Çerezi, çıkısı hepsi benden." (Abbas Sayar )
-
[isim]
Çıkın
- AŞÇI
-
-
[isim]
Yemek pişirmeyi meslek edinen kimse
-
Yemek pişirip satan kimse
-
Yemek yenilen dükkân, aşevi, lokanta
-
[isim]
Yemek pişirmeyi meslek edinen kimse
- ATÇI
-
-
[isim]
At yetiştiricisi
-
[isim]
At yetiştiricisi
- AÇIŞ
-
-
[isim]
Açma işi veya biçimi
-
[isim]
Açma işi veya biçimi