İçinde çar olan 9 harfli 18 kelime var. İçerisinde ÇAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çar olan kelimeler listesine ya da Sonu çar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÇAR
2 Harfli Kelimeler
AÇ, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇARŞAFLIK
-
-
[sıfat]
Çarşaf yapmaya elverişli olan (kumaş)
-
[sıfat]
Çarşaf yapmaya elverişli olan (kumaş)
- ÇARDAKSIZ
-
-
[sıfat]
Çardağı olmayan
-
[sıfat]
Çardağı olmayan
- ÇARPITMAK
-
-
[-i]
Çarpık duruma getirmek
- "Sağ gözünü şakağa doğru gerip çarpıtarak korkunç bir şekle sokmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yanlışa ve kötü duruma götürmek
- "Örnek tutarlı olmazsa kimseyi düzeltemez / Tutarlı olmayan örnek herkesi çarpıtır." (Turan Oflazoğlu)
-
Gerçek anlamından saptırmak
-
[-i]
Çarpık duruma getirmek
- ÇARŞIBAŞI
- ...
- ÇARESİZCE
-
-
[zarf]
Çaresiz bir biçimde
-
[zarf]
Çaresiz bir biçimde
- ÇARPINMAK
-
-
[nsz]
Çırpınmak
-
[nsz]
Çırpınmak
- ÇARPTIRIŞ
-
-
[isim]
Çarptırma işi veya biçimi
-
[isim]
Çarptırma işi veya biçimi
- ÇARPIKLIK
-
-
[isim]
Çarpık olma durumu, eğrilik
- "Dayımın yüzünde de bir acayiplik, bir çarpıklık hasıl oldu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Çarpık olma durumu, eğrilik
- ÇARLİSTON
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da yaygınlaşan dans türü
-
Bu dansın müziği
- "Arkamızdan geliyor ve ıslıkla bir çarliston çalıyordu." (Aka Gündüz)
-
Sivri uçlu, uzun ve kalın, tatlı, yeşilimsi biber, çarliston biber
-
[sıfat]
İnce, uzun ve çarpıcı
- "Ben, bir hayalet kadar zayıf, on altı yaşında, çarliston pantolonlu, şık fesli bir mektepli efendiydim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da yaygınlaşan dans türü
- ÇARPMASIZ
-
-
[sıfat]
Çarpma yapılamayan
-
[sıfat]
Çarpma yapılamayan
- ÇARPILMAK
-
-
[nsz]
Çarpma işine konu olmak
-
[-e]
Çarpık duruma gelmek
- "Bu adam, elli beş, altmış yaşlarında, boynu biraz yana çarpılmış, çıkık alınlı, çökük yanaklı, kara kuru bir ihtiyardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çalınmak, soyulmak
-
Aldatılmak
-
Alınıp gücenmek
- "Tatlı tatlı konuşurken birdenbire çarpıldı."
-
Çekiciliğine kapılmak, etkilenmek
- "Bir bakış, bir gülüşle çarpılmak işten değil." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[nsz]
Çarpma işine konu olmak
- ÇARKÇILIK
-
-
[isim]
Çarkçının görevi
-
[isim]
Çarkçının görevi
- ÇARŞAFSIZ
-
-
[sıfat]
Üzerinde çarşaf olmayan
-
Çarşaf giymemiş olan
-
[sıfat]
Üzerinde çarşaf olmayan
- ÇARPIŞMAK
-
-
Birbirine çarpmak, tokuşmak
- "Kompartımana girdi ve eşyalarını raflara koymaya çalışan Pervin'le çarpıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Vuruşmak, savaşmak
- "Karşımıza çıkacak olan kuvvet, kim ve ne olursa olsun, behemehâl çarpışırız ve muvaffak oluruz." (Atatürk)
-
[nsz]
Birbirine üstün gelmeye çalışmak
- "İki düşünce çarpışıyor."
-
Birbirine çarpmak, tokuşmak
- ÇAÇARONCA
-
-
[sıfat]
Çaçarona yakışır (davranış)
-
[zarf]
Çaçarona yakışır bir biçimde
-
[sıfat]
Çaçarona yakışır (davranış)
- ÇARPTIRMA
-
-
[isim]
Çarptırmak işi
-
[isim]
Çarptırmak işi
- ÇARİÇELİK
- ...
- BİÇARELİK
-
-
[isim]
Biçare olma durumu, zavallılık, çaresizlik
- "Felaketler altında başlarını eğen çamlar sonsuz bir biçarelikle inlerler, sallanırlar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Biçare olma durumu, zavallılık, çaresizlik