İçinde çalk olan 32 kelime var. İçerisinde ÇALK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çalk olan kelimeler listesine ya da Sonu çalk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ÇALKALANABİLMEK, ÇALKALAYABİLMEK
ÇALKALANABİLME, ÇALKALAYABİLME
ÇALKANABİLMEK
ÇALKANABİLME, ÇALKANDIRMAK
ÇALKALANMAK, ÇALKALATMAK, ÇALKANDIRMA, ÇALKANTISIZ
ÇALKALAMAK, ÇALKALANIŞ, ÇALKALANMA, ÇALKALATIŞ, ÇALKALATMA, ÇALKALAYIŞ, ÇALKANTILI
ÇALKALAMA, ÇALKANMAK, ÇALKATMAK
ÇALKAMAK, ÇALKANIŞ, ÇALKANMA, ÇALKANTI, ÇALKATMA, ÇALKAYIŞ
ÇALKAĞI, ÇALKAMA
ÇALKAK, ÇALKAR
ÇALKI
A K L Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÇAK, ÇAL, KAÇ, KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AÇ, AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇALKALAYABİLMEK
-
-
[-i]
Çalkalama imkânı veya olasılığı bulunmak
-
[-i]
Çalkalama imkânı veya olasılığı bulunmak
- ÇALKALANABİLMEK
-
-
[nsz]
Çalkalanma imkânı veya olasılığı bulunmak
-
[nsz]
Çalkalanma imkânı veya olasılığı bulunmak
- ÇALKALAYABİLME
-
-
[isim]
Çalkalayabilmek işi
-
[isim]
Çalkalayabilmek işi
- ÇALKALANABİLME
-
-
[isim]
Çalkalanabilmek işi
-
[isim]
Çalkalanabilmek işi
- ÇALKANABİLMEK
-
-
[nsz]
Çalkalanma imkânı veya olasılığı bulunmak
-
[nsz]
Çalkalanma imkânı veya olasılığı bulunmak
- ÇALKANABİLME
-
-
[isim]
Çalkanabilmek işi
-
[isim]
Çalkanabilmek işi
- ÇALKANDIRMAK
- ...
- ÇALKALATMAK
-
-
[-i]
Çalkatmak
-
[-i]
Çalkatmak
- ÇALKANDIRMA
- ...
- ÇALKANTISIZ
-
-
[sıfat]
Çalkantısı olmayan
- "Çalkantısız deniz."
-
[sıfat]
Çalkantısı olmayan
- ÇALKALANMAK
-
-
[nsz]
Çalkama işine konu olmak
-
Dalgalanmak
-
[nsz]
Çalkama işine konu olmak
- ÇALKALANMA
-
-
[isim]
Çalkalanmak işi
-
[isim]
Çalkalanmak işi
- ÇALKALAMAK
-
-
[-i]
Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak
- "Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına!" (Atilla İlhan)
-
[nsz]
İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak
- "Kahvelerde zar çalkalayan avuçlar görüyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir şeyi içinden su çarparak geçirmek yolu ile temizlemek
- "Tabakları çalkalamak. Bardakları çalkalamak. Ağzını çalkalamak."
-
Tahılı sarsarak kalburdan geçirmek, elemek
-
[nsz]
Vücudun göbek, kalça vb. yerini sürekli oynatmak
- "Aşağıdan yavrum, aşağıdan diye göbek çalkalıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Kuluçka yumurtalarını çevirmek
-
Sağlığının bozulmasına yol açmak
-
[-i]
Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak
- ÇALKALANIŞ
-
-
[isim]
Çalkalanma işi veya biçimi
-
[isim]
Çalkalanma işi veya biçimi
- ÇALKALATMA
-
-
[isim]
Çalkalatmak işi
-
[isim]
Çalkalatmak işi
- ÇALKALAYIŞ
-
-
[isim]
Çalkalama işi veya biçimi
-
[isim]
Çalkalama işi veya biçimi
- ÇALKANTILI
-
-
[sıfat]
Çalkantısı olan
- "Gece yıldızsız, deniz hafif çalkantılı idi." (Haldun Taner)
-
Düzensiz, karmakarışık
- "Oldukça çalkantılı günler geçirdi, isteklerinin çoğunu gerçekleştirecek zaman bulamadı." (Tomris Uyar)
-
[sıfat]
Çalkantısı olan
- ÇALKALATIŞ
-
-
[isim]
Çalkalatma işi veya biçimi
-
[isim]
Çalkalatma işi veya biçimi
- ÇALKANMAK
-
-
[nsz]
Çalkama işine konu olmak
-
Deniz, göl dalgalanmak
- "Bu loş ve serin salonların altında Haliç'in denizliğini unutmuş, uslu suyu çalkanır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Coşmak
-
Haber, söylenti herkesin ağzında dolaşmak
-
Coşkunluk, hareketlilik içinde bulunmak
- "Herkes, her şey bir bahar sevinci içinde çalkanır durur." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Çalkama işine konu olmak
- ÇALKALAMA
-
-
[isim]
Çalkalamak işi
-
[isim]
Çalkalamak işi