İçinde çi olan 5 harfli 58 kelime var. İçerisinde Çİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çi olan kelimeler listesine ya da Sonu çi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Ç İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İÇ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇİZGE
-
-
[isim]
Bir olayın çeşitli durumlarını göstermeye veya birkaç şey arasında karşılaştırma yapmaya yarayan çizgilerden oluşmuş biçim, grafik
-
[isim]
Bir olayın çeşitli durumlarını göstermeye veya birkaç şey arasında karşılaştırma yapmaya yarayan çizgilerden oluşmuş biçim, grafik
- ÇİMME
-
-
[isim]
Çimmek işi
-
[isim]
Çimmek işi
- ÇİZER
-
-
[isim]
Karikatürcü
-
[isim]
Karikatürcü
- ÇİZME
-
-
[isim]
Koncu diz kapaklarına kadar çıkan bir çeşit ayakkabı
- "Bedevi kadınları altı iri çivili bir tür yarım çizme giyiyorlar." (Refik Halit Karay)
- "Daha çoğunu istemeye kalkarsa iş değişir o zaman; buna çizmeden yukarı çıkmak denir, herkes haddini bilmeli." (Melih Cevdet Anday)
- "Yaptığım işe hâlâ şaşmaktan ve inanamamaktan vazgeçemediğim hâlde çizmeleri çekmiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Koncu diz kapaklarına kadar çıkan bir çeşit ayakkabı
- ÇİMEN
-
-
[isim]
Kendiliğinden yetişmiş çim
- "Baş başa uzandık seninle ıslak / Çimenlerine yaz bahçelerinin." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Kendiliğinden yetişmiş çim
- ETÇİL
-
-
[sıfat]
Etobur
-
[sıfat]
Etobur
- ÇİĞLİ
- ...
- GEÇİT
-
-
[isim]
Geçmeye yarayan yer, geçecek yer
- "Başka türlü düşünmek, köprüyü bırakıp çayda geçit aramaya benzer." (Tarık Buğra)
-
İki dağ arasında dar ve uzun yol
-
[isim]
Geçmeye yarayan yer, geçecek yer
- ÇİÇEK
-
-
[isim]
Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü
- "Hiç kurumuş ağaç yeşerir, çiçek açar mı?" (Ömer Seyfettin)
- "Küçükken çıkardığı çiçek, sabanla tarla sürer gibi çehresinin altını üstüne getirmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sen yirmi beşine bile gelmemiş çiçek gibi bir taze duldun." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Ovalar, dağlar tepeden tırnağa çiçeğe kesmiş, bütün dünya çiçek kokuyordu." (Yahya Kemal)
-
Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi
- "Evin ufak çiçekler ve bitkilerle süslü bahçesine çıktım." (Refik Halit Karay)
- "Her biri bir mazinin çiçek açmasıdır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Davranışları hafif, toplum kurallarına uymayan kimse
- "Onun ne çiçek olduğunu hep biliriz."
-
Süblimleşme veya çiçeksime yoluyla elde edilen toz
-
İrinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık
-
[isim]
Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü
- İPÇİK
-
-
[isim]
Bitkilerin erkek organlarında başçığı çiçeğe bağlayan ince sap
-
[isim]
Bitkilerin erkek organlarında başçığı çiçeğe bağlayan ince sap
- ÇİNKO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Atom numarası 30, atom ağırlığı 65,37, mavimsi beyaz renkte olan sert bir element, tutya (simgesi Zn)
-
[sıfat]
Bu elementten yapılmış
- "Odamız yaz günleri çinko damın altında yanar durur." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Atom numarası 30, atom ağırlığı 65,37, mavimsi beyaz renkte olan sert bir element, tutya (simgesi Zn)
- ÇİROZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yumurtasını atarak zayıflamış uskumru balığı
-
Bu balığın kurutulmuşu
-
[sıfat]
Çok zayıf (kimse)
-
[isim]
Yumurtasını atarak zayıflamış uskumru balığı
- ÇİSEN
- ...
- ÇİMEK
-
-
[isim]
Çimecek yer
-
[isim]
Çimecek yer
- SEÇİM
-
-
[isim]
Seçme işi
-
Kanunlar, yönetmelikler uyarınca kanun koymak ve yönetmek için bir veya daha çok aday arasından belli birini veya birkaçını seçme, intihap
- "Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar." (Haldun Taner)
-
[isim]
Seçme işi
- GERÇİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Her ne kadar ... ise de, vakıa
- "Mahallen gerçi sakindir, sakindir ama civcivli de bir mahalledir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Her ne kadar ... ise de, vakıa
- SESÇİ
-
-
[isim]
Radyoda, televizyonda ses kaydı yapan ve yayın sırasında ses düzenini ayarlayan teknik görevli, tonmayster
-
[isim]
Radyoda, televizyonda ses kaydı yapan ve yayın sırasında ses düzenini ayarlayan teknik görevli, tonmayster
- ÇİĞİT
-
-
[isim]
Çekirdek, özellikle pamuk çekirdeği
-
[isim]
Çekirdek, özellikle pamuk çekirdeği
- ÇİPLİ
- ...
- ÇİFTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
At, eşek ve katırın arka ayaklarıyla vuruşu, tekme
-
İki namlulu av tüfeği
- "Çifteler dolduruldu, horozlar çekildi, iki el silah atıldı." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
İkisi bir arada bulunan veya ikili
- "Çifte minare."
- "Güzel sevme derler nasıl sevmeyim / Kaşlar arasında çifte benler var." (Karacaoğlan)
-
[sıfat]
Çift kürekli (sandal, kayık)
- "Valde Paşa'nın üç çifte kayığındaki gümüş kafes örmeli ve kenarları balık şeklinde yine gümüş saçaklı ihramı meşhurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
At, eşek ve katırın arka ayaklarıyla vuruşu, tekme