İçinde çal olan 8 harfli 31 kelime var. İçerisinde ÇAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çal olan kelimeler listesine ya da Sonu çal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÇAL
2 Harfli Kelimeler
AÇ, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇALAPAÇA
-
-
[zarf]
Zorla yürüterek, sürükleye sürükleye
-
[zarf]
Zorla yürüterek, sürükleye sürükleye
- SALÇALIK
-
-
[sıfat]
Salça yapmaya elverişli
-
Salça yapmak için ayrılmış
- "Salçalık domates."
-
[sıfat]
Salça yapmaya elverişli
- ALÇALTIŞ
-
-
[isim]
Alçaltma işi veya biçimi
-
[isim]
Alçaltma işi veya biçimi
- ÇALARMAK
-
-
[nsz]
Ekinler veya meyveler olmaya, olgunlaşmaya yüz tutmak
-
[nsz]
Ekinler veya meyveler olmaya, olgunlaşmaya yüz tutmak
- ÇALDIRMA
-
-
[isim]
Çaldırmak işi
-
[isim]
Çaldırmak işi
- ÇALIMSIZ
-
-
[sıfat]
Çalımı olmayan, gösterişsiz
-
[sıfat]
Çalımı olmayan, gösterişsiz
- ÇALINMAK
-
-
[nsz]
Çalma işine konu olmak
- "Kapı kapanalı daha üç beş dakika olmadan tekrar çalınmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
İnme inmek
-
[nsz]
Çalma işine konu olmak
- SAÇALAMA
-
-
[isim]
Saçalamak işi
-
[isim]
Saçalamak işi
- ÇALDIRAN
- ...
- ÇALIŞKAN
-
-
[sıfat]
Gayretli, çalışmayı seven, faal
- "Bundan başka saygılı, temiz ve çalışkan bir kızdı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Gayretli, çalışmayı seven, faal
- ÇALKANTI
-
-
[isim]
Deniz ve gölde dalgalanma
-
Çalkanmış şey
- "Yumurta çalkantısı."
-
Kalbur yardımıyla ayrılan çer çöp
-
Coşku
- "Lodos rüzgârı es esebildiğine / Dinmesin gönlümdeki çalkantı." (Behçet Necatigil)
-
Kargaşa ve bunalımın yol açtığı düzensiz, karışık, sıkıntılı durum
- "Beraat etmen büyük çalkantı yaratır basında." (Çetin Altan)
-
[isim]
Deniz ve gölde dalgalanma
- ÇALKAYIŞ
-
-
[isim]
Çalkama işi veya biçimi
-
[isim]
Çalkama işi veya biçimi
- ÇALTILIK
-
-
[isim]
Çaltısı çok olan yer
-
[isim]
Çaltısı çok olan yer
- KALÇALIK
-
-
[isim]
Davulcuların, davulun sürtünmesine karşı giysilerini korumak amacıyla sol kalçalarına koydukları deri parçası
-
[isim]
Davulcuların, davulun sürtünmesine karşı giysilerini korumak amacıyla sol kalçalarına koydukları deri parçası
- SARIÇALI
-
-
[isim]
Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, çiçekleri sarı, meyvesi ekşi ve kırmızı renkte, kabuğu ve kökü solucan düşürücü ilaç olarak kullanılan bir bitki, kadıntuzluğu, çobantuzluğu, amberbaris (Berberis vulgaris)
-
[isim]
Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, çiçekleri sarı, meyvesi ekşi ve kırmızı renkte, kabuğu ve kökü solucan düşürücü ilaç olarak kullanılan bir bitki, kadıntuzluğu, çobantuzluğu, amberbaris (Berberis vulgaris)
- ÇALGISAL
-
-
[sıfat]
Sözsüz
-
[sıfat]
Sözsüz
- ÇALKAMAK
-
-
Çalkalamak
- "Dişim ağrıyor, rakı ile ağzımı çalkadım." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Tahıl elemek
-
Çalkalamak
- ÇALDIRIŞ
-
-
[isim]
Çaldırma işi veya biçimi
-
[isim]
Çaldırma işi veya biçimi
- ÇALKANIŞ
-
-
[isim]
Çalkanma işi veya biçimi
-
[isim]
Çalkanma işi veya biçimi
- ÇALIMLIK
-
-
Yoğurt veya maya çalmaya yetecek kadar
-
Yoğurt veya maya çalmaya yetecek kadar