İçinde çi olan 5 harfli 58 kelime var. İçerisinde Çİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çi olan kelimeler listesine ya da Sonu çi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Ç İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İÇ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FİTÇİ
-
-
[sıfat]
Arabozan
-
[sıfat]
Arabozan
- LAÇİN
- ...
- ÇİRİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çiriş otunun kökünün öğütülmesiyle yapılan ve su ile karılarak tutkal gibi kullanılan esmer, sarı bir toz
-
[isim]
Çiriş otunun kökünün öğütülmesiyle yapılan ve su ile karılarak tutkal gibi kullanılan esmer, sarı bir toz
- SEÇİŞ
-
-
[isim]
Seçme işi veya durumu
-
[isim]
Seçme işi veya durumu
- GEÇİŞ
-
-
[isim]
Geçme işi veya biçimi
- "Bekleme sabırsızlığını çoktan kaybetmiş olduğum için vaktin geçişini pek fark etmiyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Herhangi bir durumdaki değişme, intikal
- "Geçiş dönemi."
-
Resimde iki ayrı rengi birbirine bağlayan ara ton
-
Ses organlarının bir durumdan ötekine geçmesi
-
Bir parça süresince bir tondan başka bir tona atlama
-
[isim]
Geçme işi veya biçimi
- ÇİÇEK
-
-
[isim]
Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü
- "Hiç kurumuş ağaç yeşerir, çiçek açar mı?" (Ömer Seyfettin)
- "Küçükken çıkardığı çiçek, sabanla tarla sürer gibi çehresinin altını üstüne getirmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sen yirmi beşine bile gelmemiş çiçek gibi bir taze duldun." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Ovalar, dağlar tepeden tırnağa çiçeğe kesmiş, bütün dünya çiçek kokuyordu." (Yahya Kemal)
-
Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi
- "Evin ufak çiçekler ve bitkilerle süslü bahçesine çıktım." (Refik Halit Karay)
- "Her biri bir mazinin çiçek açmasıdır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Davranışları hafif, toplum kurallarına uymayan kimse
- "Onun ne çiçek olduğunu hep biliriz."
-
Süblimleşme veya çiçeksime yoluyla elde edilen toz
-
İrinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık
-
[isim]
Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü
- HİÇÇİ
-
-
[isim]
Nihilist
-
[isim]
Nihilist
- ÇİTİL
- ...
- ÇİZME
-
-
[isim]
Koncu diz kapaklarına kadar çıkan bir çeşit ayakkabı
- "Bedevi kadınları altı iri çivili bir tür yarım çizme giyiyorlar." (Refik Halit Karay)
- "Daha çoğunu istemeye kalkarsa iş değişir o zaman; buna çizmeden yukarı çıkmak denir, herkes haddini bilmeli." (Melih Cevdet Anday)
- "Yaptığım işe hâlâ şaşmaktan ve inanamamaktan vazgeçemediğim hâlde çizmeleri çekmiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Koncu diz kapaklarına kadar çıkan bir çeşit ayakkabı
- ÇİPİL
-
-
[sıfat]
Ağrılı ve kirpikleri dökülmüş (göz)
- "Annesininki gibi çipil fakat daha siyah ve kapakları şişmiş gözleri parlak, ufarak ve batıktı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Ağrılı ve kirpikleri dökülmüş (göz)
- ÇİMEK
-
-
[isim]
Çimecek yer
-
[isim]
Çimecek yer
- ÇİROZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yumurtasını atarak zayıflamış uskumru balığı
-
Bu balığın kurutulmuşu
-
[sıfat]
Çok zayıf (kimse)
-
[isim]
Yumurtasını atarak zayıflamış uskumru balığı
- CEPÇİ
-
-
[isim]
Yankesici
-
[isim]
Yankesici
- BEKÇİ
-
-
[isim]
Bir şeyi veya bir yeri bekleyip korumakla görevli kimse
- "Karşı odaya bekçi oldun dedi, ilk aylığımı verdiler." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Yıkılan o saltanatlar üzerinde bir kandil gibi artık sonsuzluğa dek bekçi kalacaktı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Bir şeyi veya bir yeri bekleyip korumakla görevli kimse
- NİÇİN
-
-
[zarf]
Hangi amaçla, hangi sebeple, neden, niye
- "Sen misin Çalıkuşu, dedi, niçin böyle kendi kendine yavaş yavaş yürüyorsun?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Hangi amaçla, hangi sebeple, neden, niye
- ÇİTME
-
-
[isim]
Çitmek işi
-
[isim]
Çitmek işi
- ÇİĞİT
-
-
[isim]
Çekirdek, özellikle pamuk çekirdeği
-
[isim]
Çekirdek, özellikle pamuk çekirdeği
- GEÇİM
-
-
[isim]
Geçinme işi, geçinme araçları, geçinme, maişet
- "Biri elbise askısı yapıyor, diğeri de yapılanları satıyor, böylece geçimlerini doğrultuyorlardı." (Samiha Ayverdi)
-
Anlaşma, uyum
- "Aralarında geçim yok."
-
[isim]
Geçinme işi, geçinme araçları, geçinme, maişet
- ÇİĞDE
-
-
[isim]
Hünnap
-
Bu ağacın kırmızı kabuklu, sert çekirdekli, iri zeytin biçiminde ve büyüklüğünde, güzün olgunlaşan yemişi
-
[isim]
Hünnap
- ETÇİL
-
-
[sıfat]
Etobur
-
[sıfat]
Etobur