İçinde çi olan 5 harfli 58 kelime var. İçerisinde Çİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çi olan kelimeler listesine ya da Sonu çi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Ç İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İÇ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİŞÇİ
-
-
[isim]
Diş hekimi
-
[isim]
Diş hekimi
- ÇİZİM
-
-
[isim]
Çizme işi
-
Çizilerek oluşturulmuş biçim
-
Bir şeklin belli bir kurala göre cetvel ve pergel yardımıyla çizilmesi işi
-
[isim]
Çizme işi
- ÇİĞLİ
- ...
- BİÇİŞ
-
-
[isim]
Biçme işi veya biçimi
-
[isim]
Biçme işi veya biçimi
- ÇİĞDE
-
-
[isim]
Hünnap
-
Bu ağacın kırmızı kabuklu, sert çekirdekli, iri zeytin biçiminde ve büyüklüğünde, güzün olgunlaşan yemişi
-
[isim]
Hünnap
- ÇİZİK
-
-
[isim]
Çizgi
-
Sıyrık, çizgi biçiminde yara
- "Şapkası ezilmiş, ceketi yakasından ta omuzuna kadar yırtılmış, yüzü gözü çizikler, çürükler içinde..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Çizilmiş
-
[isim]
Çizgi
- İPÇİK
-
-
[isim]
Bitkilerin erkek organlarında başçığı çiçeğe bağlayan ince sap
-
[isim]
Bitkilerin erkek organlarında başçığı çiçeğe bağlayan ince sap
- ÇİĞİL
- ...
- NİÇİN
-
-
[zarf]
Hangi amaçla, hangi sebeple, neden, niye
- "Sen misin Çalıkuşu, dedi, niçin böyle kendi kendine yavaş yavaş yürüyorsun?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Hangi amaçla, hangi sebeple, neden, niye
- ÇERÇİ
-
-
[isim]
Köy, pazar vb. yerlerde dolaşarak ufak tefek tuhafiye eşyası satan kimse
-
Bazı bölgelerde tuhafiyeci
-
[isim]
Köy, pazar vb. yerlerde dolaşarak ufak tefek tuhafiye eşyası satan kimse
- ÇİTEN
-
-
[isim]
Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet veya çit
-
Kuzu ağılı
-
[isim]
Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet veya çit
- ÇİĞİT
-
-
[isim]
Çekirdek, özellikle pamuk çekirdeği
-
[isim]
Çekirdek, özellikle pamuk çekirdeği
- ÇİÇEK
-
-
[isim]
Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü
- "Hiç kurumuş ağaç yeşerir, çiçek açar mı?" (Ömer Seyfettin)
- "Küçükken çıkardığı çiçek, sabanla tarla sürer gibi çehresinin altını üstüne getirmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sen yirmi beşine bile gelmemiş çiçek gibi bir taze duldun." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Ovalar, dağlar tepeden tırnağa çiçeğe kesmiş, bütün dünya çiçek kokuyordu." (Yahya Kemal)
-
Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi
- "Evin ufak çiçekler ve bitkilerle süslü bahçesine çıktım." (Refik Halit Karay)
- "Her biri bir mazinin çiçek açmasıdır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Davranışları hafif, toplum kurallarına uymayan kimse
- "Onun ne çiçek olduğunu hep biliriz."
-
Süblimleşme veya çiçeksime yoluyla elde edilen toz
-
İrinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık
-
[isim]
Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü
- ÇİMEK
-
-
[isim]
Çimecek yer
-
[isim]
Çimecek yer
- SEÇİM
-
-
[isim]
Seçme işi
-
Kanunlar, yönetmelikler uyarınca kanun koymak ve yönetmek için bir veya daha çok aday arasından belli birini veya birkaçını seçme, intihap
- "Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar." (Haldun Taner)
-
[isim]
Seçme işi
- ÇİZGİ
-
-
[isim]
Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril
- "Bu kâğıda üç çizgi çekti." (Ömer Seyfettin)
-
Yüz ve vücut hatlarının her biri
- "Gözlerinin rengi, yüzünün çizgileri, boyu bosu bile değişmiyordu." (Oktay Rifat)
- "Tüm Müslümanlar aralarındaki kızgınlıklara, kinlere, o gün bir çizgi çekeceklerdi." (Haldun Taner)
-
Bir noktanın yürütülmesiyle oluşan biçim
- "Çizginin yalnız uzunluk boyutu vardır."
-
Temel
- "Ben hayatımı yeniden ve bambaşka çizgiler üzerinde kuracağım." (Atilla İlhan)
-
Bir durumdan başka bir duruma atlanan, geçilen yer, sınır
-
[isim]
Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril
- GEÇİT
-
-
[isim]
Geçmeye yarayan yer, geçecek yer
- "Başka türlü düşünmek, köprüyü bırakıp çayda geçit aramaya benzer." (Tarık Buğra)
-
İki dağ arasında dar ve uzun yol
-
[isim]
Geçmeye yarayan yer, geçecek yer
- LAÇİN
- ...
- SEÇİŞ
-
-
[isim]
Seçme işi veya durumu
-
[isim]
Seçme işi veya durumu
- ÇİPİL
-
-
[sıfat]
Ağrılı ve kirpikleri dökülmüş (göz)
- "Annesininki gibi çipil fakat daha siyah ve kapakları şişmiş gözleri parlak, ufarak ve batıktı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Ağrılı ve kirpikleri dökülmüş (göz)